Kırmızı Pazartesi sendromu...

19 Aralık 2022 Pazartesi

Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in kitabının Türkçedeki adı. 

Orijinal adı: “İşleneceğini Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Öyküsü.”

Ekrem İmamoğlu üzerinden işlenen hukuk cinayetini de ben bu olaya benzetiyorum.

Bu hukuk cinayetinin işleneceğini herkes biliyor.

Bir: Mahkemenin yargıcı değiştiriliyor. Ceza vermeyeceği düşünülen yargıç başka bir yere atanıyor, yerine talimata itaat edecek bir yargıç getiriliyor.

İki: Söylenen sözün (ahmak), Yüksek Seçim Kurulu’na değil, Süleyman Soylu’nun sözüne yanıt olarak söylendiği biliniyor.

Üç: Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul ile ilgili girişimlerinin her yolla engellenmesi yeterli bulunmuyor. Görevinin engellenmesi için her şeyin göze alındığı biliniyor.

Dört: Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekrem İmamoğlu’nun aday olma olasılığı Saray’ı korkutuyor. Bunun engellenmesi için önünün hukuk cinayeti ile kesilmesi gerekiyor.

İşte bu nedenlerle Saray talimatlı mahkeme “siyaset yasağı da içeren cezayı” veriyor.

AKP’nin yetkililerine bakınız: Hiç haberleri yokmuş gibi kayıtsız yüz ifadeleri göreceksiniz. Sözler de “yargının bağımsız olduğu, ona karışamayacakları” yönünde uçuşuyor.

Tam bir “Kırmızı Pazartesi” sendromu. 

Hepsinin bildiği ama haberleri yokmuş gibi davrandıkları bir hukuk cinayeti.

GÖZE ALINAN SKANDALLAR

Göze alınan ilk skandal değil bu olay.

Sezgin Baran Korkmaz ve karapara aklama olayı. Bu olayda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun rolü.

Venezüella’da yakalanan gemideki İzmir Limanı’na teslim edilecek uyuşturucu skandalı. 

Altı yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi ile ilgili tarikat haberinin yarattığı sosyal şok.

Şimdi de Ekrem İmamoğlu ile ilgili ceza olayı.

Bu arada seçim kanununun değiştirildiği unutulmamalıdır.

Seçim kurulları başkanlıkları artık yargıdan alınmıştır.

Dezenformasyon yasası ile iktidarın sansürü haberleri gölgelemiştir.

Yüksek Seçim Kurulu iktidarın baskısı altındadır.

Devletin haber kaynakları iktidar partisinin emrindedir.

Artık görülüyor ki seçim tarihi yaklaştıkça daha göze alınacak pek çok olay beklenmelidir.

Yeni suçlamalar, yeni Saray talimatlı soruşturmalar, ceza tehditleri, belki daha da kötülerinin yaşanabileceği olasılığı.

SEÇİM TEHDİT ALTINDA MI?

Aslında şu gerçek net olarak görülmelidir.

Adalet ve Kalkınma Partisi, başkanı başta olmak üzere artık bir demokrasi kurumu değildir. 

Onlar, “iktidarı EMANET değil, GANİMET olarak görmektedir”.

Önümüzdeki süreç, onlar için bir “demokrasi yarışı” değildir.

Yapmakta oldukları savaşım, CİHAT’tır.

Karşılarında rakipleri değil, DÜŞMANLARI vardır.

Seçim, eğer kaybedilecekse engellenmesi için her şey yapılmalıdır.

Kargaşa çıkarılmalı, kaos yaratılmalı, seçim ertelenmeli ya da iptal edilmelidir.

Bunlar gerçekten göze alınabilir mi?

Yaşananlar neyi gösteriyor, ona bakmak gerekir.

Yaşananlar bütün bunların göze alınacağını, dahasının bile göze alındığını göstermiyor mu?

Dahası mı? Dahası nedir? İç savaş mı?

İktidar iç savaşı göze alır mı?

Buna yanıt vermek için iktidarın neleri göze aldığına bakın.

Bugün ülke ikiye ayrılmış durumda değil mi?

OTOKRASİ CEPHESİ-DEMOKRASİ CEPHESİ

“Otokrasi cephesi” AKP ve MHP, her şeyi yasaklar, suçlamalar, cezalar çerçevesinde görüyor.

“Demokrasi cephesi” 6’lı masa, onun dışındaki partili partisiz demokrasi yandaşları parlamenter sistem, bağımsız hukuk, laik eğitim ilkelerini izliyor.

“Otokrasi cephesi”, iç savaşı göze alır.

“Demokrasi cephesi”, hiçbir zaman iç savaş istemez, anlaşmazlıkların demokratik kurallar içinde tartışılmasını ister.

“Demokrasi cephesi” istemediği için iç savaş çıkmayacaktır.

Elbette “milli irade” partilerden ibaret değildir.

Bu ülke, Kuvayı Milliye ile istiklaline kavuşmuştur.

Bu toplum “ATATÜRK CUMHURİYETİ” ile “çağdaş uygarlık yolu”na adım atmıştır.

Bu temellerin kazınıp bu ülkenin, bu toplumun dogmaların yoluna sokulması, bir şeriat ülkesi yapılması asla olabilecek bir şey değildir.

Hiç kimse korkup çekinmesin.

Seçim elbette olacaktır.

İktidar bu seçimi kaybedecektir.

Parlamenter Cumhuriyet kazanacaktır.

Uygarlık yolunda yürüyüş devam edecektir.

“Hâkimiyet milletindir.”

Hâkimiyet sonuna kadar milletin olacaktır... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları