Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Neoemperyalizm ve sığınmacılar 2: Elbette sınırımız namusumuzdur!
Bir ülkede “Hudut namustur”, “Ülkemde mülteci istemiyorum” pankartı asanlar nasıl gözaltına alınır ve haklarında yurtdışına çıkış yasağı getirilerek yargılama yapılır?
Neoemperyalizmi ve onun işbirlikçisi iktidarları anlamadan bu soruya yanıt veremezsiniz…
Suriye ve Afganistan olaylarını da anlayamazsınız...
Türkiye’nin “Sığınmacılar” sorununu da ve ülkenin nasıl bir tehdit altında olduğunu da göremez ve idrak edemezsiniz!
***
“Sığınmacılar Sorunu” ve “Neoemperyalizmin rolü” hakkında Cumhuriyet’te çok önemli makaleler yayımlandı.
Önce onlara çok kısaca bir bakalım.
Yerim izin vermediği için hepsini buraya alamadım ama Irak, Suriye, Libya ve Afganistan olaylarına sadece “sığınmacılar” diye bakan ama “Neoemperyalizmin” tuzaklarını göremeyenlerin (veya görmek istemeyenlerin) eksik ve yanlışlarını vurgulayan yazıların bazılarından bazı bölümler aşağıda:
15 Ağustos tarihli yazısında Mine Kırıkkanat, Neoemperyalizmin artık çok farklı yöntemler kullandığını açıklıyor ve şöyle başlıyordu:
“Ama olgunun (Neoemperyalizmin) ardındaki gerçek, bu savaşların tam da kitlesel göçleri tetiklemek için açılmış olmaları.
Amerikan siyasal bilimci Kelly M. Greenhill, ‘Bir Savaş Silahı Olarak Stratejik Göç Mühendisliği’ başlıklı kitabında, ‘Stratejik göç mühendisliği deyimi, devletler ya da dış aktörler tarafından belli bir bölgede yaşayan nüfusun güçlendirilmesi, zayıflatılması ya da kapsamının değiştirilmesini sağlayan araçlarla, askeri ya da siyasal amaçlar dahilinde kasten yaratılmış iç ve dış göçleri ifade eder.
Mühendislik eseri göçleri yaratan araçlar, kazanç vaadinden finansal teşviklere, hatta kapalı olan sınırların açılıp basitçe geçişin kolaylaştırılmasına uzanan geniş bir skalaya yayılır’ der.
Alıntının son satırı, zaten Türkiye’nin sonuncu fotoğrafı olup ABD ordusu yancısı yüz binlerce Afgan milisin nasıl olup da ellerini kollarını sallayarak ülkemize girdiğinin açıklamasıdır.”
Daha sonra Neoemperyalizmin yarattığı bu “Göç Mühendisliğine” karşı çıkanlar için de şöyle diyor:
“Çoğu kendisini hâlâ sosyalist sayan, küresel kapitalizmin belki de en kanlı projesi, kitlesel göçlere ve devletlerin yıkılmasına karşı durmaya çalışanları ‘ırkçı’ ya da ‘faşist’ yaftasıyla tu kaka etmeye çalışan sözde insanlık havarisi bu aptalları ‘sosyal liberal’ olarak anmak gerektiğinde, kısaca ‘liboş’ diyoruz.”
16 Ağustos tarihli Cumhuriyet’te, Ergin Yıldızoğlu da Neoemperyalizmin savaş ve göç olayının üstünü örtmeye ve saptırmaya çalıştığına dikkati çekiyordu:
“Dün siyasal İslamın kurmakta olduğu rejime yönelik eleştirileri ‘darbeci’ suçlamalarıyla susturmaya çalışanlar da bugün yine sahnedeler. Bu kez sığınmacılar olgusunun getirdiği sorunların tartışılmasını, ‘ırkçı’ suçlamalarıyla sabote etmeye çalışıyorlar.”
“Çözümleme çabaları, ‘insan hakları’, ‘demokrasi’, ‘darbe’ gibi kavramları sınıf çelişkilerinden soyutlayan, bağlamlarından koparan liberalizmin, ‘erdemli olduğunu gösterme jestlerinin’ (virtue signalling) etkisiyle kirleniyor.”
14 Ağustos tarihli Cumhuriyet’teki öteki önemli bir yazı, iktidarın Neoemperyalizmle göç konusundaki işbirliğini açıklayan Mehmet Ali Güller’in:
“Bu iktidar, emperyalizmle uyumlu Yeni Osmanlıcılığının ‘genişleme’ hayaliyle göçmenleri bir kart olarak gördü...
Ümmetçi ideolojisinin bir yansıması olarak göçmenleri çeşitlilik olarak gördü...
Neo-Abdülhamitçiliğinin yansıması olarak göçmenleri Batı’yla pazarlığının bir kartı olarak gördü.”
***
Erol Manisalı, 17 Ağustos tarihli yazısında iktidarın sığınmacılar üzerinden ülkeyi “Ortadoğululaştırma Politikasına” işaret ediyordu:
“AKP’nin ve ideolojik kimliğinin, ‘iktidarını sürdürmesi için’ ülkenin Ortadoğululaştırılması kaçınılmazdır.
Ancak bu yolla ‘demokratik toplumsal örgütlenmelerin’ yolu kesilebilir.
Aksi halde ‘halkın egemenliğinin temsilcisi TBMM olduğu sürece’ bu gerçekleşemez:
Demokrasi ile siyasal İslam, siyahla beyaz kadar zıt, karşıt yapılanmalardır. Demokrasi varsa siyasal İslam gerçekleşemez...
2011’den başlayarak yürütülen Suriyeli ve Arap istilası: 2021’de başlatılan Afgan paralı asker göçü Irak-Suriye-Libya hattında ‘kolaylık sağlanan’ radikal dinci geçişler, ülkeyi ‘Ortadoğululaştırmanın’ somut kanıtlarıdır.”
***
Aynı tarihte Zülâl Kalkandelen de yazısında Afganistan’ın tarihini anlatıyor ve radikal dinciliğe destek veren emperyalistlerin başta kadın hakları olmak üzere insan haklarının tahrip edilmesine nasıl yol açtıklarını vurguluyordu: (Yarınki üçüncü yazımda yine Huntington var.)
“1990’larda CIA, Pakistan’ın İstihbarat Servisi ISI ile birlikte bugünkü Taliban canavarını yaratmak için çalıştı; komünizme karşı ‘Yeşil Kuşak’ oluşturmak amacıyla İslamcı grupların güçlenmesi için milyonlarca dolar harcadı.”
“Bugün Afganistan’da güç kazanıp Kâbil’i teslim alanlar, terör üzerinden para kazanan cihatçı militanlardır.
Katliamlar düzenleyen, çocukları ve gençleri zorla silah altına alan, Afgan halkının günlük hayatına kısıtlamalar getiren, kadınların birçok hakkını yok eden ve belirledikleri kurallara uymayanları vahşice cezalandıran Taliban, Batı’nın eseridir.
Ellerindeki silahları verenler ve onları eğitenler emperyalistlerdir...
Ama en büyük tehdit, ‘Şeriatın Gölgesindeki Kadınlar’ içindir.”
Bu konuda yine dünkü Cumhuriyet’te, Mustafa Balbay’ın, Öztin Akgüç’ün, Deniz Yıldırım’ın ve Barış Doster’in yazıları da mutlaka okunmalıdır.
Ayrıca Yalçın Doğan’ın T24’te 16, 17 ve 18 Ağustos’ta yayımlanan yazılarına ve özellikle de “Uyuşturucu ticareti Pakistan’da Afganlı göçmenler üzerinden yürüyor ve Pakistan halkını zehirliyor” diye bize de uyarıda bulunduğu 17 Ağustos tarihli yazısına da mutlaka bakılmalıdır.
***
Sevgili okurlarım, Neoemperyalizmin gücünü küçümsemeyin:
Yerli işbirlikçileri ile dünyayı ve Türkiye’yi ne hale getirdiklerini görün...
Ve kendi kaderinizi kendinizin tayin etme hakkına...
Temel Hak ve Özgürlüklere dayalı gerçek bir Demokratik ve Laik Rejime...
Ülkenize, insanınıza, toprağınıza, tarihinize, bağımsızlığınıza, Atatürk’ünüze sahip çıkın!
Yarın devam edeceğim.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Havalimanında kaçakçılık operasyonu