Bizim 2023 yılımız...

02 Ocak 2023 Pazartesi

Bizim 2023 yılımız dünyanın yeni yılından çok farklı.

Bu yıl, Cumhuriyetimizin 100. yılı.

29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, yeni kurulan bir devletin uygar dünyaya katılma kararıydı.

Uygar dünya, Rönesans ve Aydınlanma devrimlerini yapan Batı dünyasıydı. 

1918 yılında Dünya Savaşı’nda yenilen Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazı üzerinde “ter ve kan dökerek kazanılan yeni bir Cumhuriyet” doğuyordu.

Atatürk ve az sayıda arkadaşı, geleceğin ancak Batı’nın temsil ettiği uygarlıkla birleşmede olabileceğine karar vermişlerdi. 

Batı uygarlığı “akılcılık” üzerine kurulmuştu.

Doğu kültürü ise “kadercilik” ile sürüyordu.

Yeni Türkiye Doğu’nun kaderciliğinden Batı’nın akılcılığına geçmeliydi.

Atatürk devrimlerinin özeti budur.

Türkiye’de yaşanan çatışmaların özü de budur.

Osmanlı’dan kalan “Doğu kaderciliği”, Cumhuriyet’le gelen “Batı akılcılığını” kabul etmeye direnmiştir.

Atatürk’e karşı çıkışlar da budur.

Laikliğe karşı çıkan dinci siyaset de budur.

Modernliğe karşı çıkan gelenekçilik de budur.

Yeniliklere inatla direnen gericilik de budur.

Yeniçağa karşı ortaçağ.

Bilince karşı inanç.

Bilime karşı safsata.

2023 SON KAVŞAK MI?

Hep bu sav öne sürülmektedir.

Bu seçim son seçimdir. Bu kavşak son kavşaktır.

Bu sava katılmıyorum.

Ne bu seçim son seçimdir ne bu kavşak son kavşaktır.

Bu “bilim temelli uygarlık” ile “inanç temelli gelenekçilik” bu yıl da kendi kulvarlarında sürecektir.

Önemli olan, Türkiye’yi hangi anlayışın yöneteceğidir?

“Bilim temelli uygarlık” bir politik temsil olarak ülke yönetimine sahip olabilecek midir?

Yoksa “inanç temelli gelenekçilik” gene ülke yönetiminde yerini koruyacak mıdır?

2023 yılında yapılacak seçim bu sorunun yanıtını verebilecek midir?

AKP, başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile “inanç temelli gelenekçilik” anlayışının şemsiyesini temsil etmektedir. Tarikatlar ve cemaatler bu şemsiye altında çalışmaktadır.

AKP iktidarı yolsuzluklarla, koruduğu karapara aklama işleriyle, üstünü örttüğü uyuşturucu ticareti ile, yaptığı adaletsizliklerle kendini mahkûm etmektedir. 

AKP’nin temsil ettiği gelir dağılımı adaletsizliği, ezilen emekçi sınıflar, kötüye giden ekonomi onların eksi puanlarıdır.

Onlar da iktidarı kaybedeceklerini biliyorlar.

Bunun için de hukuku zorlayarak her türlü kural dışını göze alarak iktidarda kalmaya çalışıyorlar.

Ama iktidar, işbaşında kalmak değildir.

İktidar, toplumu her yönden iyiye götürecek, refahı ortak yaşayacak, adaletli, özgür, mutlu bir yaşama kavuşturmak demektir.

Zorla, zulümle, despotlukla işbaşında kalmak “iktidar olmak” değildir.

Elbette toplum da ne denli günübirlik yaşıyor olsa da bu ayrımı yaşadığı için bilecektir.

NEYİ TEMSİL ETTİĞİNİ BİLMEK

Kaybeden kaybedeceğini biliyor.

Ama, kazanan neyi kazanacağını biliyor mu?

Asıl sorun burada görünüyor.

Kazanacak olan neyi temsil ettiğini bilecek mi?

Örneğin “laiklik” toplumun temel yönetim, temel yaşam ilkesi olacak mı?

“Laik eğitim” tüm eğitim kurumlarında zorunlu uygulama olacak mı? Yoksa hem devlet okulları hem özel okullar hem medrese eğitimi yan yana çalışmalarını sürdürecek mi?

“Zorunlu din eğitimi” okullarda sürüp gidecek mi?

“Bilim temelli uygarlık” tarafından temsil edilecek yeni iktidar, kültürel çalışmalarını hangi doğrultuda sürdürecek?

Çocuk eğitimi nasıl olacak?

Gençlik politikası hangi doğrultuda olacak?

Emekçilerin emeği nasıl korunacak?

Sadaka ekonomisi yerine üreterek kazanma ekonomisi nasıl yerleştirilecek?

Kapitalist modelin sömürüsüne karşı nasıl bir sistemle karşı çıkılacak?

Bu soruların hepsinin yanıtları da iktidara talip olanların “neyi temsil ettiklerini bilmeleri” ile verilebilir.

Toplumu yeni bir geleceğe hazırlamanın yolu da budur.

NASIL BİR 2023?

Bu sorunun yanıtı da bu sorularda ve yanıtlarında yatıyor.

Cumhuriyetin 100. yılı, ancak onu hak edenlerin yılı olacak.

Cumhuriyeti hak etmek, onu temsil ederek olabilir.

Bu da uygarlık tarihinin savaşımıdır.

Akıldan yana olmanın,

Bilimden yana olmanın,

Adaletten yana olmanın,

Doğrudan yana olmanın,

Savaşımıdır.

Bu savaşımı kazananlar geleceklerine sahip çıkarlar.

Atatürk Cumhuriyetini hak etmenin yolu da budur...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları