Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Adalet ve ücretsiz konut

19 Mart 2023 Pazar

Bu sütundaki Pazar yazımı haksızlık ve hukuksuzluğa uğrayanları unutmadığımızı belirtmek için yazdığımı okurlarım bilir:

Hastaları, hamileleri, lohusaları, yaşlıları, bebekleri, çocukları...

Hem yaşlı, hem hasta, hem de haksız ve hukuksuz biçimde mahkûm edilmiş olan 28 Şubat mağdurlarını...

Demokratik direniş haklarını, kamu yararına kullanan Gezi Direnişi mağdurlarını...

Selahattin Demirtaş’ı ve Osman Kavala’yı...

Unutmadık!

Ama bugün 15 Mayıs 2023 sabahında kavuşacağımızı düşündüğüm umutla, hem Sosyal Devlet, hem de Hukuk Devleti kavramlarını ilişkilendiren bir yazı yazmak istiyorum.

***

Kılıçdaroğlu’nun ilk kitlesel eylemi, Ankara’dan İstanbul’a yaptığı “Adalet Yürüyüşü” idi.

Benim de bir bölümüne katıldığım bu yürüyüş 15 Haziran 2017’de Ankara’da Güvenpark’ta başladı ve 9 Temmuz 2017’de İstanbul Maltepe’de bitti.

Bu yürüyüş, toplumun dikkatini “Şahsım Rejimini” kuran ve bu eylemini Yargı Kurumu’nu kullanarak gerçekleştiren Erdoğan/AKP iktidarının adaletsizlikleri, haksızlıkları ve hukuksuzlukları üzerine çekmişti.

Yürüyüş sırasında Kılıçdaroğlu Sadi’nin adalet söylemini çok sık tekrarladı:

“İslam âlimlerinden Sadi Şirazi ‘Dünyanın bütün nehirleri, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez’ der” dedi.

Kılıçdaroğlu, toplumun adaletsizlik konusundaki isyanını çok iyi yakalamıştı.

Nitekim sürekli olarak “Adalet” konusunu işlemeye devam etti...

Örneğin o yürüyüşten beş yıl sonra 14 Haziran 2022 tarihinde yaptığı konuşmada “Adalet Yürüyüşü”nü bugünlere de ışık tutacak bir eylem niteliğiyle, siyasal stratejisinin temeli olarak açıkladı.

“Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık.

Vatandaşın hakkını, hukukunu savunmak cürüm olmaya başladı.

Üreten çiftçinin alınterini, iş bekleyen üniversite mezununun hakkını hukukunu savunmak hata olmaya başladı.

Babaları mahpusta, anneleri mahpusta.

O çocukların hakkını savunmak kabahat olmaya başladı.

İki evladını ve eşini birileri öldürüyor. Şenyaşar ailesinin, o annenin hakkını, hukukunu savunmak hata olmaya başladı.”

***

Konuşmasında yeniden Sadi’nin “Dünyanın bütün ırmakları, adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez” sözlerini de anımsatan Kılıçdaroğlu “Adalet Yürüyüşü”ne dayalı olan siyasal stratejisini şöyle açıkladı:

“Adalet yürüyüşü bir başlangıçtı, bitmiş değil.

Sürdürüyoruz onu.

Hakkımızı, milletin dayanağını ala ala o yürüyüşümüzü sürdürüyoruz ve sürdürmeye de devam edeceğiz.

O yürüyüş 6 başkanı buluşturdu.

Bu işin ideolojisinde o var aslında.”

***

Kılıçdaroğlu’nun sadece kendisine saldırılmak için kullanılan ve olumlu katkılarının unutulduğu bir özelliği daha var:

Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü yapmış olması.

Bu genel müdürlük, “Sosyal Devlet” kurumlarının en önemlilerinden biridir...

Ve elbette onun eski genel müdürü “Sosyal Devlet” felsefesini en iyi özümlemiş ve bunu uygulamaya en iyi aktaracak olan kişilerin başında gelir.

Bu açıdan, Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşünü” ve “Depremzedelere beş kuruş almadan anahtarlarını teslim edeceğiz” ifadesini aynı bağlamda “Sosyal Devlet” ve “Hukuk Devleti” bağlamında değerlendirmek gerekir.

Depremzedelere ücretsiz konut verilmesi, elbette tek başına bir çözüm değildir...

Değildir ama, konutu vatandaşların temel gereksinmesi sayan “Sosyal Devlet” uygulamaları açısından bir başlangıç noktası olabilir.

***

Dilerim “Sağ siyasetin” sabıkalı olduğu “Adalet” ve “Sosyal Adalet” kavramları ve depremzedelere “ücretsiz konut” vaadi, 15 Mayıs 2023 sabahında, Millet İttifakı’nın gündeminden düşmüş olmaz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları