Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kaçış Yerine Akışa Odaklanmak: Platform
Araf demişken, cennet ve cehennem olarak öte dünyanın Dante’nin İlahi Komedya’sındaki tasvirinin Gogol’ü ne denli etkilediğini de hatırlatmıştık geçen hafta. Sadece Gogol’ü mü? Bugüne gelelim ve Platform adlı filmle devam edelim.
Platform (İspanyolca adıyla Delik) salgın döneminde dijital yayıncılığın da etkisiyle birçok ülkede izlenme rekoru kırdı. Ama Dante’yle ilgisi ne?
Dante, İlahi Komedya’nın Cehennem bölümünde, ortaçağ Batı dinselliğiyle de bağlantılı olarak 3 sayısına özel önem atfeder. Rekin Teksoy, Türkçeye çevirdiği yapıtın önsözünde bunun kanıtlarını sayar. Yapıtın tümünün üçlüklerden oluşması, giriş kantosu hariç her bölümde 33 kanto bulunması bunlar arasındadır. Bitmez elbette, Teksoy’un cümlesiyle: “Dante’nin tasarladığı cehennem, dibine doğru inildikçe daralan bir çukurdur. Bu çukur iç içe dokuz daireden (kattan) oluşur.” Cehennem Dante’de dokuz katlıdır; üçün katıdır.
İlginçtir, Platform’da da başkahramanımız Goreng, 6 ay kalış sonunda diploma alma vaadiyle hapishane benzeri bir mekâna kapatılmıştır. Ancak burası yukarıdan aşağıya derinleşen bir çukurdur. Dahası, bu çukur hapishanenin 333 katı vardır. Aşağısı ise karanlık bir son duraktır. 333, üç tane üç; dokuzdur. Dante’nin 9 katlı cehennemi bu dünyada, Platform’da karşımızdadır şimdi. Sadece burada mı? Goreng 48. kata düşerek sistemi tanır; 6. katta mekanizmayı bozma kararı alır, 333. kata bu karar sonunda ulaşır. Öyleyse Platform, bu dünyaya indirilmiş bir cehennem alegorisidir, bu cehennem insan eliyle yaratılmıştır, herkese yetecek kadar kaynak varken herkesin hayatta kalması sağlanamıyorsa bu, dünyevi cehennemdir ve film, cehennemden çıkış için Don Kişot’vari kahramanı aracılığıyla bizi düşünmeye davet etmektedir.
Peki, nasıl? Hapishane filmlerinde iki yol vardır:
İlk ve en yaygın yol, bir kaçış stratejisi geliştirmek, macerayı bunun çevresinde kurmaktır. Kahraman, tünel kazar, duvarı deler, tek başına ya da birkaç kişiyle oradan kaçar. Ancak kaçtığı olumsuz düzen hâlâ yerindedir. Bozulan sadece güvenlik duvarıdır; kaçanlar kurtulur; kalanlar içinse, artan güvenlik tedbirleri nedeniyle çoğu zaman mekanizma daha da sertleşir.
Platform, bunu tersine çevirir, dolayısıyla ikinci yoldur; kahramanımız Goreng kaçışı değil, akışı bozmayı düşünür. Kurtuluş, bir yerden uzaklaşmakta, kaçmakta değil, her yere sirayet eden yanlış işleyişi sekteye uğratmaktadır. John Berger, Sanatla Direniş’te şöyle bir cümle kurar: “Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.” Platform’un önerisi tam da budur. Cehennemden kaçışı değil, bu dünyayı cehennem haline getiren mekanizmayı boşa düşürmeyi isteyen; bu yolda, dinde sosyal mesaj, sosyal mesajda dinsel bir boyut arayan, bu sınırları her kesime ulaşmak için bilinçli şekilde bulanıklaştıran akıllıca bir tercihtir kanımca.
Mekanizma
Peki, ya mekanizma nasıl işlemektedir? Sıfırıncı katta mükellef bir sofra hazırlanır; her kata yetecek kadar yemek, platforma konur; ama üst kattakilerin aşırı ve bencil tüketimi sonucu, aşağı katlara yemek ulaşmaz. Aşağı katlar ölümle sınanır; çaresi, ya yukarı kata denk geldiklerinde kaçmaya çalışmaktır ki başarılamaz; ya da varkalış için hücre arkadaşlarını öldürmek, insan kanı ve etiyle beslenmektir. Yani alttakiler birbirini boğazlamaktadır. Bu, Hobbesçu bir dünyadır. Düzensizlik, yönetenler için “düzen”dir.
Buraya giren herkes yanına sadece bir şey alabilmiştir. Kiminin tercihi bıçak, kiminin silah, kiminin de paradır. Bunlar, buraya girenlerin hayatta kalmak için geliştirdikleri bireysel savunma/kurtuluş stratejilerinin aletleridir. Goreng ise kitleden ayrışır; yanına bir kitap almayı tercih eder: Cervantes’in Don Kişot’unu.
Bu gönderme elbette tesadüf değildir; zira filmde Goreng adım adım, kendini kurtarma arayışının ötesinde, “akışı, mekanizmayı bozma” öncüsüne dönüşecek; bir “aydın öncü” profili olarak da bu uğurda yukarıya çıkma (sınıf atlama), tek başına kaçmaya çalışma hedefleri yerine aşağıya yönelecektir. Bu, Goreng’in “Halka Doğru” hareketidir.
Yöntemi mi? Goreng bir sahnede, “değişim asla spontane değildir hanımefendi” der. Bu, mekanizmanın kendiliğinden bozulmayacağına ya da bizim dışımızda bir kurtarıcı gelmeyeceğine dair irade beyanıdır. Böylece filmde cehennem kadar, cehennemden kurtuluş fikri de dünyevileşmektedir. Bu dünyevileşme yine özneleşme kararıyla birlikte gerçekleşir. Goreng’in öncüleşme serüveni de bu saptamanın izindedir: 6. kattaki arkadaşı Baharat ile birlikte son kata kadar inmek, herkesin ihtiyaçlarına göre pay almasını, yaşamasını sağlamak ve böylece mekanizmayı bozmaktır görevi. Cehennemi içeriden geçersiz ilan etmek. Sıfırıncı kata gönderilen mesaj da budur.
Platform’un Goreng’i ile Palto’nun Akaki Akakiyeviç’i… Biri yerin altından, diğeri yerin üstünden, gökten verdi mesajını. Sokakta, hayatın içinde, gün ışığında, eşitlik talebiyle ve ölmeden var olmayı hak ediyorlar. Ama daha yolumuz, ara duraklarımız var. Öyleyse haftaya, Dostoyevski ve “Yeraltından Notlar” ile devam.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!