Enver Aysever

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

09 Kasım 2020 Pazartesi

ABD seçimlerini bizim kadar Amerikalılar bile takip etmiyor” diye dalga geçiyor kimileri. Ya nerede yaşadıklarının farkında değiller ya bile isteye gerçeği saptırıyorlar.

Komünizm korkusuyla Köy Enstitüleri kapandığından beri, yazık ki ülkemiz ABD’nin adı konmamış sömürgesi! Bizi “müttefikimiz”, “dostumuz” diye uyuturlar, hakikati bildiğimiz halde buna inanır gibi davranırız. Oysa suyumuzda, ekinimizde, her yerde var ABD izi!

Bir Türkiye vardır, yoksul halkı “Küçük ABD” olma düşüyle uyutulmuştur. İktidarı, muhalefeti ABD’den icazet bekleyen sıra sıra siyasiyle doludur!

***

Darbeler en renkli uğraşıdır ABD’nin. 12 Mart olur, 12 Eylül gelir... “Bizim çocuklar işi halletti” diye alay eder. Baktı ki askerlerle iş görmekten daha kolayı var, kırar dümeni siyasal İslamcıları getirir! Laf dinlemezsen eğer başına geçirir çuvalı! “En önemli ihraç malın Mehmetçik” der, susarsın da tıpış tıpış açarsın kozmik odanı!

Önce laik(!) generallere 28 Şubat’ı yaptırır, sonra vazgeçer cemaat, tarikat generalleriyle devam eder işine; nihayetinde hepsi NATO askeridir! Gerekince FETÖ ile kanka olur, işi bitince kenara kor, eldekiyle devam eder.

Suriye işgali için heveslendirir; sen “neo-Osmanlı” hayaliyle yanarken, verir eline türbeyi, eve geri gönderir!

***

Kıbrıs’ta sırtını sıvazlar, “aferin” der, biraz başına buyruk olunca ambargo gelir. Hafif soldan konuşunca sen, hele “toprak işleyenin su kullananın” dersen, haşhaş ekmeye kalkarsan, hemen içerdeki dostlarıyla alaşağı eder; şapkadan sevimli(!) tonton çıkarıverir. Karaoğlan’lıktan vazgeçince tutuşturur eline APO’yu “haydi göreve” der. Kendini iktidar sanırsın, oysa çoktandır memleket sömürge halindedir!

Bir yerden Derviş geliverir, el koyar hükümetine, Meclis’ine, partini ortadan bölüverir; yetmez, işlevsiz Baykal’ı çıkarır sahneye, dostlar alışverişte muhalefet görsün diye! Bir kez “hayır” deyince tezkereye, geçit vermeyince conilere, seni dünyaya rezil ediverir! Partini de alır elinden, ortada bırakıverir!

***

Liberaller hazır kıta bekler mesela. Çoktan hevesli yeni siyasiler ve öteden beri sıra bekleyenler elleri ovuşturur. Saray’ın bile olsa, bir gözün okyanus ötesindedir. 15 Temmuz’da ayaklanmış olanlar da pür dikkat seçimi izlemektedir.

Büyüktür merak; “Ilımlı İslamla devam mı?”, “Milliyetçi soslu piyasacılık sürecek mi?”, “Kürtlerle dövüşecek miyiz, barışacak mıyız?”, yoksa “Sosyal demokrat görünümlü sağcılığa geldi mi sıra?” diye!

ABD, bu gösteri dünyasının merkezi işte! Nasıl Hollywood filmleriyle, saçma sapan dizilerle esir aldıysa dün seni, bugün de sosyal medyayla Mc Donalds çocukları yetiştirir. An gelir Tansu Çiller’i kadın başbakan diye kakalar sana, gün gelir kendini cihan padişahı zannettirir!

***

Teni siyah, kalan ne varsa beyaz(!) tasarım ürünü Obama’yı pazarlamadı mı dünyaya; şimdi de kadın ve siyah Kamala’nın arkasına dizer seni. Oysa gizlemez eski Hintli, yeni başkan adayı kadın. “Burası fırsatlar ülkesi” diye haykırmaktadır. Rüyalar, spotlar altında türlü biçimlerde piyasaya sürülür.

Kendi deyişleriyle “kullanışlı aptallar” o sırada zil takıp oynamaktadır.

***

ABD seçiminden bize neymiş!” ha! Adı Trump diye koca alışveriş merkezini neredeyse yıkacaklardı; şimdi tarihte görülmemiş hakaretleri eden adamın ardından karalar bağlayıp gözyaşı döküyorlar! Seçim için “Hiçbir şey olmamışsa mutlaka bir şey olmuştur”cular boy gösteriyor ekranda, niye?

ABD seçimi ahlaklı mı, değil mi bilemem, lakin Amerikancılık utanmazlıktır. Bir halk düşkünleşmişse, kendinden vazgeçmişse, artık onun herhangi bir seçiminden söz edilemez! Bizde durum böyledir!

***

Elbet ABD seçimleri sosyalistler için de önemlidir. İçerde yeni işbirlikçileri tanımak, emperyalistlerle mücadeleyi kuvvetlendirmek için!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İflas 25 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları