Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sonuçlar ve fanteziler

01 Haziran 2023 Perşembe

Ben yazılarımda, seçimleri kazanma olasılığını tamamen dışlamadan, seçimlere nasıl bir siyasi iktidar ve rejim altında gidildiğini göstermeye çalıştım. Kılıçdaroğlu’nun “Karartma altındayım” konuşması, sürecin “gerçeğini” sergilerken “Kazanacağız” iddiasının aslında bir fantezi olduğunu da ortaya koyuyordu. Bu bağlamda Hüsnü Mahalli’nin “Böyle yapılacağını bildiğiniz seçimlere niye girdiniz” sorusu son derecede yerindeydi. Şimdi, gerçek bir meşruiyet sorununu tartışıyor olabilirdik.  

Şimdi, sonuçları değerlendirirken, ne yazık ki, yine, fanteziler havalarda uçuşuyor. Peki bunlar hangi sancılara ilaç oluyor?

‘HAYIR YENİLMEDİK’, ‘BU BİR PİRUS ZAFERİ’

Örneğin, bir taraftan, “İki seçmenden birinin oyunu aldı”, diğer taraftan, “Seçmenin çoğu Erdoğan’ı istemediğini gösterdi”, “Aslında yenilmedik”, “Bu hile hurda, şiddet dolu bir seçimdi, hür değildi, yoksa kazanırdık”,  “O kazandı ama bu bir ‘Pirus zaferi’, kendi yarattığı ekonomik enkazın altında kalacak”...

Birincisi “İki seçmenden birinin oyunu aldı” iddiası rejimi desteklemek için dillendirilmiyorsa, tam anlamıyla bir akılsızlık ürünüdür. Çünkü “Kim gerçekte ne kadar oy aldı” sorusunun cevabı yoktur ama “Bu oylar nasıl alındı” sorusu ise herkesin malumudur.

Bu seçimlere hangi koşullarda gidildiğini, güçlerin, olanakların dağılımını biliyorduk. Dahası, bu rejimin 2007’den bu yana hile hurda olmadan kazanamadığını, toplumun çoğunluğundan rıza alma gücünü kaybettiğini, buna rağmen seçimleri “kazandığını” da biliyorduk. Peki o zaman neden bile bile bu koşulları baştan kabul ederek sandığa gittik. O gece biri bilgiç bir ifadeyle anlatıyordu: “Böyle rekabetçi otoriter rejimlerde, seçimleri hep iktidar kazanıyor.” İyi de daha birkaç gün önce muhalefetin kazanacağını anlatmıyor muydu bu şahıs? Rejimin yapısının özelliklerini, kapasitelerini adeta yok sayarak sandık hesabı yapmak tam anlamıyla rejimin meşruiyetini destekleyen bir fantezi olmadı mı şimdi?

“Pirus zaferi” kavramı da bugünkü duruma uygun değil. Bu “Kral” bu zaferi kazanırken ordusunu kaybetmedi. Aksine ordusu, ağzından alevler fışkıran kaleşnikoflarla zaferi kutluyordu. “Pirus zaferi” saptaması, aslında, “ordularını kaybetmek üzere olan” muhalefet partilerinin durumunu gizlemeye hizmet eden bir fantezi olmuyor mu?

EKONOMİK ENKAZ - KRİZ FİLAN

“Kendi yarattığı ekonomik enkazın altında kalacak” fantezisi de başka gerçekleri gizliyor. Birincisi krizlerin ekonomik etkileri her toplumsal kesime aynı biçimde, şiddette yansımaz. Kimi kesimler ezilirken kimileri güçlenebilir. İkincisi, ekonomik kriz içinde kaynak dağılımını kimin hangi araçlarla kontrol ettiği, daralan pastayı nasıl dağıttığı bu “yansımalar” açısından son derecede önemlidir. Böyle bakınca siyasal İslamın, 11 milyon+ üyeli AKP’sinin, kriz içinde devleti kullanarak kaynakların kimlere nasıl dağıtılacağına karar verme ayrıcalığına sahip olduğu görülür. “Parti kartına” sahip olmak, kriz içinde daralan kaynaklardan yararlanma şansını artırırsa partinin ve “hareketin” güçlenmesine katkı yapabilecektir. Buna karşılık, muhalefetin, ekonomik, siyasi, coğrafi hatta demografik olarak zayıflaması güçlü bir olasılıktır. Bu ekonomi politiğin yönetiminde şiddetin giderek artma eğilimde olacağını da varsaymak gerekir.

Önümüzdeki dönemde sol hareketin, iyimser olmaya, umudu korumaya çalışmayı bırakıp gerçek durumu doğru okumaya, acilen uygun ideolojik, pratik tepkileri tartışmaya, geliştirmeye başlaması gerekiyor. Tarih hızlandı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları