Bu köşenin bugünkü konusu aslında tümüyle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve her olayda olduğu gibi bu olayda da kamplaşan medyamızın acınası hali olacaktı. Ama Saray’ın amiral gemisindeki servi boylu al yanaklı köşe yazarının, geçen haftaki “Akşener’in unuttukları” başlıklı yazımız nedeniyle sataşmasına cevap vermek şart oldu.

Geçen haftaki yazımızda İYİ Parti lideri Akşener’in “İYİ Parti olmasaydı İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ne olacaktı? Bir şey değişti, her şey değişti. Bazen hatırlatmakta fayda oluyor” sözlerini eleştirmiş, gereksiz bir tartışmaya neden olacağını vurgulamıştık. Bu yazıya İYİ Parti yerine Saray’ın amiral gemisindeki “kabine toto” yazarından yanıt geldi. 

Şöyle diyordu 1 Mart tarihli köşesinde: “Tabii CHP Genel Merkezi boş durur mu, onlar da operasyon aracı olarak kullandıkları gazete üzerinden Meral Akşener’e, ‘nankör kedi’ muamelesi yapan bir yazı yazdırdılar.” 

Meral Hanım bu konuşmayı yapınca CHP de boş durmayıp bize bu sözleri eleştiren bir yazı yazdırmışlar. Malum Cumhuriyet gazetesi de operasyon gazetesiymiş ya...

Ne diyelim, kişi herkesi kendi gibi bilirmiş. Zat-ı muhterem talimat alarak yazı yazmayı yıllardır içselleştirdiğinden başkalarını da öyle sanıyor. Diyelim ki iddiası doğru; peki, CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiğimiz yazıları kimin talimatıyla yazdık o zaman? 

Bir önceki hafta da Davutoğlu’nu inceden eleştirdik. Onu da Meral Hanım mı yazdırdı?

O yazı öncesinde ve sonrasında bir CHP’li ile görüştüğümü kanıtlasın özür dileyelim kendisinden. Saray’a yakın olduğundan HTS kayıtlarına da ulaşması zor değil. Şükür bugüne kadar ne talimatla yazı yazdık ne de elimize tutuşturulan soruları birine yöneltme kepazeliğine düştük.

Unutmasın ki, binası camdan olanlar komşunun camını taşlamazlar.

MASAYI DAĞITACAK DA HANGİSİNİ?

Malum yazar CHP’yi de şu sözlerle uyarıyor: “İYİ Parti’de zaten CHP ile HDP arasındaki yakınlaşmadan, ‘Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer’ şeklindeki açıklamalardan, Kılıçdaroğlu ile Ali Babacan arasındaki ilişkiden dolayı bir rahatsızlık var. Kum saati çalışıyor.

CHP’yi buradan uyarayım. Meral Hanım’ın sabrını fazla zorlamayın.

Bir de cumhurbaşkanı adayı mutlaka Kılıçdaroğlu olacak diye bastırmayın. 

Akşener’in tersi kötüdür. Masayı dağıtır.”

Vay vay vaaay!

Yağlamaya bak sen...

Kabine toto oynamayı bırakan yazar; Millet İttifakı’nda arabozuculuk rolü üstlenmişti epeydir. İmamoğlu’nun adaylığı üzerinden CHP’yi, HDP üzerinden İYİ Parti’yi, merhum Asiltürk üzerinden de SP’yi gıdıklayıp duruyordu. Erdoğan’ın beceremediğini kendisi becerip aferin alacak ya?

Ama Allah için doğru saptadığı bir şey var. O da Meral Hanım’ın tersinin kötü olduğu. Meral Akşener geçen haftaki grup toplantısında Erdoğan’ın Ukrayna’daki savaş nedeniyle iki arada bir derede kalmasına değinerek şöyle dedi: “Birinci Dünya Savaşı’nın yangınının küllerinden, bir memleket kuranların hakir görüldüğü, İkinci Dünya Savaşı’nın yangınını bu memlekete sıçratmayanların basiretsiz bulunduğu bir acayip delilik hali. Hani iki ayyaş deniliyor ya ondan bahsediyorum. Kimse de sesini çıkarmıyor ya ondan bahsediyorum. Birinci ayyaş dedikleri Birinci Dünya Savaşı’nın küllerinden bir devlet, bir ülke kurdu.” 

Sosyal medyada o gün en çok paylaşılan sözler oldu. Bu ülkenin kurucu önderlerine bağlı her partiden insanın yüreği bir nebze soğudu. 

E şimdi bu sözleri söyleyen lider, hangi ittifakı dağıtacak tartışılır. 

Bence bu tür yazıları bırakıp yine kabine toto mu oynasan ne? Baksana dün gece yine bir bakan farkında olmadan affını istemiş ve sen de atlamışsın. Mesleki olarak irtifa kaybediyorsun, bizden söylemesi...