Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gitmek: Benim Marlon ve Brandom
“Gitmek” bugünlerde gösterimi süren Hüseyin Karabey’in ilk uzun filmi, doğrusu ben “Gitmek” yerine filmin senaryo yazarı, oyuncusu ve bu film macerasını tek başına yaşamama cesareti gösteren, biraz sonra bunun ne demeye geldiğini açıklayacağım, Ayça Damgacı’nın günlüklerinde biraz dalgacı bir üslupla sevdiği erkeğe seslendiği “Benim Marlon ve Brandom” adını daha çok sevdim. Sevdiği erkeğe ulaşmak için, her şeyin karmakarışık, hiçbir şeyin belli olmadığı Irak savaşının ilk günlerinde Irak’a tek başına gitmeye cesaret eden şen şakrak ve en sevimli şişman Ayça, erkeğine başka türlü seslenemezdi.
Bu Ayça gerçekten yaman bir kız. Yaşı herhalde kızımdan küçük olmalı, kızım 1976 doğumlu. Ama Ayça neden ben seni bağrıma basmak, başını okşamak ve “sen çok yaşa” demek isteğiyle böyle dopdoluyum. Beni yeniden gençlik yıllarıma götürdün. Sana binlerce teşekkür.
Hüseyin, filmin yönetmeni öyle mahzun mahzun bakma, seni de ne kadar çok sevdiğimi bilirsin. Tabii kara kaşın karagözün için değil, “Cumartesi anneleri”ni anlattığın o yürek burkan belgeselin “Boran Boran” için, Diyarbakır’da kalabalık bir sinemada seyrettiğim ama dayanamayıp dışarı fırladığım yeryüzündeki tecrit olgusunu anlattığın belgeselin “Sessiz Ölüm” için. “Sessiz Ölüm”ün oynadığı günlerde toplumca çok sahici bir travma geçiriyorduk. Gencecik insanlar hapishanelerde yakılarak öldürülüyordu, F tipi cezaevleri insanlık onurunu yok edici bir tehditti. Ve sen bu filmi yapıyordun. Sana teşekkür ettiğimi anımsıyorum, kendim için, açlık grevlerinde, hapishanede çıkarılan yangınlarda ölen gencecik insanlar için. Bu filmden çıkan bir kişinin bile yüreği acısa bu o günlerde çok önemli bir şeydi.
Şimdi “Benim Marlon ve Brandom”la çıkageldin. Bu deli kız Ayça’yla yollarınızın nasıl kesiştiğini bilmiyorum ama çok hayırlı bir iş olmuş. İyi ki, Ayça bu serüveni yaşamış ve sen de çok akıllı bir karar verip Ayça’yla birlikte yeniden onun geçtiği yollara düşmüşsün.
Böylece ortaya Diyarbakır, Silopi, Mardin, Van, İran, Irak, Erbil ve Süleymaniye sınırları içinde kalan coğrafya bütün renkleriyle, suskunluğuyla, derin acılarıyla filmin neredeyse başkişisi olmuş.
Yazımın başında size bir açıklama yapacağımı söylemiştim, evet Ayça daha önce bir film setinde tanıdığı Iraklı Kürt kökenli tiyatrocu Hama Ali Khan’la öylesine dolu dolu bir 29 gün geçirmiş ki, geriye aklında tek bir şey kalmış, ülkesi Irak’a geri dönen Hama Ali Khan’ın yanına Irak’a gitmek ve Marlonu Hama Ali Khan’a kavuşmak.
Ve yola çıkmış, elinde küçük bir çanta ve küçücük tüm duygu ve düşüncelerini yazdığı bir defter. Ayça uzun zamandır böylesine içten, böylesine açık aşk mektupları okumamış, dinlememiştim. Sen bir şairsin, bunu benden önce söyleyenler de vardır, eminim. Bir de ben söyleyeyim.
Sonra Ayça uzun bir yoldan sonra Irak sınır kapısına gelir. Ama sınır kapalıdır.
Çünkü savaş başlamıştır. Ayça zar zor telefonlaştığı Hama Ali’ye sınırı geçip İran’a gelmesini ister, İran sınırındaki kentte buluşabileceklerdir. Hama Ali, “olur” der ve Ayça bu kez de Van’a doğru yola çıkar ve İran sınırına gelir. Ve korku başlar. Ben İran sınırını iki kez geçtiğim için iyi bilirim, bütün bilinçaltı korkularımız bizi kuşatır. Her an başımıza bir şey gelecekmiş gibi hissederiz.
Ayça da etten kemikten, bu binlerce bilinmeyen topraklarda bir de üstelik yapayalnızdır. Bir otele yerleşir, Hama Ali’yi sürekli telefonla arar, ulaşamaz. Gerçekten çok umutsuz bir haldedir ve bu bilmediği ülke onda korku ve umutsuzluk yaratmıştır...
Nihayet Hama Ali sınırı geçip İran’a geleceğini söyler ve İran’daki ıssız bir istasyonun adını verir. Ayça oraya gider, bütün gün tek başına bir taşın üstünde oturup bekler ve gece olduğunda yaşlı bir İranlı bakkal onu yanına çağırır, çay ikram eder. O zamana kadar hiç ağlamayan Ayça ağlamaya başlar, öte yandan dünyanın en sevimli Marlon Brondosu (o da filmde Ayça’nın sevdiği adam Hama Ali Khan) İran sınırına gelir. Benim size anlatacaklarım bu kadar. Bayramda bir güzel aşk hikâyesi bir tepsi baklavadan iyidir, hadi filme...
isilozgenturk@gmail.com
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!