Mehmet Ali Güller

Erdoğan’a anayasa çiğnetme muhalefeti

26 Ocak 2023 Perşembe

Türkiye’nin son 20 yılının çok kısa siyasi tarihi şöyledir:

- Tayyip Erdoğan 2003’te nasıl milletvekili ve başbakan olabildi? CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kolaylaştırıcılığında yasa değiştirilerek.

- Abdullah Gül 2007’de nasıl cumhurbaşkanı olabildi? Kendisi bile umudu kesmişken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 367 kolaylığı sağlamasıyla.

- Erdoğan 2014’te nasıl cumhurbaşkanı olabildi? Erdoğan’ın muhalifleri olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ortaklığında karşısına “kazanamayacak” Ekmeleddin İhsanoğlu çıkarılarak.

- AKP 2017’de anayasaya nasıl darbe yaptı ve rejimi yıkabildi? MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Madem Erdoğan anayasaya uymuyor, anayasayı Erdoğan’a uyduralım” deyip, referandum yolu açarak.

- Erdoğan 2018’de nasıl cumhurbaşkanı oldu? CHP ve adayı Muharrem İnce’nin karşılıklı hatalarıyla...

‘NASIL OLSA’CILIK

Dikkat ederseniz, bu kısa Türkiye tarihi, aynı zamanda muhalefetin Erdoğan’a anayasa çiğnetme tarihidir.

Muhalefet Erdoğan’ın karşısında “Sana anayasayı çiğnetmem” kararlılığında durmamış, tersine Bahçeli örneğinde olduğu gibi “çiğnetmemek adına anayasanın Erdoğan’a uydurulmasına” olanak sağlamış ve rejimin yıkılmasına araç olmuştur. Bu süreçte de dönüşerek muhalefetken iktidar ortağı olmuştur.

Bugün de aynı hataya düşülüyor. Anayasa açık, anayasa hukukçuları net: Erdoğan üçüncü kez seçilemez!

Erdoğan’ın “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” şeklindeki anayasanın 101. maddesini çiğneyerek üçüncü kez aday olmasına karşı “ama”sız hukuku savunmak tüm siyasi partilerin ve seçmenlerin görevidir.

Ancak muhalefetin çoğunluğunda tersi yaklaşım var. Erdoğan’a “mağduriyet kozu kazandırmamak” adına, anayasanın çiğnenmesine göz yumularak Erdoğan’ın anayasaya aykırı üçüncü kez cumhurbaşkanı adaylığına onay veriliyor!

Kılıçdaroğlu’nun gerekçesi de şu: “Diyelim ki ses çıkardık, nereye gidecek? YSK üyelerini atayan kim? Erdoğan. İtiraz edeceğin hiçbir yer yok.”

Benzer bir gerekçeyi kısa bir süre önce de dile getirmiş, sansür yasasının TBMM’de görüşüldüğü bir süreçte neden ABD’de olduğu konusundaki eleştirilere, “Saray TBMM’deki çoğunluğuyla yasayı nasıl olsa geçirecekti” yanıtı vermişti!

TESLİMİYETÇİ ÇİZGİYLE SEÇİM KAZANILMAZ

20 yılın özetidir: “Nasıl olsa...” anlayışıyla ve “Adam kazandı” tutumuyla AKP’ye karşı seçim kazanılmaz, tersine bu teslimiyetçilikle Erdoğan’a yine “Atı alan Üsküdar’ı geçti” kozu verilir.

Türkiye’nin Erdoğan’a atın yularını verdirmeyecek birikimi vardır; yeter ki o birikimi harekete geçirecek bir lider kararlılığı sergilenebilsin!

“Yine mi muhalefete eleştiri” diye dudak bükenlere de anımsatalım: 20 yıldır seçimlerin nasıl kaybedildiğine işaret ederek bu seçimin nasıl kazanılabileceğine ışık tutmaya çalışıyoruz. Yani bu eleştirileri “Muhalefet seçim kazansın” diye yapıyoruz!

(Okuma önerisi: Şeyda Taluk, Seçim Nasıl Kazanılır?, Kırmızı Kedi Yayınevi)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları