Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeni Yıl İçin…
Yaşadığımız sıkıntılı günlerde edebiyat ve sanat bir anlamda
oksijen çadırı işlevi görüyor. Bir anlık da olsa yaşamın ve ülkenin yükünden
sıyrılıp kendimize geliyoruz. Sonra tekrar aynı toplumsal karmaşanın içine
gömülüyoruz. Böylece günler birbirini kovalıyor, Bizler bu tuhaf döngüye
mecburen boyun eğiyoruz. Kötülük ve iyilik arasında salındığımız günler bizi
büyük bir açmaza sürüklüyor. Ekonomik krizin iyice yayıldığı, yoksulluğun değil
açlığın öne geçtiği şu dönemde ise umut sözcüğü boş bir kavram olarak karşımıza
çıkıyor. Gelecek açısından karanlık,
mutsuzluk, sefalet ve ölüm sözcükleri ön plana geçiyor. Her yıl, bir sonraki
yılı aratacak günlerin kapısını açıyor.
*
Sanatçının ise böylesine büyük bir çalkantıdan üretimi açısından
kaçmasına imkân yok. Bu durumda karşısına iki büyük yönelim çıkıyor. İlki
geçmişe doğru kaçarak eskiye sığınmak. Gerçekten de, bugünün huzursuzlugˆundan
kaçmak için eskiye sığınmak küçük hazlar verir. Gelecekten, hatta s¸imdiden
korkmak daha masum dönemlere yönlendirir bizi. Geriye tutunulacak tek dal, “bir
zamanlar” deyis¸i kalır. Smokinli, purolu adamların süzdügˆü pırıltılı,
görkemli, ince cigaralı kadınlar, imkânsız tesadüfler, güzel müziklerle bezeli
danslar, büyük as¸klar, ille de mutlu sonlar iyiles¸tiricidir. Yas¸anmıs¸lık
deneyim kazandırır kis¸iye. Üstelik geçmis¸ tekinsiz degˆildir. Tam tersine
korunaklıdır. I·yi bildigˆiniz bir yol, her gün uyandıgˆınız oda kadar
ferahtır. Anılar size gülümsemek için imkân sunar.
*
Buna karşın yanı başımızda olanlardan söz etmek çoğu zaman
sıkıntılı hatta tehlikelidir. O yüzden gelecek tasarımları son derece karanlık
atmosferi sunan bir planlama ile yapılır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki
büyük yıkımı insan açısından iletişimsizlik, zamansızlık ve mekânsızlık,
olanaksızlık, kaotik düzen olarak sunulmuş, toplumların açmazı son derece
akılcı bir biçimde masaya yatırılmıştı. Kapitalizmin bu denli hunharca insanı
yaralayacağı, neoliberalizmin hemen herkesi diri diri toprağa gömeceği bir
hayat tasarımı öngörülmüştü. Ancak bu öngörülere kulaklar tıkandı.
*
İşte sanatçının ikinci yönelimi bizi bu noktada kavrıyor.
Çok uzun zamandır distopya algısının tam da ortasında tükeniyor ömrümüz. Çünkü
geleceksizlik duygusu daha karanlık günlere zemin hazırlıyor. Son zamanlarda
özellikle tiyatro açısından masama gelen her eserde gördüğüm ortak bir yönelim
söz konusu. "Otorite" olarak nitelenen bu yapı, insanları kendine
hizmet eden bir makineye çevirmiştir. Her birinin geçmişini elinden almıştır.
İnsanların artık kendilerine ait yaşamları yoktur. Nefes alan
"hiç"lere dönüşmüştür tüm bireyler. Devletin korunaklı alanını
yaşatmaya, bunun için de vicdanı öngören manevi değerleri çöpe atmaya,
düşünceyi, sanatı kısırlaştırmaya çabalayan yeni bir öngörü projesi karşımıza
çıkar.
*
Böylesine paradoksal bir açmazda bulunan kültür sanat
insanlarının da genel olarak işsizlik ve parasızlıkla burun buruna geldiğini
söylemek yine acı gerçeğin büyüklüğünü göstermemize yetmiyor. Geçtiğimiz yıl
hem üreten hem de alımlayıcı için tiyatroda, sinemada, edebiyatta, müzikte
üreten herkesin ekonomi duvarına çarptığını söyleyebiliriz. Tiyatrolar büyük
yapımlardan az kişilik dekoru masrafsız işlere yöneldi. Salonsuzluk ya da artan
salon kiraları herkesi dümdüz etti. Yayın dünyası artan kâğıt masrafı nedeniyle
çaresiz kaldı. Çoğu kitabın çıkışı bir sonraki yıla ertelendi. Okur, artan
fiyatlar nedeniyle kitaplara ulaşmada sıkıntı yaşadı. Hatta kitap satışının
inanılmaz derecede düştüğü bir dönemden geçiyoruz. Salgın sonrsasında geniş
kitlelerle buluşmak isteyen müzisyenler konser yasaklarıyla karşılaştı. Popüler
isimler bir anda linç mekanizmasının ne menem bir şey olduğunu tattı. Hepimiz
bu açık hava mezarlığında hüzünlü bir yıl geçirdik. Çok ölüm geldi kapımızı
çaldı. Aramızdan ayrılanlar listesinin uzunluğu bizi şaşırtmaya devam etti:
Rana Cabbar, Mehmet Ulay, Yılmaz Gruda, Olcay Poyraz, Oya Alasya, Claude Leon
Günşiray, Haydar Gültepe, Özcan Pala ve Can Gürzap’ı yitirdik. Kazım Akşar’la
ölümünden birkaç gün önce, büyük şubat depremi sonrasında canımız Orhan
Abimizin (Aydın) kızı Eylem’i toprağa verirken karşılaşmıştık. Ölüm yine
alacaklı çıktı. Alparslan Karaduman, iki oyunda çalıştığım ve sevdiğim bir
arkadaşımdı. Müzik dünyasından Özkan Uğur, Erkin Koray ve İlham Gencer’i
kaybettik. Beklenmedik kayıplardan biri de Metin Uca’ydı. Yirmili yaşların
başından beri hep soluğunu arkamda hissettiğimdi. Resim sanatında Orhan Taylan
ve Turan Erol gibi iki devi toprağa verdik. Fotoğraf sanatında Tansu Gürpınar
da bu dünyayı bırakltı. Sevdiklerimizi çokça yitirdiğimiz bir yıl oldu. En
kötüsü depremde yitirdiğimiz onca yurttaşa verdiğimiz sözler unutuldu. Hayalet
kentler hayatımıza katıldı.
*
Her s¸eye ragˆmen yeninin başlangıcına ilgi duyarız. “Yeni”
cazip gibi görünse de belirsiz atmosferlerde sıkıntı vericidir de. Hele bizim
gibi siyaset mekanizmasının insanı hunharca ezdiği bir iklimde yeni için
karamsarlık duymak kolaydır. Önemli olan karamsarlığı bile bir bilinçle
yaşamaktır.
*
Akıldan uzaklaşmayacağımız bir yıl olsun. Her şeye rağmen
şiire, müziğe, resme, romana, tiyatroya sarılmaya devam edelim. Ve yakamıza en
sevdiğimiz dizeleri iliştirelim:
*
Yılın son şiiri Betül Dünder’den gelsin:
“Bu ayrılığın tarihine giriş dersi sevgilim
Az evvel başladı
Daha yerimizden kalkmadan
Almadan ağzımıza küskünlüğün sözcüklerini
Bakınmadan dışımızdaki yeryüzüne
Terk edilmiş bir yerin sıcaklığı henüz geçmiş gibi
Bir avuç kül serpmeliyiz gövdelerimize, - soğusunlar ebedi-
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!