Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)
Metin Eloğlu’nun “Üsküdarlama” şiirini okuyunca, bu yazının başlığını “Eskişehirleme” koymak geçti içimden. Sonra da ‘zorunlu açıklama’ kavramının karşıtını düşündüm, acaba ‘zorunsuz âşıklama’ olur muydu? Olurdu, olmazdı derken parantez içine Eskişehir’i de yerleştirince oldu gibi oldu.
\nOlmuş mudur diye bir de size sormak istedim: Olmuş mu? ‘Âşıklama’nın zorunlusu olmaz zaten, zorunsuzdur, gönüllüdür, içinde gönül de vardır a sorun da. Gönül olsun da! Bu yazı da bir aşk yazısıdır, Eskişehir’e duyduğum ‘zorunsuz âşıklama’nın açıklamasıdır.
\nHerkesin bir şehre olan ilgisi farklıdır, şehirleri farklı nedenlerle sever ve ilgileniriz. Şehirlerin imgeleri de farklıdır elbette. Şehre hangi gözle baktığımıza bağlıdır bu biraz da kalple, gönülle, özleyerek, içimiz titreyerek... Bazıları için o şehir bir renktir, yaşamanın rengi. Orada doğmuştur, orada çocukluğunu yaşamış, orada âşık olmuştur, ne yazık ki sonra da orada olamamıştır. Hep olmak istemiştir oysa. O eski çocuk olarak şehrin koynunda uyumak istemiştir hep, gözlerini o şehirde açmak, onunla söyleşmek, dertleşmek, bazen ondan kaçmak, ama sonra yine ve mutlaka ona dönmek istemiştir.
\nEskişehir benim için o şehirdir ve o renktir: Çocukluğun rengi beyaz, gençliğin rengi kırmızı, aşkın da rengi kırmızı, ayrılığın rengi siyah, kavuşmanın rengi yeniden kırmızı. Yalnızca bu renkler yoktur Eskişehir’de, yaşamanın her rengi vardır, farklılığın çok rengi vardır. Eskişehir bu çokluğun, farklılığın da renkleriyle rengârenk, Can Yücel’in sözüyle “Renkahenk”tir bir de.
\nİnsanlar sakini, yerlisi, göçmeni, eskisi, yenisi olarak bir şehirle nasıl bir aşk ilişkisi, yakınlık kuruyorlarsa, iktidarlar da bir başka tür ilişki içinde o şehri fethetmek, zaptetmek, ele geçirmek isterler. Oysa hemen her şehir farklı bir yaşama rengi taşıdığı için sevilir ve aşkla anımsanır: Ankara, İzmir, Konya, Diyarbakır, Trabzon, Erzurum, Mardin, Edirne, İstanbul, Antalya, Hatay, Bursa, Eskişehir...
\nBir şehrin gönlüne girmek de bir insanın gönlüne girmek gibidir, hem kolay değildir hem de zorla olmaz. İstemek karşılıklıdır, zorunlu değil zorunsuzdur. Bir şehri kötüleyerek, onu suçlayarak, ona söverek, ona saldırarak, gönlüne girmek sanırım olanaksızdır. Öyle de olsa, sonunda o şehir sizden kaçar, sizi istemez, rengini ve içini karartan birini kim ister, hangi şehir ister?
\nŞehirlere ‘sakin’ce ve sevgiyle yaklaşmak gerek. Renklere kızmamak gerek. Tüm şehirlerin aynı renkte olmasını istemek, ‘tek tip’, ‘tek renkli’, ‘tek sesli’ bir ülkede yaşamayı da istemek demek. Türkiye bu çokkentli, çokrenkli yapısıyla buna katlanamaz. Ne mizah kalır ne türküler, birbirine yakın şehirler bile uzak olur. Türkiye’nin şehirleri, Türkiye’nin renkleridir.
\nBir şehrin ne kadar renkli, sevinçli, coşkulu olabileceğini görmek için Eskişehir’e bir gidin, ona duyduğum ‘sonsuz âşıklama’nın boşuna olmadığını anlayacaksınız.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık