Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Feodal kültür, otoriter siyaset ve adalet
Soru: Feodal kültür ve otoriter siyaset, siyasetin emrine alınan adaletle birleşince, toplum ve devlet ne olur?
Yanıt: Devlet de toplum da çağdaş niteliklerini kaybeder ve yeniden, bir reisin emrinde bir aşiret olur!
***
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu KCDP, Ekim 2021 Raporu’nu açıkladı:
Ekim ayında 18 kadın katledilmiş, 19 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetmiş.
Katledilen 18 kadından 6’sı boşanmayı istemek, barışmayı, evlenmeyi veya ilişkiyi reddetmek gibi bahanelerle öldürülmüş:
Ekim ayında öldürülen 18 kadının 11’i evli olduğu erkek, 3’ü birlikte olduğu erkek, 1’i oğlu, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek, 1’i akrabası tarafından katledilmiş.
Kadınların 13’ü evinde, 2’si arabada, 1’i sokak ortasında, 1’i işyerinde, 1’i avukatlık bürosunda, yani kadınların yüzde 72’si evlerinde öldürülmüş.
Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe, adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet sürmeye devam edecektir.
***
Kendisine şiddet uygulayan ve fuhuşa zorlayan eşini öldürdüğü için 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Çilem Doğan’ın cezası Yargıtay tarafından onandı.
Hapse girecek olan Çilem Doğan karara karşı “Siz 8 yaşındaki bir çocuğu ve bütün kadınları hapsettiniz. Erkek adaletten bir şey beklemedik, beklemiyoruz” dedi.
Çilem Doğan, Yargıtay tarafından cezası kesinleştirilene kadar 50 bin lira kefaletle serbest bırakılmıştı.
Şimdi yeniden hapse girecek.
Ece Piroğlu’nun haberine göre, Çilem Doğan’ın avukatlarından İsa Ayanoğlu şöyle demiş:
“Yerel mahkemenin kararı, açık ve yanlışları olan çok kötü bir karardı. Bu kararı Yargıtay 5’te 3 çoğunlukla onadı.
Kadına şiddet dosyalarında gördüğümüz o erkek egemen bakış açısını burada da görmüş olduk.
Kararın onanması, erkek şiddetini özendirici olmuştur.”
Avukat Ayanoğlu, karar düzeltme için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuracaklarını ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne gitme imkânları olduğunu da belirterek tüm yolları deneyeceklerini söylemiş.
Avukat Ayşe Zilan ise “Çilem o gün eşini öldürmeseydi belki de kendisi ölecekti” demiş.
Sosyal medya hesabından mektup yayımlayan Çilem Doğan da “Biz kadınlar ‘kirpiğimiz yere düşmesin’ diye omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Kızım Mina Su, siz kadınlara emanet. Kadın mücadelesi kazanacak” demiş.
***
Başak Demirtaş, eşi Halkların Demokratik Partisi, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun beşinci yılında bir mesaj yayımladı ve özetle şöyle dedi:
“İki yıldır açık görüş yapamıyoruz.
Demokrasi ve hukuk yoksa, barış yoksa ekmek de olmuyor.
Düşünün ki, Selahattin ve arkadaşları haksız yere hapse konuldukları gece dolar 3 lira civarındaydı. Bugün, ülkedeki bütün hukuksuzlukların yol açtığı ekonomik çöküş nedeniyle dolar şu anda 9.5 lira civarında.
Sadece bu kadar da değil. Kutuplaşmayı derinleştirdiler. Komşuyu komşuya kötü gözle bakar hale getirdiler.
Her şeye rağmen, geçtiğimiz beş yıl boyunca umudumuzu hiç yitirmedik. Ne irademiz kırıldı ne inancımız.
Adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin çok uzak olmadığını biliyoruz.”
***
Dört yıldır hapiste olan ve tahliye kararından sonra, tahliye edilemeden tekrar hapsedilen Osman Kavala da bir mesajı yayımladı:
“Pazartesi günü Silivri Cezaevi’nde dördüncü yılım tamamlandı.
Bu süre içinde, sadece cezaevinde olduğum için kendi hayatımı yaşama imkânımı kaybetmekle kalmadım, hedef gösterildiğim ve kamuoyunda hakkımda ‘karanlık’ ve ‘kötü’ bir insan izlenimi yaratılmaya çalışıldığı için, kendi gerçekliğim de tahrif edildi.
Hayatımın dört yılını kaybettikten ve bir ‘memleket sorunu’ haline geldikten sonra, teselli bulabileceğim şey, yaşadıklarımın yargıdaki sorunlarla yüzleşilmesine katkıda bulunması ve benden sonra yargı karşısına çıkacak olanların daha adil bir muamele görmeleri ihtimalidir.”
***
Sevgili okurlarım, erkek egemen feodal kültür ile otoriter siyaset birlikte, bu siyasetin emrine sokulan yargı ile bütünleşince yukarıdaki gibi olaylar yaygınlaşıyor ve devlet de toplum da yüzyıllarca geriye giderek yeniden aşiret yapısına dönüşüyor.
Örgütlü suç liderlerinin hapisten çıkarılması, çocuklara taciz/tecavüz sanıklarının ve kadın katillerinin bir kısmının hak ettikleri cezalardan yakalarını sıyırması...
AİHM kararlarına rağmen tahliye edilmeyenlerin, ağır hastaların, hamile ve lohusalarla, bebeklerin hapiste kalması...
Ayrıca, cezaevleri dışında cezalandırılan KHK’lilerin de varlığı...
Ve bütün bunların kamuoyu vicdanını sızlatması...
Otoriter siyaset ile feodal kültür birlikteliğinin yargıyı ele geçirmesinin trajik sonuçlarıdır.
Bu yozlaşmanın çaresi “Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ne dayalı “Parlamenter Demokrasi”nin, güçlendirilmiş olarak yeniden kurulması ve işletilmesidir!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
'Bir an önce Beşiktaş'tan gönderin'
-
Özel, İmamoğlu için toplanan imza sayısını açıkladı!
-
Atatürkçü komutanlara hapis yolu
-
'Trump 'Erdoğan'ı severim' dedikten sonra...'
-
'Milletin malına mülküne çökenler...'
-
Silivri'ye gece yarısı operasyonu!
-
Trump övdü mü, tehdit mi etti?
-
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'da açıklama
-
'Milliyetçilerin hepsi komünist oldu'
-
3 malzemeli un kurabiyesi tarifi