Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Eşitlik, özgürlük, adalet, özsaygı
Siyasal İslamın AKP’de temsil edilen iktidarı, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak kültür savaşlarında bir mevzi daha kazanmayı planlıyordu. Bu plan, kadın hareketinin bu mevziyi koruma kararlılığının duvarına çarptı.
Siyasal İslamın, kadın-erkek eşitliğini yadsıyan, kadını erkeğe emanet mal gibi gören liderliğinin ve entelijansiyasının, bu görüşünü toplumda egemen kılarak kadınları dövme, eve kapatma, istedikleri gibi kullanma özgürlüğüne kavuşma hevesi kursaklarında kaldı.
Siyasi ve tarihsel bir direniş
Siyasal İslamın kendi, “hakikat rejimini”, “bedenleri denetleme politikasını”, “cinsiyet rejimini” topluma kabul ettirmeyi başarması kültürel egemenlik/kontrol sürecinin olmazsa olmaz koşuludur. Siyasal İslam, iktidarını yeniden üretme sürecini ancak böyle güvenceye alabilir.
Kadın hareketinin mücadelesi bu nedenle siyasidir. Çünkü bu direniş, siyasal İslamın iktidarını, kadınların eşitliğini, özgürlüğünü kısıtlayarak, özsaygılarını ayaklar altına alarak, erkek şiddeti karşısında korunaksız bırakarak yeniden üretme çabalarının önüne büyük bir engel dikmiştir.
Kadın hareketinin direnişi iki açıdan tarihseldir. Birincisi, kadın hareketi dünyatarihsel bir özgürlük dalgasının parçasıdır. Kadınların bir yerde elde ettikleri haklar evrensel kadın hareketinin tarihsel mücadelesinin kazanımlarının bir parçasıdır. Kayıpları tüm dünya kadınlarının açısından da kayıp olacaktır. Bu açıdan ülkemizdeki kadın hareketinin mücadelesi bugün, tüm çeşitliği ile evrensel bir eşitlik özgürlük (l’égaliberté) mücadelesinin en ön safında, tüm insanlık adına bir direniştir.
İkincisi, kadın direnişi, “tarihsel insan” olmanın anlamını bir kez daha vurgulamıştır. İnsanlar adalete ilişkin sorunları konuşabilme özellikleriyle hayvanlardan ayrılırlar. İnsan için özsaygı tüm diğer taleplerden önce gelir. Tarihsel insan için adaletin sorunları, yaklaşık 300 yıldır, eşitlik, özgürlük sorunlarıyla birleşiktir. İnsanın biyolojik varlığı açısından önemli olan “ekmek-peynir” (ekonomik) talepleri, hatta yaşam alanlarını (örneğin, toprak, ülke) savunma refleksi, toplumda bir birey olarak var olmaya ilişkin, eşitlik, özgürlük, adalet, özsaygı talepleri içinde maddileşme şansı elde edebilir.
Ve bazı dersler
Birincisi, siyasal İslama karşı muhalefeti, ekmek-peynir mücadelesi üzerinden kurmak, onun tabanını onlara benzeyerek etkilemeye çalışmak, CHP’nin 17 yıllık deneyiminin de gösterdiği gibi boş bir çabadır. CHP’nin “heybesindeki” tek büyük “başarının” İstanbul yerel seçimlerinde, adaletin, özsaygının saldırı altına alınmasına karşı yükselen bir öfkenin ürünü olması rastlantı değildir.
Kadınların, eşitliği, özgürlüğü, adaleti, bireysel özsaygılarını hedef alan bir saldırıya karşı direnişi, siyasal İslamın kadın hareketinde yankılanmıştır. Siyasal İslamın önde gelen erkeklerinin “kaybetme korkusuyla” içine düştükleri histeri krizlerinin ahlaksız ürünleri, siyasal İslamın kadın entelijansiyasının, genel olarak kadınların büyük tepkisini çekmiş, salı günü itibarıyla açılan hakaret davalarının sayısı 80’i geçmiştir.
Siyasal İslamın projesine karşı haklı ve gerçek bir direniş, ilk kez siyasal İslamın dünyasını, modern seküler yaşamın dünyasıyla buluşturmuş, siyasal İslamın kadın entelijansiyasında adeta bir “anagnorisis” (Tragedyada ana karakterin hem kendi doğasının hem de diğer karakterlerin doğalarının özünü kavrama anı) yaratmıştır.
Böylece, siyasal İslam hareketinin erkekleri, büyük çabalarla hareketin dışını “müstehcen öteki” olarak tanımlayıp “içeriyle dışarısı” arasına kalıcı bir duvar dikerek, içeride “mükemmel bütünsellik” iddia etme fantezisinin imkânsızlığıyla yüzleşmiştir. Erkeklerin, bu duvarda açılan delik karşısındaki histeri krizleriyse, “anagnorisis”i derinleştirmekten öte bir işe yaramayacaktır.
Diğer taraftan, “Kadınlar meydanlarda, erkekler nerede” sorusu çok anlamlıdır!
Tüm bunlar sol hareketin erkekleri için de bir “anagnorisis” olmalıdır. Kadın hareketini, bütünlüğü içinde, bu bütünlüğe akıl vermeden, “bize ayrımcılık uygulanıyor” yakınmalarıyla, gizliden gizliye erkek ayrıcalığına sarılmadan, onu, solun araç ve olanaklarıyla desteklemek gerekiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- 2 kişiyi öldüren Servet Bozkurt yakalandı!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı