G.Saray’ın yeni transferi Burak Yılmaz’ın iki büyük takımın yöneticilerini birbirine düşürmesi bildik ve bize özgü bir durumun artık kanıksanmasıdır. Çünkü sesini daha gür çıkarıp daha fazla suçlamak topluma haklı olmak algısı şeklinde yansımaktadır. Hal böyle olunca yöneticilerden konuşurken diplomat duyarlığını göstermeseler de en azından birbirlerini düşünsel olarak baskı altına alma çabasından caymalarını beklemeye hakkımız olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu konuşmaların gideceği yer tribünlerdir ve iki takım karşılaştığında sıkıntı yaşayacak kişi yöneticilerden daha çok Burak Yılmaz’ın kendisidir.

Bizim medyamız olduğundan daha fazla gösterse de Burak Yılmaz ile hiçbir Avrupa kulübü ciddi bir şekilde ilgilenmemiştir. Türkiye liginde açık ara gol krallığını edinen, daha önce İstanbul’un iki büyük kulübünde görev yapıp başarısız olan Burak, kendisi için en uygun yerin Trabzon olduğunu algılayamıyorsa, İstanbul’un havasının bozuk olduğunu iki deneyimden sonra yadsıyabiliyorsa, profesyonel bir futbol emekçisi olarak kendisine oynama önerisi yapılıp yasal işlemler gerçekleşince Trabzonspor yöneticilerinin söyleyeceği söz kalmamıştır artık. Burada yapılması gereken Burak’a hizmetlerinden dolayı teşekkür edip İstanbul’da da başarılı olmasını dilemektir. Duyarlı ve yaptığı işte tutarlı olmak bunu gerektirir.

Sonrası G.Saraylı yöneticilerin sorunudur. Beşiktaş ve F.Bahçe’de başarısız olan, Trabzonspor’da futbol yaşantısının doruğuna çıkan Burak Yılmaz, G.Saray’da ne yapabilir? Sorunun yanıtını Burak’ın Trabzonspor’daki başarımgücüne (performansına) bakarak aramak yanıltıcı olabilir. Çünkü elimizde somut olarak yaşanmış iki deneyim var. Eğer Fatih Terim’in oyuncuların kalbine giden yolu bilmesine güvenilip nasıl olsa oynatır diye düşünüyorsanız, Terim’in ikinci G.Saray döneminde oynatamadığı onlarca futbolcunun adını sıralarım size. Bu noktada futbolcuların oynayabileceği uygun koşulları oluşturmak durumu karşımıza çıkmaktadır. Burak Yılmaz Trabzon’da çok uygun bir ortam buldu. Teknik eksikliğine karşın üstün fizik gücünü özellikle karşı atak futbolunda etkin kılarak goller attı.

Tekniği güçlü oyuncular form olarak kıvamında olmasalar da durumu idare edebilirler ama Burak gibi güce dayalı oyuncular güç kaybı yaşadıklarında zor duruma düşebilirler. G.Saray’ın rakiplerinin alacağı savunma önlemleri Burak’a geniş alan bırakmayacaktır. Bu nedenle Burak’ın G.Saray günleri kolay geçmeyecektir. Ama başta da dediğim gibi bunları düşünecek olan G.Saraylı yöneticilerdir. Keşke Burak Yılmaz geçmiş İstanbul deneyimlerinden ders alıp daha da başarılı olsa. Bunun olumlu yanı Trabzon şehrine de yansıyacaktır. Çünkü Burak ulusal takımımızın santrforudur...