Mehmet Ali Güller

Bakû’nun avantajı: Ankara-Moskova işbirliği

01 Ekim 2020 Perşembe

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar, sorunun kaynağı/temeli zemininde ve Türkiye’nin çıkarı penceresinde incelenmelidir.

Sorunun kaynağına ve temeline Hrant Dink bir konuşmasında çok açık bir şekilde işaret etmişti: “Karabağ sorununun çözülmesi gerekiyor. Karabağ sorununa Azerbaycan, Türkiye, Ermenistan, Rusya, ABD, neyse artık, bir araya gelip orada açık ve net söylüyorum, Ermenistan’ın işgal etmiş olduğu topraklardan çekilmesi lazım.”

ABD’nin dört hedefi

Güney Kafkasya meselesi, ABD ile ÇinRusya ittifakı arasındaki büyük güç mücadelesinin de bir parçasıdır. ABD, bu çerçevede dört hedefe sahiptir:

1. Rusya’yı çevreleme: Baltık bölgesinden başlayıp Doğu Avrupa ve Batı Karadeniz’i kapsayan ve Güney Kafkasya’ya uzanan hat.

2. Rusya’yı çevrelerken tersinden Türkiye’yi de çevreleme: Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan’a yerleşen ABD, Rusya’nın dışında fiilen Türkiye’yi de hedef almaktadır.

3. Suriye’yi Rusya için Afganistan’a dönüştürme.

4. Türkiye-Rusya-İran işbirliğini bozma.

SETA, Ankara-Moskova ittifakını dinamitliyor

Türkiye’nin zayıf karnı, AKP hükümeti içindeki işte bu dördüncü hedefe uygun yapıların varlığıdır. Her sorunda Rusya ve İran’ı hedef alan bu yapılar, elbette merkeze rağmen konumlanmış değildir!

SETA koordinatörünün yazısı, bu bakışı özetlemektedir:

1. Sorunu Rusya’nın Ermenistan’ı cesaretlendirmesi ve Türkiye ile Azerbaycan’a karşı kışkırtması olarak sunmaktadır.

2. Ankara ile Moskova arasında yeni bir rekabet alanının açıldığını savunmaktadır.

3. Ankara-Moskova yakınlaşmasını eleştiren Batı başkentlerinin, Türkiye’nin Batı adına Rusya’yı dengelediğini görmesi gerektiğini savunmaktadır.

Sabah’ta SETA koordinatörü ile dile getirilen Rusya karşıtı bu tutum, hızını alamayıp Hürriyet’te antikomünist bakışla Sovyetler Birliği düşmanlığına kadar götürülmektedir. Hürriyet’in “Stalin’in Kanlı Mirası” manşeti şöyle demektedir: “1921’de Azerbaycan toprakları içinde Ermeni ağırlıklı ‘Karabağ Otonom Bölgesi’ni oluşturdu. Ermenistan toprakları içinde de Azeri ağırlıklı Nahçıvan kuruldu” (29.9.2020).

Neredeyse “Nahçıvan’ı verelim, Karabağ’ı alalım” diyecek!

Oysa gerçek şudur: İngilizler 1918’de Batum’u işgal etmiş ve Kafkasya’ya girmiş, 1918’de bağımsızlık ilan eden Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan üçlüsüne dayanarak Kemalistlerle Bolşevikler arasında Kafkas Seddi kurmuş, Atatürk ve Lenin ise tarihi bir ittifak kurarak o seddi yıkmıştır!

Dahası, Bolşeviklerin Çarlık Rusyası’nı yıkmasını, Kars, Ardahan ve Batum’u geri vermesini ve Rusya’yı Doğu Anadolu’dan çekmesini görmeyerek meseleyi “Stalin’in Kanlı Mirası” diye sunmak, en hafifinden tarihe haksızlıktır.

3+3 modeli

Türkiye’nin çıkarı açısından sorunun çözümünde izlenecek yol, öncelikle Ankara ile Moskova’yı karşı karşıya getirme potansiyeli taşıyan girişimleri bertaraf etmekten geçer.

1. Rusya’nın Ermenistan’ı kışkırttığı, İran’ın Ermenistan’a silah taşıdığı iddiaları Astana Platformu’nu dinamitlemeyi hedef almaktadır.

2. Suriye’den Güney Kafkasya’ya cihatçı taşımak, Moskova ve elbette Bakû için en istenilmeyecek durumdur. Bu yöndeki Batı propagandasına malzeme verilmemesi kritik önemdedir.

3. Ermenistan, Rusya’nın “resmi müttefikidir” ve Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) üyesidir. Çatışmanın BM kararıyla da Azerbaycan toprağı olduğu kayda geçirilen işgal altındaki Dağlık Karabağ’dan Ermenistan topraklarına sıçramaması, Erivan’ın Moskova’yı sahaya davet etmesini zorlaştırmanın ve Moskova’nın “zorunlu dahlini” önlemenin yoludur.

4. Rusya’nın Kafkasya’da ikinci bir Gürcistan vakasına tahammülü yok. 2018’de Batı destekli “kadife devrimle/darbeyle” devlet başkanı olan Peşinyan’dan memnun değil. Peşinyan hükümetinin Moskova’yla iyi ilişkiler yanlısı ana muhalefet partisi liderini tutuklaması, Gümrü’deki Rus üssüne karşı bazı bakanların açıklama yapması, Kremlin’de ciddi endişe oluşturmuş durumda. Peşinyan ise “resmi müttefikliğe” dayanarak Moskova’yı kendisine yardım etmeye zorluyor ve bunun olmamasını da Batı’yla ilişkileri geliştirmenin dayanağına dönüştürmeye çalışıyor.

5. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahiba Gafarova başkanlığındaki heyetle görüşmesinde açıkça “Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen 5 bölgesinin geri verilmesinden yanayız” demişti (23.9.2020). Moskova’nın bu son konumu Bakû açısından oldukça değerlidir.

Peki, nihai çözüm nasıl sağlanır? 20 Temmuz’da bu köşede “Kafkaslar için 3+3 modeli” başlıklı yazımızı yeniden okumanızı öneriyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları