Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sağ iktidarlar ve darbeler-3

16 Eylül 2022 Cuma

İsmet İnönü’nün tarihte eşi görülmedik bir biçimde, “Devrimcilerin iktidarını, barışçı yöntemlerle, serbest seçimlerle, muhaliflerine devretmesi” tarihe geçecek çok büyük bir atılım, Cumhuriyeti bir adım daha öteye taşıyacak büyük bir Demokrasi Hamlesi idi.

Fakat Demokratik Rejimi kuracak olan sermaye ve işçi sınıfları gelişmeden, geniş kitlelerde “Demokrasi Bilinci” oluşmadan, serbest seçimler yapılınca, iktidar, Cumhuriyet karşıtı olan eski rejim temsilcilerinin eline geçti.

Böylece İsmet İnönü’nün, Atatürk’ü tamamlamak için gerçekleştirdiği Çok Partili Düzen, 1946’dan itibaren eski rejim egemenlerinin etkilerine açılmış, 1950’den itibaren de tamamen Cumhuriyet karşıtlarının iktidarına teslim olmuştu.

Demokrat Parti, kendisini iktidara getiren Demokratik Rejim’in en temel ilkesini, “Temel Hak ve Özgürlükleri” yani “muhalefet hak ve özgürlüğü” ile “ifade ve basın özgürlüğünü” yok saydı.

Bir başka deyişle, Demokrat Parti, kendi bindiği dalı kesti, kendisini iktidara taşıyan Demokratik Rejimi çöpe attı:

Seçilmiş olmayı, bütün temel hak ve özgürlükleri yok saymanın gerekçesi yaptı.

İktidarı, Demokrasi uğruna kendisine ikram eden CHP’nin mallarına el koydu...

Basını sınırladı ve kısıtladı...

Bir parti genel başkanı dahil, muhalif politikacıları ve kendisini eleştiren çok kıdemli gazetecileri bile hapse attı...

Kendisine oy vermeyen Kırşehir ilini ilçeye çevirdi...

Kendisine iktidar olma şansını veren İsmet İnönü’nün bütün hak ve özgürlüklerini engellemeye, memleket gezilerini önlemeye kalktı; kafasına taş attırarak linç etmeye kalkıştı...

En sonunda Çok Partili Düzen’in, Anayasa’ya karşı olan ilk darbesini “Tahkikat Encümeni” yasasıyla, “Sivil Darbe” olarak gerçekleştirdi.

Bütün bunların sonucu olarak 1950’den beri toplumu sağ ve sol olarak ikiye böldü...

Topluma, sonuçları bugün bile iktidar tarafından istismar edilen, düşmanlık ve nefret tohumları ekti...

Sağı ve solu birbirine düşman etti.

Üstelik yaptığı Çok Partili Düzen’in ilk darbesi olan ve Demokratik Rejim’i tümüyle rafa kaldıran 18 ve 28 Nisan 1960 tarihlerindeki “Tahkikat Encümeni” Sivil Darbesi ile, Demokratik Rejimi korumak için yapılan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi’ne yol açtı.

27 Mayıs Darbesi’nden sonra, İsmet İnönü’nün sözlü ve yazılı olarak şiddetle karşı çıkmasına rağmen gerçekleştirilen üç politikacının idamı ise ne yazık ki, Demokrat Parti’nin topluma empoze ettiği bu sağ-sol düşmanlığını derinleştirdi ve güçlendirdi.

***

27 Mayıs 1960 Darbesi, dünyanın en ileri Demokratik Anayasalarından biri olan 1961 Anayasası’nı getirdi ama ne yazık ki, bu Anayasa üç idam ile gölgelenmişti.

Üstelik toplumsal ve ekonomik yapı, yine Demokratik Rejimi kuracak ve koruyacak gelişme düzeyine erişememişti.

***

1961 seçimlerinden sonra İsmet İnönü, CHP seçimlerde birinci parti olarak çıktığı için hükümeti kurdu ama iktidar olamadı.

Koalisyon ve azınlık hükümetleriyle ülkeyi sağ salim 1965 seçimlerine kadar getirdi.

Bu arada Talat Aydemir’in 22 Şubat 1962’de ve 21 Mayıs 1963’te giriştiği darbeleri de önledi.

1965 seçimlerinde Demirel’in liderliğindeki Adalet Partisi iktidara geldi.

Demirel sürekli olarak 1961 Anayasası’nı “lüks” olarak niteledi ve ortamı, 12 Mart 1971’de Tağmaç ve arkadaşlarının “Sosyal uyanış ekonomik kalkınmayı geçti” sloganıyla ifade ettikleri sağcı darbeye hazırladı.

Böylece 1960-1965 arasındaki bir nevi fetret devri hariç, ülke, 1950’den 1971’e kadar 16 yıl boyunca sağ iktidarlar tarafından yönetildi.

Buna 1946-1950 arasındaki sağa kayışı ve sağ etkisini de eklerseniz, ülkenin 1946-1971 arasındaki 25 yıllık dönemde 20 yıl boyunca sağ politikanın etkisinde olduğu gerçeğini görürüz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları