Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP’ye sosyal demokrasi uyarıları

09 Eylül 2022 Cuma

Dün Sosyal Demokrasi konusunda Ercan Karakaş’ın mektubunun giriş bölümünü yayımlamıştım.

Karakaş, yazısına Avrupa’da bu konuda Sosyal Demokratlar arasında yapılan çalışmaları ve tartışmaları özetleyerek devam etmiş.

Daha sonra da bu çalışmaların sonuçlarını özetlemiş.

İktidara hazırlanan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ve kurmaylarının dikkatine sunulur!

***

“Sosyal demokrat partilerin bugün içerisinde bulunduğu krizin başlangıcı, ‘3. Yol’ politikalarının birçok ülkede yürürlüğe konulmasıyla ortaya çıktı.

Bu durumu, Hollanda İşçi Partisi’nin eski lideri Wouter Bos, 25 Ocak 2010’da Amsterdam’da yaptığı bir konuşmada; ‘3. Yol ilericileri, makul bir şekilde denetlenen bir serbest piyasanın varlığı koşullarında yatağa gittiler; uyandıklarında ise zincirlerinden boşanmış bir canavarla karşılaştılar’ diyerek yapılan yanlışı cesaretle ortaya koymuştu...

Bos; ‘Neoliberaller, uzun süre küreselleşmenin, başımıza nereden geldiği bilinmeyen ve kaçınılmaz bir süreç olduğuna bizleri inandırmaya çalıştılar’ diyerek özeleştiriyi derinleştirmişti...

Sonuçta, serbest piyasacıların planladıkları gibi, ortama ‘Gittikçe büyüyen bir Anglosakson ekonomik sistem, gittikçe küçülen bir kamu sektörü ve gittikçe özgürleşen piyasaların hâkim olduğuna’ vurgu yapmıştı...

Bu çalışmalarda üzerinde mutabakat sağlanan görüşleri şöyle özetlemek mümkün:

Neoliberallerin ileri sürdükleri gibi SSCB’nin dağılması ile sol-sosyal demokrasi bitmiş değildir.

Tam aksine sol politikalara ihtiyaç daha da artmıştır.

Çünkü var olan eşitsizlikler, piyasacı küreselleşme denilen süreçte daha da artmaktadır. Sosyal demokrasi, özgürlük içerisinde sürekli bir eşitlik arayışı olduğuna göre onun değerleri ve hedefleri bugün için de geçerlidir.

Nitekim yapılan tüm araştırmalar sosyal demokrasinin; özgürlük, eşitlik, dayanışma, demokrasi, sosyal devlet, barış, emeğin korunması, kadın erkek eşitliği, doğal çevrenin korunması gibi temel değer ve hedeflerinin toplumlar tarafından benimsendiğini gösteriyor.

Dolayısıyla sosyal demokrasi, bu temel ilkelere ve hedeflere dayalı siyaset anlayışını korumalı, program ve stratejilerini temel ilkelerinin rehberliğinde yenilemelidir.

Sosyal demokrat öneriler:

Bu çerçevede, sol partiler piyasanın ‘bırakınız yapsınlar’ anlayışına kararlılıkla karşı durmalı; toplumun piyasa toplumuna dönüştürülmesine izin vermemelidir.

Bu partiler;

İnsani değerleri hiçbir şekilde piyasanın kör güdüsüne bırakmamalı; eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, kültür hizmetlerinden vazgeçmemeliler. Bu hizmetlerin bir meta haline getirilmesine karşı mücadele etmeliler.

Çocukların, yaşlıların, engellilerin kamu tarafından desteklenmelerini sağlamalılar.

Programlarında yer alan kadın erkek eşitliğini -başta partide olmak üzere- her alanda sağlamayı görev bilmeliler.

Neoliberal küreselleşmenin demokratik denetim altına alınmasını, kurallara bağlanmasını savunmalılar. Ortaya çıkan zenginliklerin adaletli paylaşımına yönelik yeni politikalar geliştirmeliler.

Dünya siyasetini uluslararası şirketlerin yönlendirmesine karşı durmalılar. Demokratik siyasetin ve ulusal hükümetlerin belirleyiciliğini savunmalılar.

İnsan hakları ihlallerine her yerde aktif olarak karşı çıkmalı ve hukuk devletini güçlendirmek için mücadele etmeliler.

Demokrasinin derinleşmesi, katılımcı hale gelmesi için mücadele vermeliler. Demokrasiye geçiş çabasındaki toplumlara destek olmalılar.

Yaşamın doğal temeli olan çevreyi korumayı ve onu tahrip eden teknolojik ekonomik olguları önlemeyi görev bilmeliler.

Irkçılıkla, yabancı düşmanlığı ile mücadele etmeli; farklı kültürlerin bir arada olmasını zenginlik kabul etmeliler.

Herkese iyi iş ilkesini savunmalı, açlık ve yoksulluğu ortadan kaldırmaya daha çok kaynak ayırmalılar.

Koruyucu sosyal devleti geliştirerek devam ettirmeliler.

Tek kutuplu bir dünya yaratmak isteyen emperyalist politikalara karşı çıkmalı, eşitlerin adaletli ve barışçı dünyasını savunmalılar.

• Bu çerçevede; BM, Dünya Bankası, IMF vb. uluslararası kuruluşları demokratik bir yapıya kavuşturmak için mücadele etmeliler.

Demokratik işleyişe sahip bölgesel işbirliklerini teşvik etmeliler. AB’nin, yurttaşların Avrupası olmasına; demokratik ve çok kültürlü bir işleyiş edinmesine öncülük etmeliler.

Silahsızlanma çabalarına öncülük etmeliler. Vesayet savaşlarına karşı tavır almalılar. Barıştan ve uluslararası dayanışmadan yana olmalılar.

Siyasetin demokratikleşmesine, yurttaşların katılımına açılmasına özel önem vermeliler; parti içinde de demokrasiyi ve katılımı esas almalılar. Kadınların eşit katılımına öncülük etmeliler.

Sosyal demokrat partiler arasındaki iş ve güç birliğini geliştirmeliler. Evrensel sorunların çözümüne birlikte katkıda bulunacak mekanizmaları oluşturmalılar. Bu çerçevede Sosyalist Enternasyonal’i daha etkili olacak biçimde yeniden yapılandırmalılar.”

***

Karakaş yazısına, bu evrensel önerilerin Türkiye’nin özel koşullarına göre zenginleştirilerek uygulanmaları gerektiğini belirterek son veriyor.

Ben yukardaki bu önerilere, Türkiye için, “Yargı Bağımsızlığı” ve “Laiklik” vurgularını eklemenin gerekli olduğunu düşünüyorum.

Özetle, bence Sosyal Demokrasinin Türkiye’deki hedefi “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” olmalıdır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları