Feyzi Açıkalın

Pompeii’nin son günleri

25 Mayıs 2018 Cuma

Ticaret mevsimi çoktan açılmış olmasına rağmen Pompeii’de olağandışı bir sakinlik gözlenmektedir. Çünkü bütün pagan aleminde olduğu gibi, şehirde de Feriae festivali hüküm sürmektedir.

Bu günlerde, tanrıların yeterince kutsanabilmeleri için iş yerleri ve idari binalar kapanmıştır. Şehirde evlilikler bile Feriae’nin bitimine alınmış, görünür yerlerde eğlenmekten kaçınılmıştır.

Bir tür nefis orucunun yaşandığı ülkede genel bir iş yapmama isteği sürmektedir. Feriae’yi mazeret gösteren duvar ressamları o güzelim Pompeii morunu bile tutturamamaktadır. Nedeni sorulduğunda, “feriye başıma vurdu abi, idare et!” yanıtı gelir.

Yüzyıllarca önceki kanlıları Etrüskler ve Antik Yunan’ı hala düşman bilip kendilerini kıskandığını söyleyen imparator Titus Flavis Vespasianus, bir şeylerden “vesveselenmiş!” olmalı ki erken seçim ilan etmiştir. Senatoyu bir şekilde bağlamış, Pompeii halkını da savurgan eğlenceler ve cömert yardımlarla yanına çekmiş olan Vespasianus, seçilecek “magistrates”lere kutsal Feriae ayını iyi kullanmalarını öğütler.

Dört magistrates’in bir birlik oluşturup şehri yöneteceği “decurion” seçimi için adaylar, dışardan gelen “manifestoslar”a, duvarlara “programmate” lerini yazdırmakta biraz uyuşuk davranmaktadır. Bunun yerine, şehir ahalisini oluşturan mezheplerin tapınaklarına iftar ziyaretleri düzenlenmekte, oruç açıldıktan sonra siyasi propagandaya geçilmektedir.

Şehrin tanınmış manifestos’ları, 62 yılındaki deprem sonrası şehri imar eden müteahhitlere bol para kazandıran, daha da önemlisi Vespasianus ile iyi ilişkide olan hemşeri magistrate’nin Pompeii için vazgeçilmezliğini her fırsatta duvarlara yazdırmakta, her forumda dile getirmektedirler…

Şehre gelen yabancılar için ise yaşam farklı sürmektedir. Çok konuksever olarak bilinen Pompeii halkı komşu ülkelerden gelen tüccarları, bir tür taverna olan “Termopolium” larda ağırlamaktadır. Onların değerli para birimi Dinar’a, şehir esnafı zorla parfüm satarak ulaşmaktadır. İmparatorun en büyük destekçisi olan köylü ise, yüksek vergiler yüzünden ürettiği şarap ve zeytinyağının gerçek değerini bulamadığını hala anlamamaktadır…

Komşu şehir Hercules’den Feriae zamanı zamparalık yapmaya gelenler ise, şehrin değişik bölgelerine dağılmış olan “Lunapark” ların kıymetli müşterisidir. Gece hava karardıktan, kandiller yandıktan sonra başlayan mesaide, Hercules’lilere alt kattaki tek yataklı dar odalarda servis verilir.

Şehrin ana caddesi olan Via dell’a abondanza’da oturan şehir seçkinleri ise üst katlardaki çalgılı çengili alemlere, standart fiyat olan 10 Asses’in biraz üstüyle sahip olur. Lunapar çalışanları 600 Sesterces’e satın alınmış kölelerdir.

Pompeii halkı, en büyük para birimi olan Aureus’un bir gecede değer kaybetmesine aldırmamakta, “vur patlasın çal oynasın yaşam” bütün hızıyla sürmektedir. Şehirdeki her tür ipe sapa gelmez aktivite, o zamanlarda daha havai fişek icat edilmediği için(!) Roma meşaleleri havaya fırlatılarak kutlanmaktadır.

59 yılında, şehrin vazgeçilmezi gladyatör takımı ile komşu şehir Nocer arasındaki karşılaşma sonrasında çıkan taraftar kavgasında ölümler olunca, Senato’nun şehir stadını 10 yıl(!) süreyle kapatması ve sonrasındaki deprem ile cezanın kısmen kaldırılması unutulmamıştır. Şampiyona kutlaması her şeyin önüne geçer.

Şehri yöneten, ülkenin daha iç kısmından gelmiş Samnite’lilerden oluşan Meddix Tuticus konseyi, aldıkları borç parayla şehrin en görünür yeri olan Palestra’daki Collegia Juvenum’a, emperyal ideolojiyi yansıtan anıtlar dikmektedirler.

16 yıl önce şehri yerle bir eden depremin artçıları hala sürmektedir. Romalı tarihçi Tacitus’un sonradan yazdığı gibi günlerce öncesinde başlayan yanardağ homurtusu şehirde hiç panik yaratmamıştır. Pompeii’liler yaklaşmakta olan felaketi görmemekte ısrarcıdırlar…

Elbette depremden nem kapan banker Lucius Caecilis Jucundus gibiler de vardır. Ama tüm mal varlığını güvene aldığını zannederek şehirden bir sonraki deprem için kaçan Jucundus büyük bir hata yapacak, aksi yöne yerleşecek iken gidip Vezüv Yanardağı’nın eteklerine villasını taşıyacaktır.

Tüm Pompeii şehri gibi lavlar altında kalan bankerin villasından yüzyıllarca sonra çıkan altınlar, nasıl elde edildiği meçhul servetin ona da yar olmadığının en büyük kanıtıdır.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları