Nagasaki’nin Çanları...

13 Şubat 2023 Pazartesi

09 Ağustos 1945 günü saat 11.02’de Japonya’nın kenti Nagasaki’ye ikinci atom bombası atıldı. İlk atom bombası Hiroşima kentine atılmıştı (06 Ağustos 1945).

Nagasaki’de ilk 30 dakika içinde 30 bin kişi ölmüştü. Yüz binden fazla yaralı vardı. Sağ kalanlar radyasyon almışlardı, sonraki günlerde ölümler artacaktı.

Nagasaki’deki tıp fakültesi hastanesi ağır hasar almıştı. Burada çalışan bir radyolog hekim Takaşi Nagai, yaralı olmasına karşın hayatta kaldı, görevini sürdürmeye çalıştı, sonra da bir kitap yazdı: “Nagasaki’nin Çanları”

İthaki Yayınları’ndan çıkan bu kitabı okuyunuz.

Okuyunuz ve Japonya’nın bu ağır hasarlardan nasıl çıktığını düşününüz.

JAPON AHLAKI

Japon ahlakında yalan söylemek yok.

Japon ahlakında sorumluluktan kaçmak yok.

Japon ahlakında çürük yapılara para karşılığında “imar barışı”, “imar affı” çıkarıp ruhsat verme hilesi yok.

Japon ahlakında “deprem vergisi” alıp milyarlarca lirayla yol yapıp övünmek yok.

Japon ahlakında malzemeden çalıp yaptığı yapıları reklamla kandırıp satan müteahhitler yok.

Japon ahlakında bu müteahhitlerle övünüp işbirliği yapan yetkililer yok.

Japon ahlakında bilimi dışlayıp her felaketi “kader”e sığınarak geçiştiren devlet yetkilileri yok.

AHLAKIN YOLU AKILDAN GEÇER

Elbette felaket ağırdır. İki büyük deprem olmuştur.

10 il alanında büyük yıkım meydana gelmiştir.

Ama bilimadamlarınız bunları söyle-mekten yoruldu, siz dinlemediniz bile.

Bilimi dışladınız. Açıklamalara kulak asmadınız.

Depremde zamanla yarış yaşam-ölüm çizgisindedir.

İlk 12 saat.

İlk 24 saat.

İlk 36 saat.

İlk 48 saat.

Yoktunuz. Neredeydiniz? Kriz merkezleriniz yoktu. Kim öldü, kim kaldı, bilmiyordunuz.

İnsanlar yıkımlarıyla baş başa kalmışlardı.

Sonra harekete geçtiniz ama çok geç kalmıştınız. 

Gene ilk işleriniz kendinizi korumak oldu.

Kendinizden olmayan belediyeleri suçladınız, onların yardımlarını engellediniz, kendi yardımınız gibi göstermeye çalıştınız.

Bütün ulus deprem bölgesine koştu, yardım etmek için çırpındı.

Ama siz toplumun güvenini kaybetmiştiniz.

Devlet kurumlarını parti organlarına çevirmiştiniz.

Liyakatsizleri “bizdendir” diye işbaşına getirmiştiniz.

Kızılay gibi bir kurum toplumun güvenini kaybetmişti.

Haluk Levent’in “AHBAP” adlı kuruluşuna yardım yağıyordu.

Deprem çadırlarını bile kuramadınız. 

Hayatta kalanlar soğukla, açlıkla, susuzlukla boğuşuyordu. 

Bölgede akaryakıt yoktu, yollar çökmüştü, iletişim yoktu.

Dördüncü günden sonra biraz toparlanma oldu.

Askerin desteği çok geç kalmıştı.

Meslek kuruluşlarını dışlamıştınız.

Mühendisler, mimarlar, hekimler, hemşireler destek için koşmak istiyorlardı.

Siz hâlâ kendinizi haklı göstermenin peşindesiniz.

İSTİFA ETMELİSİNİZ

Siz, bütün yetkililer, istifa etmelisiniz.

Sizin yerinizde bir Japon olsaydı intihar ederdi.

Bir Alman olsaydı istifa ederdi.

Sizin hemen istifa etmeniz gerekiyor.

Sorumluluklarınızı artık kabul edin.

İnkârla, suçu başkalarına yıkmakla toplum vicdanından kurtulamazsınız.

Bu enkaz sizin suçlarınızın toplamıdır.

Enkazın altında kalarak ölen binlerce insanımızın hesabını nasıl vereceksiniz?

Onların üstüne yeni evler yapmaya hangi vicdanınız nasıl el verecek?

Orada acılarla dayanmaya çalışan insanların derdini 10 bin lira vererek giderecek misiniz?

İstifa edin, bu topluma hesap verin.

Şimdi ne düşündüğünüzü biz biliyoruz.

Bu büyük felaketten nasıl kendi lehinize puan alabileceğinizin hesaplarını yapıyorsunuz.

Böyle bir olasılık yok, bilesiniz.

Ölüler konuşmaz değildir, konuşur.

Ölüler de hesap sorar.

Seçimi beklemeyin, istifa edin.

Bu topluma artık hesabınızı verin.

Hiç değilse, hiç değilse bunu yapın.

Bunu yapın ki biz de sizde vicdan olduğunu anlayalım...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları