Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Cizîr, qet heq Cizîr cem we tune bu, Çima ber nehatin Cizîr?’

20 Mart 2016 Pazar

Başlığımdaki Kürtçe sözlerin Türkçe anlamı şöyle: “Cizre’nin sizde hiç mi hakkı yoktu, niye daha önce gelmediniz?” Bu soruyu CHP milletvekili İlhan Cihaner’e yakılıp yıkılmış Cizre’de dolaşırken çok yaşlı bir Kürt yurttaş sormuş. Cihaner bu sorudan çok etkilenmiş ama yanıt verememiş. Cihaner yazısının devamında, hem Cizre’de hem Sur’da şimdilerde de top atışına tutulan Nusaybin’de savaşanların üç yıllık sulh döneminde PKK tarafından eğitilen yaşları çok küçük çocuklar olduğunu söylüyor, ardından gerçek savaşçı PKK’nin baharı beklediğini ekliyor ve elimizde bir iç savaş bilançosu olduğunu yineliyor ve herkesi mantıklı olmaya davet ediyor. Buraya kadar söylenenlere katılmamak mümkün değil ama sonrasında tıpkı o yaşlı Kürt yurttaş gibi benim de muhalefet partisine soracak pek çok sorum var!
Öncelikle 2004 yılında İspanya’da trenlere yapılan terör saldırılarında yüzlerce insan ölmüş ve olayın üstünden daha bir saat geçmeden terörü lanetlemek için milyonlarca kişi sokaklara dökülmüştü. Şimdi itirazları duyar gibiyim, arkadaş orada halkına saldıran bir polis ya da askeri güç yoktu. Devlet yurttaşın yanındaydı. Biz de hemen TOMA’lar faaliyete geçer... O kadar da değil. Şimdi bu günlerde şöyle bir eylem düşünelim. Bu eylemin çağrısını yapacak tek kurum, işçi sendikaları, sivil örgütler değil bizzat ana muhalefet partisi olmalıdır. Bu parti 11 milyon insanın oyunu almış bir partidir. Örgüt olarak yurttaşlarını her türlü terörü lanetlemeye çağırabilir. Şimdi risk almanın zamanıdır. Şimdi muhalefet partisinin kent mitingleri yapma zamanıdır. Şimdi bu işe girişemiyorsanız, ne zaman girişeceksiniz? Cihaner’in dediği gibi baharda PKK ve onun kentlerde örgütlenen güçleri ülkeyi bir iç savaşa sürüklediği zaman mı? Bugünlerde sık sık aklıma Ecevit geliyor, miting yapacaktı ve Süleyman Demirel onu uyarmıştı, “Size suikast yapacaklar”. Ecevit o mütevazı tavrıyla mitingi yapacağını söylemiş ve yurttaşlarını uyarmıştı. Onlardan kendi güvenliklerini ön planda tutmalarını istemiş ama kendisinin miting alanına gideceğini söylemişti. Gitti de, yüz binlerce kişi de onunla gitti. Bazen olaylar öyle bir gelişir ki, riks almak gerekir. Siz hiçbir risk almayacaksınız karşınızdakiler hiçbir yasayı, hiçbir kuralı dinlemeden ülkeyi iç savaşa sürükleyecek!
Bir muhalefet partisi öncülük etmek zorundadır! İnsanlar çaresizlik içinde sosyal medyayı bir ağlama duvarına çevirdiler. Çünkü çaresizler. Hepimiz gibi. Yazarlar, akademisyenler, kadınlar kendilerini öne atıp en azından “Barış”ı çağırıyorlar, neden muhalefet partisi bu barış çağrılarını çoğaltmıyor. Şöyle düşünüyorum, Ankara’da CHP’ye oy vermiş binlerce kişi var. Parti şöyle bir çağrı yapabilirdi; “Tüm oy verenlerimizi Ankara’da Güven Park’ta ölülerimiz için birer kırmızı karanfil koymaya çağırıyoruz!” Kimse gelmez mi, en azından deneyin! Kendinizi işlemeyen Meclis’e kilitlemişsiniz, oysa ikisi bir arada götürebilirsiniz! Gelirler! Aynı biçimde, tüm üyelerinizi ve tüm sivil örgütleri Güneydoğu’da ölen yurttaşlarımız için bir dakikalık saygı duruşuna neden çağırmıyorsunuz? Sessiz bir miting, tüm ölenler için yapılabilir, nedir sizin elinizi kolunuzu bağlayan! Söylemesi acı ama sizin milletvekiliniz söylüyor ben de katılıyorum; bahar bir iç savaşa gebe!
Bugünlerde herkese İspanya ve Yoguslavya iç savaşıyla ilgili filmleri, belgeselleri izlemeye çağırıyorum. Göreceksiniz ki, iç savaşların kazananı yok! Ya ülke parçalanıyor ya da en az otuz yıllık bir karanlık döneme geçiyor. Evet, ortada herkesin kendi terörünü alkışladığı karanlık bir terör dönemi yaşanıyor. İnsanlar kalabalık yerlere gitmekten korkuyorlar. Bu insani bir duygu ama bu duyguyu yenip, hep birlikte terörü lanetleyebiliriz, geri çekebiliriz! Bunun için ana muhalefet partisinin öncülük etmesi gerekiyor. Eğer bu gerçekleşmezse, benim, senin, onun tıpkı o Kürt yurttaş gibi şu soruyu sorma hakkımız doğuyor: “İzmir’in sizde hiç mi hakkı yoktu, niçin daha önce gelmediniz!” ya da “Ankara’nın siz de hiç mi hakkı yoktu niçin daha önce gelmediniz!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları