Feyzi Açıkalın

Koronavirüs günlerinde artan çevre hoyratlığı

05 Haziran 2020 Cuma

Koronavirüs günleri insanlığın bu yüzyıldaki en büyük sınanışına tanık oldu.

Devletler ayrı sınandı, onların halkları başka türlü sınandı.

Ruh sağlığı zayıf liderlerce yönetilen ülkeler salgından en büyük zararı gördü. Çağın modası gereğince, “delimsirek” naifliğiyle ile hoş görülen bu tür liderlikler, COVID-19’un olağanüstü koşullarında içlerindeki otoriterliği de açığa çıkardılar.

O andaki siyasi liderliğinden bağımsız olarak, insanını eğitimli kılmış ve sağlık kurumlarını geliştirmiş olanlar ise hastalık kabusundan en az zarar görenlerdi. Göreceli uygar ülkeler olağanüstü önlemlerle sınıf çatışmalarını körüklemek yerine, insanını uyarmakla kalışlarıyla övündüler.

Gerçekten de, insanlığın gelişim çizelgesinde bayraktarlık yapabilecek bu halklar, demokrasiyi sindirmiş liderliklerinin yüzünü kara çıkarmadılar.

Bir de başka türlüleri vardı…

Siyasi iktidarlarının talan üzerine kurduğu ekonomilerle yönetilen halklar, ne yazık ki bu anlayışı benimsemişlerdi. Olağanüstü felaket günlerini bir fırsat olarak değerlendirip, her anlamda talan ve yağmaya ortak oldular.

Yağma edilen varlıklar arasında en korumasızı çevre idi. “Yapanın yanında kar kalacağının” bilinmesi bu çevre katillerini neredeyse katliam konusunda teşvik eder hale gelmişti.

Başından itibaren kokmaya başlayan balığın kah gövdesi, kah kuyruğu olarak, ahlaksızlıklarının hoş görülebileceği duygusuyla pervasızlıklarını sürdürdüler.

Bırakın birer halk düşmanı olmalarını, ülkenin doğal yapısını fethedilecek bir toprak parçası olarak gördüklerini bile saklamadılar. Nasıl ahlaksız savaşlarda, sözde fethedilen yerlerin halkını kurutmak için kadınlarına saldırılmaktaysa, bunlar da eylemleriye, bir anlamda hepimizi iğfal etmeye çalıştılar. Ve bundan büyük zevk duydular.

En kötüsü de, bu eylemi karşılığını vererek yaptıklarını söylemeleri oldu. İğfal edilen, ırzına geçilen, doğayı gözü gibi sakınan bizler olmalıydık. O zaman ortaya şöyle bir soru çıkıyordu: Bu işlem bedeli ödenmek kaydıyla yapılıyorsa, aradaki ….zevenk kimdi?

Dostlar, diyeceğim odur ki, “hayınlığın” en kötüsü ve aslında en karşı koyulabilir, vaz geçirilebilir olanı çevre katliamıdır. Yeter ki biz uyanık, biz örgütlü, biz itiraz etmeye hazır olalım. Hainlerin aynı zamanda çok korkak olduğunu da unutmadan…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları