Din devletine kayarken iki söylem, iki savunma

15 Eylül 2024 Pazar

Bütün ülke 8 yaşındaki Narin kızımızın cinayeti ile karalar bağlamışken, çok önemli iki kamu görevlisi ve kamuoyu lideri, biri eğitim ve aile üzerinden, öteki de hukuk ve adalet üzerinden dine dayalı iki değerlendirme yaptı.

Tam bu sırada Narin’in ailesinin ve depremde 51 kişinin ölümüne yol açan müteahhidin yine dine dayalı savunmaları medyaya yansıdı.

***

Önce, Hulusi Akar’ın eğitim konusunda söylediklerine bakalım:

“Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanma.

Eğer biz 4-12 yaş arasındaki insanlara, çocuklarımıza Allah korkusunu verirsek, Allah’tan korkmayı, kuldan utanmayı verirsek, efendim vatan sevgisini verirsek, millet sevgisini verirsek, bayrak sevgisini verirsek, bu başkaları için iyilik yapmayı öğretirsek ve diğer milli ve manevi değerlerimizi onlara yüklediğimiz takdirde... bu çocuktan korkmayın.

Eğer bu verilemezse... bu sefer ateistle mi uğraşacaksınız, deistle mi uğraşacaksınız, LGBTİ ile mi uğraşacaksınız, uyuşturucu ile mi uğraşacaksınız, şaşırırsınız.

Şimdi analar çok veballi. Çok veballi.

Çocuklar küçükken daha sabah namaza kalkamaz, daha okula gidemez, daha eğitime gidemez, camiye gidemez vesaire. Yatsın uyusun. Babası gitsin diyor, anası gitmesin diyor.”

***

Şimdi bir de AYM Başkanı Kadir Özkaya’nın, yaptığı konuşmaya bakalım:

“Yüce kitabımız kuranı kerim’de Lokman Hekim’in oğluna yönelik tavsiyelerine ilişkin ayette ‘Evladım, yaptığın iyilik veya kötülük hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa Allah onu çıkarıp ahirette karşına getirir. Çünkü Allah her şeyi bütün incelikleriyle bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır’ denilirken bir başka yerde de ‘Kıyamet gününde öyle doğru, öyle hassas teraziler kurarız ki kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmaz. Bir hardal tanesi kadar (hardal tanesi ağırlığında, iyi ya da kötü, basit bir şey) bile olsa yapılanları (her şeyi) getirir tartıya koyarız. Hesap sorucu olarak biz yeteriz’ denilmektedir.

Unutmayalım ki bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizlerden sorulur.”

***

Sevgili okurlarım, bu söylemlerde sorun olan, dine, Allah’a ilişkin olan sözlerin doğruluğu ya da yanlışlığı değil, onları söyleyen kamu yöneticilerinin kimlikleridir.

Bu sözleri Diyanet İşleri Başkanı söylese herhangi bir sorun yoktur.

Ama bu sözleri ordunun bir darbe girişimi yapacak kadar kadrolaşması sırasında Genelkurmay Başkanlığı, darbe girişimi sonrasında da Milli Savunma Bakanlığı yapmış olan birisi söylüyorsa orada bir yanlış vardır.

Ayrıca hem eğitim hem anneler konusunda ileri sürdüğü ilkeler, eğitim bilimi ve aile sosyolojisi açısından da çok tartışmalı sözlerdir.

AYM Başkanı’nın konuşması ise daha da büyük bir soruna işaret ediyor:

Anayasa Mahkemesi, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” rejimini korumakla yükümlüdür.

Kadir Özkaya’nın sözleri, Hukuk ve Adalet kavramlarını dini ilkelere ve kaynaklara dayandırdığı için, doğrudan doğruya Anayasa İhlali anlamına bile gidebilecek yorumlara yol açan ifadelerdir.

***

Bu sözler bağlamında 8 yaşındaki Narin Güran kızımızın ailesinin yaptığı şu savunmaya da şaşmamak gerekiyor:

“Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı halde bu olay nedeniyle Kuran kurslarına ve dinimize saldırılar yapılmaktadır”

“...bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesi’nin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir.”

***

Hatay’da, 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği apartman davasının duruşmasında, sanık AK Partili müteahhit Mehmet Özkan da şöyle konuşuyor:

“Deprem Allah’tan oldu, ona inanmayanlar çıkmış bizi suçluyor”

***

Bu konuşmalar ve bu savunmalar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” rejiminin nasıl dinci bir “Şahsım Devleti” rejimine dönüştürüldüğünün örnekleridir...

Adalet ve Eğitim, bu dönüştürme mekanizmasının en önemli iki aracıdır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları