Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Medrese...

14 Ağustos 2023 Pazartesi

İslam dünyasının eğitim kurumudur “medrese”.

Din eğitimi ağırlıklı bir program uygular.

Kuran, tefsir, fıkıh, sarf, nahv, hadis, tasavvuf gibi İslami bilgiler eğitimin özüdür. 

Arap dili, Arap edebiyatı da öğrenimin içindedir.

Özü bu olmakla birlikte matematik, kimya, astronomi, tıp bilgileri de bazı medreselerde okutulur.

DÜŞÜNCE DURDURULUNCAYA KADAR

İslam bilim dünyası, düşünce durduruluncaya kadar dünya bilimine önemli katkılar yapmıştır.

İbni Sina, El Biruni, Farabi, Ali Kuşçu, Akşemsettin gibi bilim insanları tıp, matematik, astronomi gibi alanlarda ufuk açıcı çalışmalar yapmışlardır.

Bilimsel çalışmaların başarısı, özgür düşünceye, sorgulamaya, tartışmaya, deneylemeye dayanır. Bunlar engellendiği zaman bilimsel çalışmalar duraksar, yerini “değişmez öğretiler” alır.

11. yüzyılda İmam Gazali’nin “düşünceyi durduran, her şeyin karara bağlandığını bildiren” hükmü tarihin seyrini değiştirmiştir.

İslam dünyasında akla dayanan bilimsel gelişmelerin yerini, değişmez dogmalar almıştır.

Günümüzde de İslam dünyasının geride kalışının temel nedeni bu olmuştur.

GÜNÜMÜZDE MEDRESELER

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda hem din eğitimini önceleyen medreselerin hem de laik eğitim uygulayan okulların olması kabul edilemezdi. 

Laiklik ilkesini temel eksen kabul eden yeni Cumhuriyet, dünya uygarlığına katılmanın yolunun “laik eğitim” olduğunu bilerek “Eğitim Birliği Yasası”nı çıkardı. 3 Mart 1924 tarihli “Tevhidi Tedrisat Kanunu” budur.

Bu yasa hükmüne göre de medreseler kapatıldı, din eğitimi özel bir devlet kurumu olan yeni Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetkisine aktarıldı.

Ancak bugün, siyasal iktidarın tarikatların ve cemaatlerin yoluna girmesiyle medreseler yeniden açılmaya başlandı.

Önce sessiz sedasız, artık açıktan devlet destekli medreseler ülkenin her yanında kendi eğitimlerini yapıyorlar.

SADECE EĞİTİM DEĞİL

Medreselerin sadece dinsel eğitim verdiklerini sanmak yanıltıcıdır.

Çok daha önemli olarak “medreseler eğittikleri çocuklara, gençlere dinsel dünya görüşünü” zihinsel bir kalıp olarak yerleştiriyorlar.

Dinsel dünya görüşü

Biat-itaat kültürü

Dinsel sosyal davranış kalıpları

İslami yaşam biçimi

İslami devlet yapısı.

Medreseler aslında bunları temsil ediyorlar.

Görevleri bunları çocuklara, gençlere aktarmak böylece öğrenmekten başlayarak yaşamaya kadar bütün alanları din hükümlerinin egemen olduğu sisteme dönüştürmek.

Bu sistemde “iktidarın kutsallaştırılması” gözlerden kaçırılıyor.

Siyasal İslamın iktidarının eleştirilmesi artık “büyük günah” olan bir suça dönüştürülüyor.

Cumhurbaşkanı, “halife-sultan” olarak kabul ediliyor.

Onun buyrukları ilahi emirler olarak yerine getiriliyor.

Bu durum kaderciliği de aşan bir “biat-itaat”in kabulüdür.

Siz, neden halkın hayat pahalılığına isyan etmediğini sanıyorsunuz?

Siz, neden bütün olumsuz koşullara karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim şansının yüksek olduğunu anlamıyorsunuz?

Bunların temel nedeni, “Siyasal İslam iktidarının kutsallaştırılmasıdır”.

Bunun aracı da politikada dinsel kurumlar, eğitimde medreselerdir.

Ülke yönetiminde tarikatların cemaatlerin artan ağırlığı da bu nedenle her alanda egemen olmuşlardır.

YA MUHALEFETİN SESSİZ DESTEĞİ?

Muhalefet derken Cumhuriyet Halk Partisi’nden söz etmek gerekiyor. Ötekilerin -sol partiler hariç- zaten bir sözü olamaz.

Kurucu parti odur. Atatürk’ün emaneti olan parti odur.

CHP bu konuda sessiz kalıyor, görmezmiş gibi yapıyor, aslında kendi kuruluşuna karşı suç işliyor.

Bu konuda sessiz kalmak, ilgisiz kalmak, laikliğin ortadan kalkmasına ortak olmaktır.

Burada ortak olunan ise Cumhuriyetin sessizce ortadan kaldırılması, din devletinin yoluna taşların döşenmesidir.

Tehlikede olan Türkiye Cumhuriyeti’dir.

CHP bu tehlikenin ortağı olmayı içine nasıl sindirir?

Siz, koltuğunuzda neler yapıyorsunuz Kemal Kılıçdaroğlu?

Siz, bu duruma nasıl bakıyorsunuz Ekrem İmamoğlu?

Siz, bu konuda ne düşünüyorsunuz Özgür Özel?

Biz bütün bunları bilmek istiyoruz.

Gün bugündür, meydan bu meydandır, iş şimdinin işidir.

Yarınlar bizim olacaksa bugünden olacaktır.

Yoksa, geçmiş ola!...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları