Sevgili okurlarım, bir toplumun en büyük zenginliği insan sermayesidir.

Vatandaşlarının bilgisi, becerisi, evrensel, ulusal ve meslek ahlakı, dürüstlüğü, çalışkanlığı, yurtseverliği, yaratıcılığı, gelecek için umutları, her ülkeyi bu rekabetçi dünyada ayakta tutar, refahını artırır, ileriye taşır.

Bu iktidar, Türkiye’nin Osmanlı’dan çok az sayıda gelen ve Cumhuriyet döneminde yeniden yaratılan insan sermayesini yozlaştırdı, ifsat etti, mahvetti.

***

Bir iktidar bir toplumun, bir ülkenin insan sermayesini birkaç yolla mahveder:

1) İnanların çağdaş, evrensel, rekabetçi eğitimini engeller. Cehaleti över, eğitimi, diplomayı ve eğitimlileri aşağılar.

2) Eylem ve söylemleriyle, rol modelleri olarak Genel Ahlak Kurallarını yok sayar, Hukuk Devletini, dürüstlüğü, hakkı, hukuku, geçersiz kılar.

3) Yargının ve güvenlik güçlerinin baskısıyla sadece kendi çıkarlarına ilişkin ahlak ve hukuk kurallarını topluma empoze eder.

4) Toplumda yükselme ve başarı ilkesi olarak liyakati ortadan kaldırır, yerine kendisine olan sadakati, bağlılığı egemen kılar.

5) Ülkeyi çıkmazlara, açmazlara mahkûm eder, sadece gençlerin değil, bütün yaş, cinsiyet ve meslek gruplarının gelecek umutlarını yok eder.

6) Çok büyük sayılarla farklı kültürlerdeki insanları ithal eder. Doktorlar gibi, mühendisler gibi, avukatlar gibi, bütün eğitimli, başarılı meslek sahiplerini ülkeden kaçırır.

***

Bakın sevgili okurlarım, aşağıda sadece son günlerde medyaya yansıyan “İnsan ve Olay Manzaralarından” birkaç örnek verdim.

(Daha önce Erdoğan’ın konuşmalarında kullandığı küfür ve hakaretleri burada yayımladığım için, bugün onlara değinmedim.)

1) Sanayi ve Teknoloji Bakanı “Dünyanın en alçak muhalefeti ve en ahlaksız medyası maalesef bizim ülkemizde bulunuyor” dedi.

2) Merkez Bankası Başkanı “Son 10 gün çıkarıldığında son bir ayda en az değer kaybeden para biriminin Türk Lirası olduğunu” söyledi.

3) Mersin Limanı’nda sürekli olarak tonlarca uyuşturucu yakalanıyor. Konya polisi, yaptığı operasyonda, terör soruşturmaları yapan bir savcının idare ettiği ve narkotik şubesinde görevli polislerin kuryelik yaptığı bir uyuşturucu şebekesini çökertti.

4) Kadın cinayetleri tırmanıyor ama katiller mahkemelerde “iyi hal” indirimi alıyor.

5) En korkunç sözde namus saldırısı Denizli’de yaşandı: Boşanmaktan vazgeçiremediği eşini bıçakla ağır yaraladıktan sonra, onun sosyal medya hesabından canlı yayın yapan ve “Sonunda namusumuzu temizledik” diyen koca tutuklandı.

6) Sokak röportajında bir pazarcı, vergi kaçırması hakkında, “Şu elimi kessem Tayyip Erdoğan’dan başkasına oy vermem. Ben her şeyimi onun sayesinde kazandım. Çalıyorlarmış. Benim sorunum değil kardeşim. Çalıyorsa Allah’la onun arasında. Biz de çalıyoruz, biz de vergi kaçırıyoruz. 100 tane mal satıyoruz, 20 tane fiş kesiyoruz” diyerek iktidarı örnek gösterdi.

7) Konya’da kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya, güvenlik görevlisi olarak çalışan Hacı Mehmet Akçay tarafından öldürüldü. Akçay saldırının ardından intihar etti.

8) Ankara’da bir kişi üç Cemevine birden saldırdı. Yakalanan saldırgan Ağırel’e göre ifadesinde saldırıların “İlluminati” tarafından yaptırıldığını belirtmiş.

9) Zonguldak’ta sokakta tanımadığı kadına yumruk atıp dişlerini kıran erkek, saldırısının nedeni olarak “Tanımıyorum. Başka bir şeye sinirlendim. Yoldan geçen kadına vurdum” dedi!

10) Fırından bayat ekmek isteyen ve “Yok” yanıtı alan kişi, dönüp fırın çalışanını sırtından bıçaklayarak öldürdü.

***

Bence bu örnekler Türkiye Cumhuriyeti’nin “insan sermayesini” katiyen temsil etmiyor; sadece son yirmi yılda bu iktidarın insan sermayemizde yol açtığı tahribatı vurguluyor!