CHP’nin İmamoğlu direnişi

27 Eylül 2024 Cuma

Erdoğan/AKP iktidarı Parlamenter Rejim’i tahrip ederken CHP hiçbir zaman Demokratik Direniş hakkını kullanamadı.

En temel yanlış, 16 Nisan 2017’de, OHAL baskıları altında yapılan ve bu yetmiyormuş gibi yasalara göre geçersiz olan oyların sayılmasıyla, üstelik de resmi süreçler bitmeden “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diye sonucu açıklanan sözde halkoylamasına karşı, Demokratik Direniş haklarını kullanmadan rejimin değiştirilmesine boyun eğmesi idi.

Oysa daha oyların yasalara aykırı olarak sayılacağı ilan edildiği anda derhal Demokratik Direniş hakkı kullanılsaydı:

Milletvekillerinin öncülüğünde, binlerce avukat, politikacı ve seçmen, yasaların uygulanması adına, YSK’nin kapısına dayansaydı Rejim’in (üstelik yasalara aykırı olarak gerçekleştirilen) bu tahribatı önlenebilirdi.

Belki en son önemli örneklerden biri de Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’ya aykırı olarak 14-28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanı seçimlerinde aday olması ve seçilmesidir.

Bu eylemsizlik ve boyun eğiş nedeniyle CHP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’nu hiç bağışlamıyorlar.

Şimdi artık rejim değiştirilmiş, “Şahsım Devleti”, yargı erki dahil, bütün erkleri ve güçleri elinde toplamış, Anayasa’yı rafa kaldırmış, hem ülkeyi açlığa mahkûm etmiş hem de herkesi korkutarak susturmuştur.

Ama yine de 31 Mart 2014 seçimlerinde ikinci sıraya düşmüş, yani yanlış olarak “Milli İrade” diye tanımladıkları, seçmenlerin çoğunluğunun tercih ettikleri seçenek olmak özelliğini de yitirmiştir.

İşte iktidarın, kaba kuvvete dayalı gücünün en üst noktasında ama toplumdaki desteğinin en zayıf anında:

Yapılacak ilk seçimlerde kendisini yenecek bir aday profiline sahip olan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, kurulan bir kumpasla...

Yine emrine aldığı yargı erkini kullanarak bir siyaset yasağı getirmek çabasında olduğu anlaşılmaktadır.

***

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Ekrem İmamoğlu’na haksız ve hukuksuz olarak siyaset yasağı getirilmesi halinde Anadolu’yu adım adım dolaşacaklarını belirtmiş ve şunları söylemiş:

“Hiç kimse temyizde o kararı çıkartmaya cesaret edemeyecektir.

Erken seçimi 2026-2027’ye bırakmadan memleketi seçime zorlayacak bir hale dönüştüreceğiz.” 

İmamoğlu’na siyasi yasak gelirse ne yapacaklarına dair Özgür Özel de ABD’ye giderken şöyle konuşmuş:

“Biz her ihtimali göz önüne alıyoruz.

Böyle bir gündemin yerleşmesine izin verilmemesi gerekir.

Böyle bir saçmalık, şuursuzluk yok.

Türkiye’ye böyle bir ayıbı yaşatacaklarını düşünmüyorum.

Demokrasi tokadından ders almadınız mı?

Geçen seferki demokrasi tokadından ders almadıysanız millet çok daha şiddetlisini atar.”

Daha önce Onursal Adıgüzel de şöyle demişti:

“Ekrem İmamoğlu hak yemedi, kimseye de hakkını yedirmedi.

Biz de size Ekrem İmamoğlu’nu yedirmeyiz.

Gökkubbeyi başınıza yıkarız.

Aklınızı başınıza alın.”

***

Şimdi soru ve sorun şu:

Böyle bir haksızlık ve hukuksuzluk yapıldığı takdirde, Özgür Özel’in Genel Başkan olmasıyla, üzerindeki ölü toprağını atan, geniş katılımlı mitingler düzenleyen CHP bu kez, bütün ülkede, bütün örgütleriyle ve artık tahammül sınırları aşılmış olan halkın da katılımıyla, Demokratik Direniş refleksini gösterebilecek midir?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları