Bugün 28 Ağustos.

26 Ağustos 1922’de başlayan Başkumandanlık Meydan Muharebesi 30 Ağustos’ta zaferle sonlanıyor.

Düşman işgaline karşı bütün toplum büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün arkasında Kurtuluş Savaşı veriyor.

Bu savaş kazanılacak, yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulacaktır.

29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilen yeni Cumhuriyet, bağımsızlığını korumak için pek çok güçlükle uğraşmıştır.

En büyük güçlük de yeni Cumhuriyetin bağımsız laik yapısını içine sindiremeyen halife sultan yanlılarının din ve etnik köken arkasına dizilerek yaptıkları karşı çıkışlardır.

Toplumun din kurallarıyla yönetilmesini amaçlayanlar giderek örgütlenmiş, politik alanda güç kazanmışlardır.

Çok partili düzeni amaçları için kullanan bu çevreler Demokrat Parti, Adalet Partisi içinde seslerini yükseltmiş, sonunda AK Parti ile iktidara gelmişlerdir.

AKP ve başındaki Recep Tayyip Erdoğan asıl amaçlarını bir süre “muhafazakâr demokrat” etiketi ile tanıtmış ama sonra artık bu etiketi de terk ederek açıklamıştır.

Bugün, ülke tarikatların, cemaatlerin istekleriyle yönetilir duruma gelmiştir.

Ama bir türlü istenen durum sağlanamamış, durumun farkına varan toplum “iç işgale karşı direnişe” geçmiştir.

İÇ İŞGAL NEDİR?

İç işgal, eğitimle başlayarak bütün toplumun din kurallarıyla yönetilmesini hedefleyen “teokratik yaşam”ı gerçekleştirmektir.

Onun için de erken çocukluk döneminde 4-6 yaş çocukların Kuran kursu adı altında beyinleri yıkanarak “dindar ve kindar gençliğe” yönelik uygulama yürütülmektedir.

Köy Enstitülerini kapatıp imam hatip okulları açarak genç kuşakları din eğitimiyle donatmak da bu hedefe yöneliktir.

Son olarak bütün okullara “manevi rehber” olarak imamları görevlendirip laik eğitimi ortadan kaldırma girişimi bu nedenledir.

Bu arada karma eğitimi kaldırıp “kız okulları” ve “erkek okulları” açmak da bu hedefin bir parçasıdır.

Ama toplumun laik güçleri bu niyetleri sezmiş, birleşerek “laik direniş”e geçmiştir.

22 demokratik kitle örgütünün kurduğu “Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu” kitlesel çalışmalarına başlamıştır.

Cumhuriyet gazetemizin yazarları uzun bir süredir “laik Cumhuriyet-laik yaşam” mücadelesini sürdürmektedir.

Çünkü;

Laiklik Cumhuriyettir.

Laiklik demokrasidir.

Laiklik uygarlıktır.

Başka bir “iç işgal”, vatan topraklarının şirketlere peşkeş çekilmesidir.

Bergama’da altın madencilerine, ida Dağları’nda madencilere, yakında Akbelen’de kömür madencilerine verilen ormanlar, tarım toprakları artık bütün ülkenin sahip çıktığı bir direnişle karşılaşmıştır.

Bu ülkenin yurttaşları “iç işgale” karşı çıkmakta, ağaçlara sarılarak, jandarma sopasına dayanarak; topraklarını, ağaçlarını, hayvanlarını korumaktadırlar.

Dahası, bu ülkenin doğal kaynaklarının, kurumlarının Katar’a, Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılmasıdır.

İŞGALE HAYIR!

Bugün 28 Ağustos 2023.

Düşman işgaline karşı mücadelenin, kazanılan zaferin 100 yıl sonrasındayız.

O zaman nasıl dış işgale karşı direndikse, bugün de iç işgale karşı direniyoruz.

Teokratik işgale karşı laiklikle direniyoruz.

Şirketlerin işgaline karşı hakkımızla, hukukumuzla direniyoruz. Ellerimizle, göğüslerimizle direniyoruz.

İşgale hayır diyoruz ve kazanacağız.

Özgür akıl, özgür irade tarihin her döneminde dogmalarla, çıkarcılarla mücadele etmiş ve kazanmıştır.

Elbette bu mücadele kolay olmamıştır. 

Ama er ama geç kazanılmıştır.

YA MUHALEFET?

Onlara da elbette söyleyecek sözümüz var.

Sağda yer alan muhalefet partilerine bizim söyleyecek sözümüz yok.

Ama Cumhuriyeti kuran partinin bugünkü yöneticilerine söyleyecek çok sözümüz var.

Bu işgale karşı sivil toplum örgütleri mücadele ediyor.

Siz neredesiniz?

Cumhuriyet Halk Partisi bu olan biteni görmüyor mu?

Etkin bir muhalefet bu mudur?

Demeç muhalefeti bir işe yarıyor mu?

Cumhuriyet tarihi sizi suçluyor.

Siz aslınıza sahip çıkmıyorsunuz.

İktidarın dümen suyunda muhalefet yapılamaz.

Toplumun gerisinde kalıyorsunuz ve kaybediyorsunuz.

Size de sözümüz budur.

Biz laik Cumhuriyetçiler elbette kazanacağız.

Bugün 28 Ağustos.

30 Ağustos zaferimizi kutluyoruz...