Dicle’de koyun, Ankara’da Sinan Ateş

07 Temmuz 2024 Pazar

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 günü, Türkiye’nin Başkenti Ankara’nın göbeğinde, arkadaşları Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik ile, Çankaya’da, Cuma Namazı çıkışında, tabanca ile katledildi.

BU CİNAYET KİMİN MESULİYETİ ALTINDADIR?

Bu soruya yanıtı, zamanın Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 20 Mayıs 2014 günü öğleyin saat 12.42’de, eski adı Twitter olan sosyal medya ortamı X’de, bu cinayetten 8 yıl önce vermiş:

Recep Tayyip Erdoğan @RTErdogan Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır. ÖS 12.42-20 May 2014 

***

Sevgili okurlarım, Sinan Ateş bir “koyun” değil, bir insandır.

“Kurdun onu kaptığı yer”, “Dicle nehrinin kenarı” değil, Türkiye’nin Başkenti Ankara’nın göbeğidir.

Yukarıda alıntıladığım kendi ifadesine göre, Sinan Ateş Cinayeti, evleviyetle (ilk öncelikle) Recep Tayyip Erdoğan’ın mesuliyeti altındadır!

Ben söylemiyorum, bizzat Recep Tayyip Erdoğan söylüyor!

Dolayısıyla, madem ki Sinan Ateş korunamamıştır, katledilmesi önlenememiştir, hiç olmazsa tetikçilerinin ve azmettiricilerinin yakalanıp, yargılanıp cezalandırılmaları sorumluluğu (mesuliyeti), herkesten önce, Recep Tayyip Erdoğan’ındır. 

***

Erdoğan’ın gönderme yaptığı “Dicle’nin kenarındaki koyun” öyküsü Hz. Ömer’e ilişkin bir İslam efsanesine dayanır. Bu efsanenin genel kabul gören biçimi şöyledir:

“Bir gün insanlar (kimilerine göre Hz. Ali), Hz. Ömer’i, binekli olarak, telaş içinde, bir yere giderken görür ve sorarlar:

‘Ya Emirül Müminin nereye gidiyorsun?’

Yanıt verir:

‘Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum!’

O zaman şöyle derler: ‘İnan ki senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!’

Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle konuşur:

‘Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselamı, hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!’”

Bu bir efsanedir; Hz. Ömer’in böyle dediği kesin değildir ama Hz. Ömer’i ve onun adaletini tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir öyküdür.

İstiklal Marşı’mızı da yazan ünlü şairimiz, Mehmet Akif “Kocakarı ile Ömer Şiiri”nde bu efsaneye şöyle bir gönderme yapar:

Evet, hilafeti yüklenmeyeydi vaktiyle.

Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu,

Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu!

İşte Erdoğan’ın iletisinde sözünü ettiği “mesuliyet” (sorumluluk) budur. 

***

Ama Mehmet Akif’in tanımladığı “mesuliyet”, “Dicle’nin kenarındaki koyun” ile bitmiyor.

Bakın Akif “Bir damla kan döken” için ne diyor:

Zemine gadr ile bir damla kan dökünce biri: O damla bir koca girdab olur boğar Ömer’i!

***

Sinan Ateş’in dökülen kanının “girdab olup” kimi “boğacağını” iktidar ve yargı göstermese de vicdanlar gösterecek!

Bu arada Osman Kavala’nın yeniden yargılanmasının kabul edilmediğini ve onun da vicdanlara havale edildiğini belirtelim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları