Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sanatçı sorumluluğu-3

10 Haziran 2022 Cuma

Sanat, siyaset ve iktidar ilişkileri konusundaki ilkelerimi “Üç Ö Formülü” ile anlatırım:

Sanatçılar ve sanat kurumları iktidarla, siyasetle ilişkileri açısından “özgür, özerk ve özgün” olmalıdır.

İktidarlar, sadece sanatçıların ve sanat kurumlarının özgürlüğüne, özerkliğine ve özgünlüğüne maddi ve manevi destek olmalı, onlara baskı yapmaya kalkışmamalıdır.

Despot, başarısız, demagog politikacılar, sanatçıların kendilerini desteklemesi için onlara baskı yapar, onların özgürlüklerini kısıtlar ve bu yüzden de özgünlüklerini engellerler.

Aynı biçimde, yeteneksiz, başarısız sanatçılar, iktidarların kanatları altına sığınarak, onlara kölelik ederek varlıklarını sürdürmeye çalışırlar.

***

Selmin Günöz sadece yetenekli ve başarılı bir sanatçı değil, aynı zamanda içinde yaşadığı topluma ve toplumun sorunlarına karşı duyarlı bir Primadonnadır.

Yoksul ve sorunlu bölgelerdeki imtiyazsız ve sorunlu ailelerin çocuklarına erişmek ve onları topluma kazandırmak için “Barış Çocuk Senfoni Orkestrası” projesini hayata geçirmiştir.

Bundan önceki iki yazımda bu projeyi onun dilinden size aktarmıştım.

Öyle anlaşılıyor ki, tam benim yazılarım yayınlandığı sırada bu proje, ana sponsorunu yitirmiş ve Selmin Günöz yeni bir sponsor aramaya başlamış.

Dilerim sevgili okurlarımız bu konuda onun duyarlılığına katılırlar.

Projeyi onun dilinden aktarmayı sürdürüyorum.

***

Büyüyorduk. Sayımız 60 olmuştu.

Kemeraltı’nda “Sokak Çocuklarını Koruma Derneği” vardır; başkanı da çok sevdiğim bir avukat hanım, ondan da bir oda istedim.

Haftada bir gün nefeslilerimiz orada çalıştı.

Kendimize ait bir yer için çalmadığım kapı kalmadı.

Sponsor arayışlarımdan hep eli boş dönüyordum ki, 2018 yılında bir arkadaşımın aracılığıyla, cam sanayisinin önde gelen isimlerinden olduğunu öğrendiğim Yorglass ile tanıştırıldım.

İsmimizin başına Yorglass eklemek şartıyla sponsor olmayı kabul ettiler ve adımız Yorglass Barış Çocuk Orkestrası oldu.

Şimdi, hizmet verdiğimiz bölgenin merkezinde kendimize ait bir yerimiz var. Her gün çalışma yapabiliyoruz.

(Anlaşılan Yorglass sponsor olmaktan vazgeçmiş. Muhtemelen kendilerine ait olan bu yeri de kaybedebilirler. E.K.)

150 çocuğumuz oldu. En son 23 Nisan konserine 98 kişilik bir orkestrayla çıktık.

Çocuklar, hiç duymadıkları tarzda bir müzik eğitiminin içindeler ve bunu benimsediler.

Şaşkınlıkla izliyorum bazen:

“Öğretmenim, Mozart’ı çok severek çalıyorum” diyenden tutun da “Annem mutfakta yemek yaparken Şostakoviç şarkısını söylüyor” diyen çocuğa kadar, neler yaşıyorum size anlatamam.

Tabii ben bu projeye kendimi bu kadar kaptırıp her günümü onlarla geçirmeye başlayınca, müzik okuluma zaman ayıramama sorunu çıktı. Diğer tarafta olmak beni daha fazla tatmin ediyordu.

Okulumdaki genç öğretmenlerden birine işletmeyi devredip tüm zamanımı bu çocuklarla ve aileleriyle geçirmeye başladım.

Yani arkadaşlarımın deyimiyle, para kazandığım yeri bırakıp para harcadığım yerdeyim artık.

Konservatuvar mezunu sekiz genç eğitmen haftanın altı günü çalışıyor. Onlar da mutlu. Proje, mezunlarımızın açıkta kaldığı, devlet kuruluşlarında yıllardır kadro verilmeyen bu gençler için de bir gelir kapısı oldu.

Çocukların anneleri de pasta börek yapıp bizim dernek toplantılarına getiriyorlar, onlar için de iyi bir gelir oluyor.

Yani mahallede bir mikroekonomi de yaratılmış oldu.

Abartıyor muyum?

Çocuklar İdil Biret, Gülsin Onay ve Can Çakmur gibi çok değerli müzisyenlerimize Mozart’ın farklı piyano konçertolarıyla eşlik ettiler desem inanır mısınız?

***

Gerçekten rüya gibi bir proje...

Ama sponsor firma destekten vazgeçmiş ve rüyadan uyanılmış, tatsız gerçeklerle karşılaşılmış:

Selmin Günöz, 21. Yüzyıl Türkiyesi’nin bir “sanat ve sosyal sorumluluk simgesi”, yeni bir sponsor aramaya başlamış.

İlgilenenlere duyurulur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları