Dünyanın kaderini değiştirmek...

27 Mart 2023 Pazartesi

Dünyanın kaderini değiştiren olaylar vardır.

Amerikan İç Savaşı (1861-1865) Kuzeylilerin zaferi ile sonuçlanmış, “KÖLELİĞİN KALKIŞINA” yol açmıştır.

Fransız İhtilali (1792), imparatorluğa son vermiş, cumhuriyeti kurmuş, “özgürlük- eşitlik- kardeşlik” ilkeleri ile “ULUS DEVLETLERİN” kuruluşunun yolunu açmıştır.

Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal’in komutasında Türklerin İngiliz ve Fransız güçlerini yenmesiyle sonuçlanmış, Rusya’nın destek yolunu kesmiş ve Sovyetlerin 1917 İhtilali’ni kolaylaştırmıştır.

1917 yılında Rusya’da Sovyetlerin iktidara gelmesi dünyada sosyalizm-kapitalizm ikilemine yol açmış, toplum modellerinin değişimini sağlamıştır.

Dünyanın kaderini değiştiren olaylara başkalarını da eklemek olasıdır.

İslam dininin doğuşu

Haçlı Seferleri

Amerika’nın keşfi

Matbaanın bulunuşu

İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethi

İsrail devletinin kuruluşu 

Gibi birçok olay ve daha başkaları da dikkate alınabilir.

Şimdi neden bu konuyu irdeliyoruz?

Şundan ki: Türkiye’nin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimi de bu olaylar arasında yer almayı hak etmektedir.

Çünkü...

YOL KAVŞAĞINDA SEÇİM

Türkiye’nin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimi neden “dünyanın kaderini değiştiren olaylar” içinde yer almaya değer olmaktadır?

Çünkü, bu seçim bir “demokratik iktidar seçimi” değildir.

Bu seçimle Türkiye;

Ya iktidarın devamına karar vererek ülkeyi “despot bir Ortadoğu Emirliği” yapacak,

Ya da;

İktidarı değiştirerek ülkeyi “uygar ülkeler topluluğu”nun yetkin bir üyesi yapacaktır.

Onun için de bu seçim sadece ülke için değil, dünya için de bir kader kavşağıdır.

Türkiye’nin bu seçimi bir “Erdoğan mı Kılıçdaroğlu mu?” seçimi değildir.

Bu seçim iki ayrı dünya görüşünün seçimidir.

Bu seçim “yalan talan iktidarı mı doğruların dürüstlerin iktidarı mı?” seçimidir.

Bu seçim “denetimden kaçanlar ile denetim isteyenler” arasında yapılacak seçimdir.

Bu seçim “yağmacılar ile paylaşımcılar” arasında yapılacak seçimdir.

Bu seçim “kanun tanımazlar ile bağımsız hukuk” isteyenler arasında yapılacak seçimdir.

Bu seçim “tek adam despotluğu ile parlamenter demokrasi” arasında yapılacak seçimdir.

ÜLKENİN DURUMU

Şu anda ülkenin 11 ili, ilçeleriyle, köyleriyle iki büyük depremin felaketi ile boğuşuyor.

50 bine ulaşan (o da açıklananlar) ölen yurttaşlar ile çok sayıda yaralılar, kayıplar henüz hesabı verilmemiş ihmaller zinciri ile sürüp gidiyor.

Arkadan gelen sel felaketi de yeni canlar aldı.

Hükümetin hiçbir üyesi, onları görevde tutan partili cumhurbaşkanı hiçbir sorumluluğu üstlenmedi.

İstifa etmediler, hesap vermediler.

Yaptıkları tek şey, kendilerinden başkalarını suçlamak oldu.

Şimdi büyük bir telaşla enkazı temizleyip yeni temel atmalarla felaketin üstünü örtmeye çalışıyorlar.

Ülkenin asıl felaketinin bu iktidar olduğu gerçeğinin üstünü kapatma peşindeler.

Bu büyük yıkıntının altında kaldıklarını gizleyerek kendilerini aklama peşindeler.

Ama ekonomik çöküntü onların gidiş biletini kesti.

Artan hayat pahalılığı, kendi ekonomik politikalarının iflası oldu.

Şu anda en kaygan zeminde tutunacak yer arıyorlar.

Bu ülke, bu toplum kararını verecektir:

Bu çile bitecek, bu çaresizlik akılcı çarelere kavuşacaktır.

Muharrem İnce’ye bir uyarı:

Bu yola taş koymak ülkenin geleceğine ihanettir.

Elbette iktidar ondan bu taşı koymasını bekliyor.

Bu gidiş toplumun sessiz isyanıdır.

Bu seçim, iktidara başkaldırıdır.

Tarihe de “dünyanın kaderini değiştiren olaylardan birisi” olarak geçecektir.

14 Mayıs 2023’te Türkiye tercihini uygarlık için yapacaktır...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları