Müjdat Gezen

Uğur-Vefa

15 Ağustos 2022 Pazartesi

Okulumuzun boza günlerine birlikte giderdik. Kemal, Uğur, Vefa, ben. Vefa Küçük iyi bir Fenerbahçelidir. Uğur da öyle. En son Fenerbahçe Divan Kurulu Başkanlığı için karşı karşıya geldiler. İkisi de bu büyük camiaya yararlı olmak istiyorlardı. Seçimi Uğur kazandı. Vefa kendisini tebrik etti. Geçenlerde Uğur, Vefa’nın hasta olduğu haberini alınca kendisini aramış. Telefon açılmamış. Bir arkadaşına Vefa’nın sağlık durumunu sormuş, “Acaba telefonumu duymadı mı, yoksa hasta mı” diye. “Hasta” demiş arkadaşı. Ertesi gün bir daha aramış ve bulmuş Vefa’yı. “Vefa, lafı hiç dolandırmadan sana bir teklifte bulunuyorum, eğer sağlığına iyi gelecekse sana divan başkanlığı görevini şu anda devretmeye hazırım kardeşim” demiş. Vefa çok duygulanmış. 

Vefa pek çok anlama gelen bir sözcüktür. Bu meselede her anlamı yüklü. Vefa iyi bir adamdır. Uğur’dan hiç söz etmeye gerek görmüyorum. Yarım asrı aştı dostluğumuz. Onu herkes tanıyor, biliyor. Dürüstlük anıtıdır. Vefa’ya yaptığı teklif samimidir, içtendir. “Bırakır mısın Vefa’ya?” dedim. “Şu anda, dedi, sağlıktan daha önemli ne var Müjdat?” Fenerbahçe büyük camiadır. Atatürk’ün izinde gider hep. Tıpkı Uğur ve Vefa gibi. Ali Koç gibi..

İNCİTMEK

Dünyada en çekindiğim şey, birini incitmektir. Bu benim tabiatımda yok. Bazı yazdıklarım bazı kişileri incitiyor olabilir. Beni bağışlayacaklarını umuyorum. Ama mizah biraz acıtır. Bende âcizane birazcık mizahla ilgili biriyim. Kimseyi incitmek amacıyla bir şey yapmam, yapamam. Mesleğim insanları mutlu etmek üzerine kuruludur. İnsanlar mutlu olsunlar, bu bana yeter. İncinen kırılan olursa, birazcık dönüp kendilerine bakmaları da iyi olur kanısındayım. 

KILIÇDAROĞLU

Dedi ki: “Bizdeki veriler, YSK’nin elinde yok.” İktidar çok kızdı. Bu ne demekmiş?... Çıktı ekrana CHP’li yetkililer, açıklama yaptılar: YSK bütün siyasi partilere bilgi verir. Ama biz CHP olarak bu verilerle yetinmeyip, tek tek araştırıp, detaya iniyoruz ve daha çok bilgi sahibi oluyoruz... Özetle işin aslı bu. Hükümet insan içine çıkamıyor. İktidara söylenecek tampon yazısı şu bence, banal ama güzel: 

“KISKANMA NE OLUR, ÇALIŞ SENİN DE OLUR.”

NESİN MATEMATİK KÖYÜ

Ali Nesin bilindiği gibi Aziz Abi’nin oğludur ve Amerika’daki kürsüsünü bırakarak babasının vakfının başına geçmiş, ayrıca İzmir’de Nesin Matematik Köyü’nü kurmuş, oraya gelir olsun diye birkaç kilometre ötede bir zeytinlik almış ve köyü ayakta tutmak için çırpınıp durmuştur. Hâlâ da çırpınıyor. Köy çok itibarlı. Gidin görün, kararı siz verin. Her ne kadar ziyaretçilere kapalı ise de kimse dinlemiyor ve orayı görmeye gidiyorlar. Kızım Elif bayılmıştı köye...

Videosunu izledim. İki motosikletli genç, ellerindeki ateşleyici malzemeyi zeytinliğe atarak kaçıyorlar. Ağaçlar yanıyor. Kurtarılabileni kurtuluyor... Oğlum sizin ananız babanız yok mu? Bırakın Nesin’in zeytinliğini, ağaç bu yahu. Yakılır mı hiç? Bence siz, kendinizi yaktınız. Yenilerini dikeriz zeytin ağaçlarının. Ama asıl yenilenmesi gereken siz ve sizin gibilerdir. Yapmayın böyle şeyler. Yakışmıyor. 

CUMHURİYET

Bilmem dikkatinizi çekti mi? Ben bu ülkedeki önemli bulduğum olayları not düşerken tarih veriyorum. İleriki yıllarda, belki hiçbirimiz hayatta yokken, bu kitabı kitaplığından çekip okuyan torununuz veya çocuğunuz, bu ülkede neler olmuş onları da bilsin. Dolayısıyla, salt sizi biraz mutlu etmek fikrinin dışında, biraz da içinden geçtiğimiz şu zamanı bilsinler istiyorum. Kadınlar sokaklarda yürüyorlar şu anda. Çünkü dün gece yarısı tek adamın verdiği bir kararla adı bile bizden olan “İstanbul Sözleşmesi” iptal ediliyor. Kadınların yüzde 93’ü bu anlaşmanın yanında. Şimdi düşünün siz iktidarın kadın oylarının ne durumda olacağını. Ayrıca siz düşünmeyin, bırakın onlar düşünsünler. Zaten durumları facia. Gitti gidiyor derler ya. Bunlar çoktan gitti ama seçimlere daha var. Resmen yapılacak bayram kutlaması için biraz daha sabır. Yıllar sonra bu hükümet Kenan Evren’i yargıladı ve mahkûm etti. Doğru bir hareketti bence. Tarih böyle bir şey işte. Affetmiyor. Şu anda anayasa ayaklar altında. Açıkça çiğnenmekte. Bakalım sonuç ne olacak? Umarım kimsenin canı yanmaz. Bunu hiç istemem. Dindar ve kindar gençler yetiştirmeyi hedefleyenlerden ne farkımız kalır o zaman?... Öç almaya gidiyorsan iki tabut hazırla der Çinliler. İntikam çok kötüdür. Cumhuriyetten intikam almayı düşünenlerin sonu iyi olmaz. Bir iki kez denediler, olmadı. Bu defa hiç olmayacak. Menemen’de de olmadı. 15 Temmuz’da da olmadı. Olmayacak. Bu Cumhuriyet hep yaşayacak. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

İstanbul Sözleşmesi 20 Mart 2021 tarihinde tek imza ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından iptal edilmişti. TBMM’nin kararıyla kabul edilen uluslararası bu anlaşmanın ismi, bilindiği gibi İstanbul Sözleşmesi. Türkiye’de, İstanbul’da yapıldı. On bir yıldır yürürlükte. Meclis kararıyla kabul edilen bir anlaşmanın Meclis kararı olmadan iptali yasal olarak mümkün değilmiş. Bunu hukukçular söylüyor. Hemen avukatım Celal Ülgen’i aradım. Kızı avukat Deniz Şeren’i aradım. O bir kadın hukukçu. Böyle bir kararın hiçbir hukuki geçerliliği yok. Resmi Gazete’de yayımlansın yayımlanmasın hukuki değil. Meclis kararı gerekli. Sonuçta cumhurbaşkanı Meclis’e eller yukarı diyecek de belki o zaman çıkacak karar. Kız çocuk babası ve annesi olan milletvekilleri, emri alır almaz el kaldıracaklar. Bütün samimiyetimle söylüyorum, gerçekten çok utanıyorum bu durumdan. Yahu bu anlaşmanın ismi bile bizden. Burada, bizim ülkemizde yapılmış. İlk imzayı atan biziz. Ama zihniyet 12 yaşındaki küçük kızların evlendirilmesinden yana. Resmi nikâh yerine pekâlâ imam nikâhı denen şeyle olabiliyor ikinci kadın. Daha başka nelerin peşinde koştukları ise bilinmiyor. Yakında kokusu çıkar. 

HDP’yi kapatmak, milletvekillerini tutuklamak, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmek bana bir birleşik sözcüğü hatırlattı: GİDERAYAK.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Süalp Tansan 18 Kasım 2024
Baylan günleri 11 Kasım 2024
Açık açık söyle 4 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları