Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Atatürk, ‘Nutuk’ta Vahdettin’in kaçışını anlatıyor
Medyaya yansıyan haberlere göre, Cumhuriyet tarihinde ilk kez resmi yazıyla, “Öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek öğelere yer verildiği” gerekçesiyle “Atatürk’ün Nutuk”unun okullarda dağıtılması yasaklandı.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyetin ilk yıllarını anlattığı Nutuk’u yasaklama kararına Mersin, Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürü imza attı.
Yasak kararına, “Osmanlı Padişahı Vahdettin’e yönelik, ‘soysuzlaşmış, alçak’ ve dönemin Osmanlı hükümetine yönelik, ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ ifadeleri kullanılması” ve Atatürk’ün kötü örnek olduğu gibi gerekçeler gösterildi.
Bu vesileyle bugün Atatürk’ün “NUTUK”ta Vahdettin’in kaçışını nasıl anlattığını yayımlamak istiyorum.
***
Hain Vahdettin Bir İngiliz Savaş Gemisiyle İstanbul’dan Kaçıyor
17 Kasım 1922 tarihli resmi bir telgrafın ilk cümlesi şu idi:
“Vahdettin Efendi bu gece saraydan kaybolmuştur.”
Bu telgrafın daha bir iki cümlesini 18 Kasım 1922 gününe ait Meclis tutanaklarından okumuşsunuzdur. Fakat telgrafın aslında, kayboluşun kimlerin aracılığıyla olduğu ihtimalinden ve kutsal emanetlerin nasıl korunduğundan ve başka konulardan söz eden bir alt tarafı da vardır.
Aynı günkü tutanakta okunmuş olan bir mektubun kopyasıyla, ona ekli -ajanslarla yayımlanmış- bir bildiri kopyasını da tekrar okuyalım:
Mektup Kopyası
“Bir kopyasını eklediğim resmi bildiride söylendiği gibi, Zatı Şahane kendisini İngiltere’nin koruması altına koyarak bir İngiliz savaş gemisiyle İstanbul’dan ayrılmıştır.
17 Kasım 1922
İmza: Harrington”
Ekli olan bildiri kopyası
“Resmen bildirilir ki, Zatı Şahane bugünkü durum çerçevesinde hürriyet ve hayatını tehlikede gördüğünden, bütün Müslümanların halifesi sıfatıyla İngiliz korumasını ve aynı zamanda İstanbul’dan başka bir yere gönderilmesini istemiştir. Zatı Şahane’nin isteği bu sabah yerine getirilmiştir.
Türkiye’deki İngiliz kuvvetlerinin Başkomutanı General Sir Charles Harrington, Zatı Şahane’yi almaya giderek, bir İngiliz savaş gemisine kadar kendisine eşlik etmiş ve Zatı Şahane gemide Akdeniz Filosu Genel Komutanı Amiral Sir de Brook tarafından karşılanmıştır. İngiltere Olağanüstü Komiser Vekili Sir Newill Henderson Zatı Şahane’yi gemide ziyaret ederek Kral V. George’a bildirilmek üzere arzularını sormuştur.”
Asil Bir Milleti Yüz Kızartıcı Bir Duruma Düşüren Sefil
Kamuoyunu gerçek durum ile karşı karşıya bırakmayı tercih ederim:
Büyük bir makamı, tantanalı bir unvanı, yanlış ve kötü bir veraset yoluyla elde edebilmiş bir sefilin, onuru çok yüksek, asil bir milleti, nasıl yüz kızartıcı bir duruma düşürebileceği, o zaman daha doğal bir biçimde anlaşılır.
Gerçekten de her ne neden ve biçimde olursa olsun, Vahdettin gibi hürriyet ve hayatını milleti içinde tehlikede görebilecek kadar adi bir mahlukun, bir dakika dahi olsa, bir milletin başında bulunduğunu düşünmek ne hazindir!
Teşekküre değerdir ki bu alçak, kendisine miras kalan Saltanat makamından millet tarafından düşürüldükten sonra, alçaklığını tamamlamış bulunuyor.
Türk milletinin bu erken davranışı elbette takdire layıktır.
Aciz, adi, duygu ve düşünceden yoksun bir mahluk, kabul eden herhangi bir yabancının korumasına girebilir. Fakat, böyle bir mahlukun bütün Müslümanların halifesi sıfatına sahip bulunduğunu ifade etmek elbette uygun değildir.
Böyle bir anlayışın doğru olabilmesi, her şeyden önce bütün Müslüman toplumların esir olmaları koşuluna bağlıdır.
Oysa, dünyadaki gerçek böyle midir?
Biz Türkler, bütün tarih boyunca hürriyet ve bağımsızlığa örnek olmuş bir milletiz!
Kıymetsiz hayatlarını iki buçuk gün daha fazla, sefilce sürükleyebilmek için her türlü aşağılığı kabul eden halifeler oyununu da sahneden kaldırabildiğimizi gösterdik.
Bu suretle devletlerin, milletlerin birbirleriyle ilişkilerinde kişilerin, özellikle ait olduğu devlet ve milletin zararına da olsa kişisel durum ve hayatlarından başka bir şey düşünemeyecek pespayelerin, önemli olamayacağı yolunda bilinen gerçeği yeniden doğruladık.
Milletlerin ilişkilerinde mankenlerden yararlanma sistemine önem verme devrine son vermek, uygar dünyanın samimi dileği olmalıdır!
***
Atatürk’ün yukarıdaki sözlerini, NUTUK’tan seçtiğim önemli bölümleri bugünkü konuşma diline aktardığım ve ayrıca yorumladığım “Emre Kongar Seçkisiyle, ATATÜRK NUTUK, İstanbul, Remzi Kitabevi, 2018” kitabımın 178 ile 181’inci sayfalarından alıntıladım.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Mahruki yine yandı