Mehmet Ali Güller

ABD ve AB’ye ak-sayfa

14 Ocak 2021 Perşembe

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın dış politikayla ilgili son bir aylık açıklamalarını alt alta koyduğunuzda, çoğunun ABD ve AB’ye “beyaz sayfa açalım” mesajı olduğunu görürsünüz.

Türkiye’nin yerinin ve geleceğinin Avrupa’da olduğunu, Türk milletinin AB’ye tam üyeliği arzu ettiğini, o nedenle AB ile müzakerelerde yeni bir beyaz sayfa açmak istediklerini söyleyen iktidar, dahası “reformda kararlıyız, AB bize destek olmalı” diyor...

Son olarak Erdoğan, AB ülkeleri büyükelçileriyle yaptığı toplantıda onlara şöyle seslendi: “2021-2023 arası AB Ulusal Eylem Planımızı güncelledik. Bu süreçte sizden gerek Brüksel’e gerek başkentlerinize yapacağınız yönlendirmelerle Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasına destek vermenizi bekliyoruz.

AKP’NİN YUNANİSTAN VE FRANSA’YLA NORMALLEŞME HAMLESİ

Benzer beyaz sayfa açma mesajları, Brüksel dışında Washington’a da yapıldı.

Dahası AKP hükümeti, 2020 yılı boyunca sert mesajlar verdiği Fransa ve Yunanistan’la görüşmelere de başlıyor:

Çavuşoğlu,Fransız mevkidaşımla, ilişkilerimizin normalleştirilmesi için bir yol haritası üzerinde çalışmak konusunda mutabık kaldık” derken, 2016 yılında kesilen “istikşafi görüşmeler” için de Yunanistan’a çağrı yaptı.

Ardından da 61. tur görüşmenin 25 Ocak’ta İstanbul’da yapılacağı ilan edildi.

Elbette Türkiye ile Yunanistan görüşmeli, iki komşu anlaşmalı, anlaşmazlık nedeniyle her iki ülkenin de yeterince yararlanmadığı Ege’den azami yararlanabilmenin önü açılmalı...

Ama...

ATİNA, AKP’NİN DAVETİNİ ŞARTLI-SINIRLI KABUL ETTİ

Aması şu:

AKP hükümeti bir yıl boyunca salt güce dayanan bir politika yürüttü; en üst perdeden açıklamalar yaptı, yıllardır MEB anlaşması yapmak için Ankara’yı bekleyen Kahire’yi diplomatik ilişkileri kestiği için Atina’yla anlaşmaya mecbur bıraktı, Esad düşmanlığından vazgeçmediği için Şam’la anlaşmamakta diretti...

Şimdi geri adım atıp Yunanistan’la masaya oturuyor!

AKP hükümeti, Atina’yla masaya oturabilmek için önceki iddialarından geri adım atarak Oruç Reis araştırma gemisini Antalya Körfezi açıklarına çekiyor, ardından da Atina’nın şartlı-sınırlı gündemini kabul ediyor.

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in açıklamasına göre gündemlerinde “sadece Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının belirlenmesi” var!

Vahim hata!

Türkiye’nin Yunanistan’la istikşafi görüşmelerinin konusu sadece Ege olabilir; sınır, adalar, egemenliği tartışmalı ada, adacık ve kayalıklar, adaların silahlandırılması sorunları olabilir. Ama Doğu Akdeniz olamaz, olmamalıdır!

Ancak Miçotakis, daha baştan “Ege’deki bazı adaların aidiyeti, silahlandırılmaları gibi konuların hiçbir Yunan hükümeti tarafından tartışılamayacağını” belirterek Ankara’nın masa davetini şartlı kabul etmiş oldu!

ÖNCE ŞAM, ÖNCE KAHİRE

AKP hükümetinin Yunanistan’la görüşmesinden de Fransa’yla normalleşme girişiminden de ABD ve AB’ye “ak-sayfalar” açma çağrısından da Türkiye yararına bir şey çıkmayacak...

Tüm bunlar, ekonomik olarak sıkışmış AKP hükümetinin, Joe Biden’ın göreve başlayacağı 20 Ocak, NATO toplantısının yapılacağı 17 Şubat ve AB zirvesinin toplanacağı 25 Mart eşiklerini atlatabilmek için...

AKP, bu eşikleri aşarak kendi iktidarı için zaman kazanabilir ancak attığı geri adımla ve bu sürecin daha başında verdiği tavizle Türkiye’nin çıkarlarını riske atmış oldu.

İşte asıl mesele bu...

O nedenle önemle belirtelim: Ankara, Şam’la anlaşmadıktan ve Kahire’yle normalleşmedikten sonra; Yunanistan’la istikşafi görüşme de yapsa, İsrail’le barışsa da, ABD ve AB’yle ak-sayfa da açsa, Doğu Akdeniz’de önemli kazanımlar elde edilemez.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları