Mehmet Ali Güller

IŞİD’in ‘kullanışlı düşman’ olma misyonu

28 Ağustos 2021 Cumartesi

Üç yazı olarak tasarladığım “Afganistan’da iki cephe” başlıklı diziye, önemli gelişmeler nedeniyle ara veriyorum. Zira 25 Ağustos’ta Ankara nihayet Türk askerinin Afganistan’dan dönmesine karar verdi ve 26 Ağustos’ta IŞİD-Horasan Kâbil’de bombalar patlattı. 

ÜÇ NEDEN

Türk askerini Kâbil Havalimanı’ndan çekme kararı, gecikmiş bir olumlu karar. Keşke Türkiye bu kararı “Taliban tehditleri” olmadan kendi iradesiyle verebilseydi. 

Erdoğan’ın Biden’la 14 Haziran’da mutabakata vardığı “havalimanı bekçiliği” görevi zaten Türkiye açısından kabul edilemezdi. Ayrıca Taliban’ın 15 Ağustos’ta Kâbil’e egemen olmasıyla o mutabakat kadük olmuştu: Türk askeri yeni durumda havalimanını kime karşı koruyacaktı? 

AKP hükümeti, “çok istekli” olmasının Washington tarafından da takdir edildiği havalimanı “koruma” görevinden üç nedenle vazgeçti: 

1) İktidar, her şeye rağmen Taliban’ı da ikna ederek bu göreve devam edebileceğini düşündü. Bu amaçla AKP-Taliban görüşmeleri yapıldı. Ancak Taliban bunu egemenlik sorunu gördü ve Türk askerinin derhal çekilmesini istedi. 

2) İngiltere, Almanya ve Fransa’nın tahliyeleri 31 Ağustos sonrasına uzatmak için acil koduyla topladığı G7, ABD’ye takıldı. Biden, “31 Ağustos son” kararından dönmeyeceğini belirtti. 

3) Pentagon, 31 Ağustos’tan sonra artık hiçbir sorumluluk almayacağını ilan etti. 

TALİBAN İÇİN İŞLETMECİLİK!

AKP, Türk askerini çekti ama Kâbil Havalimanı hevesinden vazgeçmedi!

Önce Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Askerimiz Afganistan’dan çekildikten sonra da biz orada havalimanının işletmesine devam edebiliriz. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor” dedi (25.8.2021).

Bir gün sonra bu kez Erdoğan “Taliban’ın Kâbil Havalimanı’nın işletilmesi noktasında teklifleri var bize. ‘Güvenliği biz sağlayalım, işletmeyi siz yapın’. Bu konuda henüz verilmiş bir kararımız yok” dedi (26.8.2021).

AKP hükümetinin Kâbil Havalimanı’nın güvenliğini, olmadı işletmeciliğini almaktaki bu ısrarı çok ilginç! Üstelik tablo iki ayda şuna dönüşmüş durumda: Taliban’a “karşı” havalimanı “koruma” görevinden, Taliban “için” havalimanı “işletme”ye çabalama...

KAPI AÇAN MAYMUNCUK

ABD’nin vatandaşları için “terör tehdidi” yayımlamasından bir gün sonra Kâbil’de bombalar patladı. 13’ü ABD askeri, 28’i Taliban üyesi toplam 110 kişinin öldüğü patlamaları IŞİD-Horasan üstlendi. 

IŞİD-Horasan bir süredir Taliban’ı ABD’yle uzlaşmakla suçluyordu. Bu yönüyle saldırıların ilk etapta hem ABD’yi hem de Kâbil’de kendi düzenini kurmaya çalışan Taliban’ı hedef aldığı söylenebilir. 

Ancak meselenin gerisinde iç içe girmiş ilişkiler nedeniyle çok daha derin hesaplar olabilir.

Öncelikle ABD ile IŞİD ilişkisi unutulmamalı. IŞİD - Kara Terör kitabımda derinlemesine incelemiştim: IŞİD, ABD için bir “kullanışlı düşman”dı ve Washington’un açmak istediği kapılar için “maymuncuk” görevi görüyordu. 

Irak ve Suriye’de IŞİD’in ansızın ortaya çıkması ve bu örgüte karşı ABD’nin belirlediği strateji, son tahlilde bir terör örgütü olarak PKK’yi, IŞİD belasıyla insanlık adına mücadele eden PYD’ye dönüştürdü!

Tanınıp tanınmayacağının tartışıldığı şartlarda, IŞİD’e karşı mücadelesinin, Taliban’ın tanınma sorununun çözümünü kolaylaştıracağı ortada!

RUSYA’NIN SAPTADIĞI ABD PARMAĞI

Bu arada ABD’nin IŞİD’i iki türlü kullandığını da belirtelim: ABD birkaç ay öncesine kadar sahada IŞİD’i Taliban’a karşı destekliyordu. Bunu, Taliban’ın Kâbil’e yürümesini geciktirmek için yapıyordu.

Moskova, daha geçen ay elinde kuvvetli deliller olduğunu belirterek IŞİD-Taliban çatışmasındaki ABD parmağına dikkat çekmişti. Rusya Dışişleri Sözcüsü Zaharova, “IŞİD ile çatışmaya giren Taliban’ın mevzilerine yönelik ABD Hava Kuvvetleri’nin nokta vuruşu yaptığı kayıtlara geçti. Bu bilgilerin, ABD ile IŞİD militanları arasında işbirliği olduğunu söylemek için yeterli olduğuna inanıyoruz” demişti (23.7.2021).

Ancak bu saldırının ABD içi çarpışma, hatta NATO üyesi bir ülkenin hamlesi olabileceğini de göz ardı etmememiz gerekiyor...

Öyle ya da böyle, görünen o ki Taliban-IŞİD-El Kaide ilişkileri ve çatışmaları, önümüzdeki dönemin sorunlarından biri olacak...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

G20’nin dönüşümü 23 Kasım 2024
Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları