Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Muhatap?

28 Aralık 2021 Salı

Sevgili okurlarım, iktidar rejimi değiştiriyor ama kurmak istediği rejim ne Türkiye’ye ne 21. Yüzyıl’a ne de bu toplumun sorunlarını çözmeye uygun:

Özetle, yürütme, yasama ve yargı erklerinden oluşan devlet, tek bir şahsa bağlandı.

Üstelik bu şahıs, tarafsız, partisiz cumhurbaşkanı için konulmuş olan ve yeni değişiklikler bağlamında anayasaya aykırı olan sorumsuzluk kalkanından yararlandırılıyor.

Ve yine partisiz, tarafsız bir cumhurbaşkanı için konulmuş olan ve son değişikliklere göre yine anayasaya aykırı olan özel ceza maddesiyle korunuyor.

***

Bilindiği gibi bütün seçilmişler, bütün seçmenlerin, özellikle de başka seçilmişlerin doğrudan muhatabıdırlar.

Bu konuda Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun ATILGAN’dan ilginç bir mektup aldım.

***

“Köln, 27 Aralık 2021

VİCDANİ GÖREV…

AKP’nin Genel Başkanı, Sayın İMAMOĞLU’nu kastederek TV ekranlarında ‘Bir de utanmadan, sıkılmadan bana mektup gönderiyor’ diyor…

ERDOĞAN’a niçin mektup göndermiş İMAMOĞLU?

Çünkü İBB yönetiminin belediye bünyesinde ‘terörist çalıştırmakta olduğunu’ hem R. T. Erdoğan hem de İçişleri Bakanı S. Soylu iddia etmişlerdi.

İMAMOĞLU iddia sahiplerine değil de kime yazacaktı mektubu?

Tek kişilik yürütmeyle yönetilen bir ülkede mektup kime yazılır?

Konuya ilişkin olarak, şu açıklamayı yapmayı vicdani bir görev sayıyorum:

Ben, yarım yüzyıla yakın bir süredir Almanya’da yaşıyorum.

Özellikle bölücü terör örgütü PKK’nin ülkemizde çıkardığı şiddet olayları ve siyasi Almanya’nın -bu konudaki- Türkiye’ye karşı tutumu ile Avrupa’da çalışan Türkler hakkındaki peşin hükümlü siyaseti nedeniyle, başta Cumhurbaşkanlarına olmak üzere, Başbakanlara, Bakanlara, çeşitli partilerden milletvekillerine ve medya kuruluşlarının temsilcilerine sayısız mektup yazdım ve yanıt aldım.

Hatta 1983’te, Paris’in Orly Havalimanı’nda Ermeni terör örgütü ASALA’nın saldırısı nedeniyle, Fransa Cumhurbaşkanı François MITTERRAND’a, uzunca bir mektup yazdım ve yanıt aldım.

Bunları, yerine göre, ya sade bir Türk yurttaşı olarak ya da kuruluşumuz adına yaptım. Mektup yazdığım hiçbir kimse, bana, ‘Sen kim oluyorsun da bana mektup yazıyorsun’ gibi bir suçlamada bulunmadı.

Mektup yazma konusunun Avrupa ülkelerindeki önemi ve etkisi hakkında şu bilgiyi de vermek istiyorum: Bu kıtada bir mektup 20.000 (yirmi bin) telefona eşdeğer tutulur…

Çok sert eleştiriler yapmış olmama rağmen, mektup yolladığım yetkililer yanıt vermeyi ihmal etmediler.

Bu isimlerin başında, kısa bir süre öncesine kadar Federal Almanya Şansölyesi olan, Sayın ANGELA MERKEL gelmektedir.

Siyasi rakiplerini düşman ilan eden bir kimsenin, Cumhurbaşkanlığı’na seçilmiş olmasına rağmen, tüm ulusun Cumhurbaşkanı olamadığını tarih yazmaktadır, yazacaktır…”

***

Atılgan, mektubunun sonunda, Demokratik Rejim adına, İmamoğlu’nu destekleyeceklerini söylüyor ve Cumhurbaşkanı’nı da istifaya davet ediyor.

Kendi deneyimlerini anlattığı örnekler bana çok ilginç geldi.

O nedenle mektubun ilgili bölümlerini değerli okurlarımla paylaştım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları