Mehmet Ali Güller

Kıbrıs ve Avrupa’nın ABD sorunu

15 Haziran 2023 Perşembe

Güney Kıbrıs lideri Nikos Hristodulidis ile görüşen Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Roberto Metsola, iki önemli mesaj verdi:

1. “Kıbrıs sorunu Avrupa sorunudur.”

2. “Kıbrıs bölünmüş olduğu sürece Avrupa bütünleşmeyecek.” (Cumhuriyet.com.tr, 14.6.2023). 

Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olmasıyla, Kıbrıs sorununun Avrupa sorununa dönüştü(rüldü)ğü ne yazık ki doğru. AKP hükümetinin Denktaş’ı dışlayarak Annan Planı’na destek vermesi, devlet kurumlarının dönüştürülmesinde kaldıraç gördüğü için AB’cilik yapması ve toplamda o süreçte izlediği hatalı yol, Kıbrıs konusunu Avrupa sorununa dönüştürdü. Oysa konunun uzmanları, izlenen yolun sorunu İngiltere, Yunanistan ve Türkiye’nin garantörlüğünün dışına taşıracağı uyarılarını defalarca yapmışlardı.

Derdimiz tekrar o süreci anımsamak değil, asıl AP Başkanı Metsola’nın ikinci mesajını tartışmak istiyorum.

YUGOSLAVYA’DA AYRILIKÇILIK, KIBRIS’TA BİRLİKÇİLİK!

Brüksel, “Kıbrıs bölünmüş olduğu sürece Avrupa bütünleşmeyecek” diyerek KKTC’nin Güney Kıbrıs tarafından yutulması hedefini sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Nasıl sürdürmesin, Kıbrıs konusunun onlarca yıldır var olan boyutlarına şimdi bir de Doğu Akdeniz’deki enerji-politik önemi eklenmiş durumda.

Mesele Avrupa coğrafyasında “birlikçilik” değil elbette. Öyle olsa 20 yılda Avrupa’nın göbeğinde Yugoslavya’yı sekiz parçaya bölmezlerdi. Yugoslavya’da birlikte yaşayan halkları bölenler, Kıbrıs’ta zaten ayrı yaşayan halkları birlikte yaşamaya zorluyorlar.

Emperyalistlerin bu ikiyüzlülüğü, görmek isteyenler için ibretliktir: Örneğin Uygur Türkleri Çin’den “ayrılsın” diye uğraşırlar ama Kıbrıs Türklerini zorla Kıbrıs Rumlarıyla “birleştirmeye” çalışırlar. Yani dertleri ne Uygur ne de Kıbrıs Türkleridir; dertleri Çin’i zayıflatmak ve Doğu Akdeniz’de kazançtır...

AVRUPA’NIN BÖLÜNME SORUNU

Gelelim Avrupa’nın asıl sorununa... “Kıbrıs bölünmüş olduğu sürece Avrupa bütünleşmeyecek” diyenler, asıl ABD-İngiltere eliyle bir bölünme sorunu yaşıyorlar.

ABD, Çin ve Rusya’ya karşı izlediği strateji ile fiilen Avrupa’yı zayıflatıyor, dahası Avrupa coğrafyasını bölünme riskiyle karşı karşıya getiriyor.

Rusya’ya yaptırımlara zorla dahil edilen Avrupa ekonomilerinin hali ortada. ABD, şimdi Çin’e karşı da AB’yi zorluyor. Bazı AB ülkeleri ise direniyor ve Çin’le ABD’den ayrı bir ilişki geliştirmek istiyor.

Ama ABD’nin stratejisine eklemlendiği müddetçe, AB’nin çok kutuplu dünyada güçlü bir merkez olma olasılığı zayıflıyor.

Tablo ortada: İngiltere’nin ayrılmasıyla Avrupa zaten ikiye bölünmüştü. Şimdi İngiltere, Ukrayna ve Polonya’yla kurduğu “Küçük Avrupa İttifakı”nı Baltık ve Karadeniz bölgelerine genişleterek Avrupa’yı yeniden bölünmeye götürüyor.

Süreç ilerlerse iş orada kalmaz, Almanya merkezli Orta-Kuzey Avrupa ile Fransa merkezli Akdeniz-Batı Avrupa da ayrışır...

ABD’NİN AB’Yİ VASALLAŞTIRMA HEDEFİ

Batı Avrupa, Soğuk Savaş boyunca ABD’nin bir nevi vasalıydı. AB, ardından önce birlik yoluyla güçlenmeye, sonra da ABD’den “stratejik özerklik” kazanmaya çalıştı.

ABD ise NATO’yu doğuya doğru genişleterek iki hedefe birden yöneldi: Hem Rusya’yı zayıflatmak hem de Avrupa içinde “stratejik özerklik” arayışlarını frenlemek.

O nedenle, ABD-İngiltere ikilisinin Rusya’yı “Avrupa güvenlik mimarisi”nden atma hedefi, sonuçları bakımından aynı zamanda Almanya-Fransa merkezli Avrupa’yı vasallaştırma işidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları