İçerideki ve dışarıdaki okurlarıma son zamanlarda dikkatimi çeken birkaç kitaptan söz etmek istiyorum.

Bunların başında, Özden Toker’le Mehmet Ö. Alkan’ın yaptığı söyleşi geliyor:

“Cumhuriyet’le Özdeş Bir Yaşam: Özden Toker, İSMET İNÖNÜ’NÜN KIZI ANLATIYOR” adıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.

Özden Toker çok önemli olaylara tanık olmuş, pek çok ilginç anısı olan bir kişi:

Düşünsenize, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kızı.

SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün kardeşi.

Menderes’in hapse attığı ünlü gazeteci Metin Toker’in eşi.

CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan’ın annesi.

Kendisiyle söyleşiyi yapan da önemli bir bilim insanı; Tarih Vakfı’nın başkanı Prof. Mehmet Ö. Alkan.

Kitapta babası İsmet Paşa ve annesi Mevhibe Hanım üzerinden İnönü ailesinin yaşamına, ve Türkiye’nin dönüm noktalarına ilişkin çok önemli bilgiler, fotoğraflar var.

İlginç olan nokta, anne-baba ailesi ile olduğu kadar Metin Toker ile oluşturduğu kendi ailesine ilişkin anıların da çok ilginç ve aydınlatıcı olması.

Bu ilginç tanıklıklar, Alkan’ın bir tarihçi kimliğiyle sorduğu sorular aracılığıyla okurlara son derece keyifli bir okuma serüveni sunuyor.

***

Bir başka çok önemli kitap, gazeteci-yazar ve politikacı, bir ara CHP’nin genel başkanlığını da yapmış olan Altan Öymen’in söyleşisi:

“KUŞAKLAR ARASI, Hayat, siyaset, Türkiye’nin halleri üzerine bir sohbet” adıyla Doğan Kitap tarafından yayımlandı.

Söyleşiyi yapan genç gazeteci Atahan Ünal.

1935 doğumlu Altan Öymen’le 1998 doğumlu Atahan Ünal’ın söyleşisi, Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tarihini çok iyi bilen ve bu konuda bir seri ilginç ve belgesel kitap da yayımlamış olan bilge bir gazeteci yazar ile henüz mesleğin başındaki bir genç gazeteci arasındaki soru yanıtlar biçiminde.

Kitapta hem Altan Öymen’in yaşamöyküsünden ilginç olayları, hem de Türkiye tarihinin ilginç dönüm noktalarını okuyorsunuz.

Özellikle gençlere hararetle öneririm.

***

Bir başka çok ilginç kitap, Suriye kökenli gazeteci-yazar Hüsnü Mahalli’nin “ORTADOĞU’DA BÜYÜK TİYATRO, Sezon Finali” adlı çalışması, Destek Yayınları tarafından yayımlandı.

Kitap aslında ilavelerle 5. baskıyı yapmış; bölgedeki son değişme gelişmeleri de içeriyor.

Benim “Cerablus Lordu” diye takıldığım Hüsnü Mahalli çok ilginç bir kişi:

Esad ile “Kanka” olunduğu dostluk döneminde Erdoğan’ın önerisi üzerine Türkiye vatandaşı oluyor...

Erdoğan, Esad ile arayı bozduktan sonra hapse atılıyor.

Kitap esas olarak Ortadoğu’nun toplumsal ve siyasal yapısı ile birlikte, tarihini anlatıyor ve özellikle “Arap Baharı” diye dünya kamuoyuna yutturulan ve bir “trajediye” dönüşen, ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki müdahalesini anlatıyor.

Elbette bu bağlamda Türkiye’nin oynadığı rol de bütün ayrıntılarıyla çözümleniyor.

Kitabın en başında yazarın Türkiye’de başına gelenlerin de çok kısa bir öyküsü var.

Ortadoğu’da olup bitenleri anlamak isteyenlerin mutlaka okuması gereken, gözden kaçmış pek çok bilgiyi irdeleyen önemli bir çalışma.

***

Günümüzdeki otoriter yönetimlerin kaynağı üzerine çok önemli bir kitap da Psikiyatri Profesörü, sevgili dostum M. Orhan Öztürk’ün Cumhuriyet Kitapları tarafından ikinci baskısı yapılan çalışması.

“BİAT TOPLUMUNUN RUHSAL KÖKENLERİ, Özerk Benlik, Kul Benlik” adını taşıyan kitap, gelişmekte olan toplumlarda, gelişmekte olan özerk, özgür ve özgün kişiliklerin oluşmasının önündeki engelleri ve bunların sonucunda toplumların yaşayacağı sorunlara işaret ediyor.

Özerk benlik örneği olarak Yaşar Kemal’i de irdelemiş.

Psikoloji, siyaset ve edebiyat meraklılarının, özellikle de gençlerimizin mutlaka okuması gereken bir kitap.

***

Sevgili okurlarım, sözünü etmek istediğim ilginç kitaplar bitmedi ama yerim sınırlı...

Mehmet Ali Güller’in “Kuşak ve Yol, Büyük Avrasya Ortaklığı” adlı kitabı Kırmızı Kedi Yayınevi, Özdemir İnce’nin “SÖZ VE YAZI, Tarih Bağışlamaz” adlı kitabı da Eksik Parça Yayınevi tarafından yayımlandı.

Bu arada bizim Zülâl Kalkandelen ile birlikte yazmaya başladığımız “DEVRİMİN VE KARŞI DEVRİMİN YÜZ YILI” dizimizin “Karşı Devrim Yanılsaması” adlı üçüncü ve son cildinin de Remzi Kitabevi tarafından matbaaya yollandığı haberini vermeliyim. On-on beş güne kadar raflardaki yerini alır.