Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AKP’den önce…
AKP sonrasını tartışadururken, aynı partinin bir milletvekili olan Özlem Zengin’in, “AKP gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu” cümlesi bizi daha öncesini düşünmeye itti.
İlk akla gelen, Duygu Asena’nın “Kadının adı yok” kitabıydı. Tema aynı gibi görünse de milletvekili Zengin, Asena’nın onurla ve sahiplenerek söylediği “kadın” sözcüğünü yalın olarak kullanmaktan çekiniyor, onu eğip bükerek, “kadın kelimesinin adı” diyordu.
Çünkü Asena’nın tanımlayıp, hakkını savunduğu kadın ile AKP milletvekilininki aynı değildi. Asena tam 33 yıl önce, daha AKP anasının karnındayken cinsellikten, kadının birey olarak öne çıkması gerekliğinden bahsediyordu. AKP’nin anladığı gibi evin içine hapsedilmesinden değil.
Asena’nın erkek arkadaşları da kadın diyordu, şimdinin badem bıyıklıları gibi “hanımefendi” değil. Asena, “kadın regl olduğunda utanmamalı, bunu kutlayabilmeli” diyordu. Şimdikiler oğlan çocuğunun sünnetine “erkek oldu” diye yaklaşıyorlar…
AKP öncesinde başka şeylere de rastlamamıştık. Örneğin din ve bayrak üstüne yine politika yapılıyor, insanlardan bu yol ile oy isteniyordu ama yoksulun avanta ve sadaka ile rızası alınmıyordu. Daha açık anlatımla, insanlar çalışmadan küçük gelirlere razı edilmiyor, potansiyel birer oy deposu haline getirilmiyordu.
Türkiye yine bir lider ülkesiydi. Liderin popülist söylemleri özellikle kırsal bölge seçmeninin oy tercihini belirliyordu. Ama ona tapılmıyordu. Dahası, o lider korku saçmıyordu, eleştirilebiliyordu.
Korku kurumsal bir nitelik kazanmamıştı. Lider tekil görünse de, gazabının nelere yol açacağı görünmez bir hiyerarşi ile muhataplarına ve halka aktarılmıyordu. Halk bu anlamda sindirilmemişti.
Ülkede mahkemeler vardı. Hukukun üstünlüğü halkın en büyük güvencesiydi. Halk hukuğun işleyişini, “Şeriatın kestiği parmak acımaz” naifliği ile yorumluyor, gerçek şeriatın ülke bütününe yerleştirilmesi korkusunu duymuyordu.
İnsanları olumsuz yanlarıyla tanımlarken ahlaksız, hırsız ve benzeri kelimelerin kullanımı yeterliydi. Bunlardan daha basit gibi görünen ama hepsini kapsadığı gibi, erişilmez de bir tanıma bürünen “kötülük” kelimesi henüz dolaşıma girmemişti. Kötülüğün iktidarı söz konusu değildi.
AKP öncesindeki hiçbir iktidar döneminde yağma bu denli yasal zemin bulmamıştı. Aynı zamanda bir rıza üretim aracı da olan yağma yukarıdan aşağı doğru her erk sahibine bu açıklıkla, bir üsttekinin hesabının sorulmaması adına önerilmemişti.
AKP’den önce ülke insanı geleceğe ilişkin hayal kurabilmekteydi. İyi kötü her yurttaşın, gerçekleşeceği konusunda kesin bir inancı olmasa da bir gelecek tasavvuru vardı. Bu ülke insanının düşleri çalınmamıştı.
İnsanlar siyasi inanış çerçevesinde bir diğerine düşmanlık besleyebiliyordu. Ama bir lider karşıtlığı ya da taraftarlığı üstünden kamplaşma hiçbir dönemde yaşanmamıştı.
Özet olarak, Türk siyasi tarihinde hiçbir dönem bir milat olarak, daha sürüdürülmekteyken saptanmamıştı. Kötülüğe mi iyiliğe mi evrileceği henüz bilinmeyen bir milat olarak…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Tanrıkulu'ndan Diyarbakır iddiası: Kayyım atanacak mı?
- Akşener'den oy bölme tartışmalarına cevap!
- YURTTAŞLAR KABİNEYE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
- Ekonomik kriz tiyatronun yolunu unutturdu
- Yerel seçime son 5 gün
- Akşener Özel'in o sözlerini hatırlattı
- İmamoğlu önceki dönemi anlattı
- Mart ayı 1. Dönem Çocuk Meclisi toplandı
- İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile Vefa Bozacısı'na gitti
- Özel İYİ Partili ve AKP'li adayları yerden yere vurdu
En Çok Okunan Haberler
- 'Tutulma öncesi yiyecek, su, yakıt stoklayın!'
- Emekliye promosyonda yeni gelişme!
- Bakliyat ve kuruyemiş devi iflas etti
- Murat Kurum'dan şaşırtan vaat!
- Kurum'un eşine: 'Onun eşine aşığım'
- Erdoğan'dan 'emekli maaşı' açıklaması
- Ali Koç'tan Ankara hamlesi!
- Özgür Özel'den 'anket' açıklaması!
- ‘İktidar yapsın, bugün çekeriz adayımızı’
- ‘O iş bitti kardeş’