Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Açlık ve ideolojik tartışma!

06 Eylül 2022 Salı

Dün Ağustos Ayı enflasyon oranları açıklandı.

Devlet kurumlarının ilan ettikleri veriler kamuoyundaki güvenilirliklerini kaybettiğinden beri, Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in açıkladığı oranlar, pahalılığı ve açlığı bizzat yaşayanlar arasında sadece ya eleştiri ya da alay konusu oluyor.

Bereket versin, Prof. Veysel Ulusoy’un Enflasyon Araştırmaları Grubu ENAGRUP var da kamuoyu gerçekçi oranları öğrenebiliyor.

TÜİK’in Tüketici Fiyat Endeksi olarak açıkladığı Ağustos ayı enflasyonu yüzde 1.46.

Yıllık tüketici enflasyonu ise TÜİK tarafından yüzde 80.21 olarak açıklandı.

Buna karşılık ENAG Ağustos ayındaki tüketici için enflasyonu yüzde 5.86 olarak açıkladı.

ENAGRUP’a göre, yıllık tüketici enflasyonu ise yüzde 181.37.

Geçinemeyen halk, elbette ENAGRUP’un açıkladığı oranlara daha çok inanıyor.

İktidarın “Obskürantist”, “Karartmacı”, “Bilmesinlerci” politikasına uygun olarak oranları ve sayıları gölgeleyen TÜİK, üstelik tutarlı da değil:

Ağustos ayı Üretici Fiyat Endeksini yüzde 143.75 olarak açıkladı.

Bir başka deyişle, üreticideki fiyat artışları yüzde 143 ama bakkal, manav, dükkân sahibi bu artışı müşterisine yüzde 80 olarak yansıtıyor.

Yani bakkal, manav, perakendeci, bırakın kâr etmeyi, üreticiden aldığı malı yüzde 60 zararla halka satıyor.

Bir malın üretimi ile müşteriye ulaştırılması arasında uzun bir zaman süresi olduğu düşünülse bile bu kadar farkı hiçbir piyasa kaldıramaz.

***

Şu anda halkın sorunu, hayat pahalılığı!...

Peki bu sıkıntı yaşanırken CHP içindeki ideolojik tartışmaları bu sütuna taşımanın anlamı ne?

Anlamı çok:

1) Hayat pahalılığının, geçim derdinin sorumlusu bu iktidardır.

2) Geçim sorununun çözümü, iktidarın değişmesine bağlıdır.

3) İktidarın değişmesi, Demokrasi İttifakı’nın lideri konumundaki CHP’nin ve müttefiklerinin istikrarı ile mümkün olacaktır.

Benim siyasal ve ideolojik nitelikli yazılarım özellikle CHP üzerinde oynanan bölme, ayrıştırma ve güçsüzleştirme oyunlarına karşı yazılmış olan yazılardır.

Soldaki bölünmelerin nelere mal olduğu, bu yazılarım üzerine, SHP İstanbul Belediye Başkanı adayı da olmuş, ünlü yazarımız ve sanatçımız Zülfü Livaneli yolladığı aşağıdaki mektubuyla çok iyi anlatılıyor.

***

“Sevgili dostum,

Son zamanlardaki sosyal demokrasi yazılarını ilgiyle izliyorum.

Özet olmasına rağmen çok doğru görüşler var.

Ecevit’in tarih içinde yerli yerine oturtulması gerekiyor.

Hatırlarsın bir zamanlar Ecevit için ‘Bir Bölen’ tabiri kullanılırdı ama nedense unutuldu.

Haklı olarak, 2002’de iktidarın AKP’ye hediye edildiğini belirtmişsin ama daha önce Ecevit’in katkılarıyla yerel yönetimler zaten onlara verilmişti.

1994 kritik seçimleri bu işin başlangıcıydı.

Ankara’da Korel Göymen’in birkaç yüz oyla kaybetmesi, İstanbul’da Ecevit’in bizzat iki miting yaparak SHP’ye yüklenmesi, oyları bölmesi, belediyenin toplam yüzde 36 sol oya karşı yüzde 25 alan AKP’ye verilmesi ve sonraki seçimlerde de hep bölücü tavır göstermesi unutulur gibi değil.

Yakın tarihten DSP’yi çıkarsak AKP hiçbir ilde kazanamazdı. Rakamlarla sabit.

(SHP yüzde 20.3 - DSP yüzde 12.30 - CHP yüzde 1)

Çünkü zorla kabul ettirdikleri adaylık sonucunda ‘Madem böyle, ortak aday olayım’ diye neredeyse yalvarmama karşılık, Ecevit ve Baykal, kazanma şansları sıfır olmasına rağmen, ‘Madem benim olmuyor onlar da kazanmasın’ diye sert bir kampanya yürüttüler ve oyları böldüler.

Neyse, bu bizim demokrasi ve adalet özürlü memleketimizde iyi ki senin gibi dürüst insanlar çıkıyor.”

***

Benim son yazılarımın mantığı şöyle:

Önce, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devletinin” yeniden kurulması ve işletilmesi...

Sonra siyasal ve ideolojik kozların paylaşılması!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları