Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İhmalkâr
Bolu’da 78 yurttaşımızı yitirmemizle sonuçlanan otel yangınından beri sık duyduğumuz ve sürekli zihnimde tekrar eden kelime: İhmalkârlık.
Sorumlu ve yetkili kişilerin sorumluluklarını yerine getirmemesi, yetkilerini kullanmaması veya kötüye kullanması sonucu yaşanan üzücü olaylar ülkenin hiçbir zaman değişmeyecek bir yazgısı gibi.
Peki neden ülkemizde bu kadar yaygın bir alışkanlık? Büyük ölçekte kötü, yetersiz eğitim sistemini suçlayabiliriz. Yasaların yetersizliğinden, siyaset kurumunun denetim görevini yapmadığından yakınabiliriz. Hepsi de sonuna kadar haklı yakınmalar olur.
Bir de birey açısından bakalım mı? Neden yapması gerekeni tam olarak yapmaz ve felaketlere açık kapı bırakır?
Kendinden başkasını umursamamak mı? Belki de “Bir şey olmaz nasıl olsa” rahatlığı. Önlemler genelde düşük olasılıklı olumsuz senaryolara karşı alınır. Ne yazık ki ülkemizde düşük olasılıklı olumsuz senaryoların gerçekleşmeyeceği ön kabulü vardır.
Hatta birisi kötü bir olasılığa, ihmale karşı uyaracak olsa “Kötüyü çağurma” diyerek azar bile işitebilir.
Buna bir çeşit "olumlamalı yazgıcılık" diyebiliriz. Daha çok Doğu kültürüne içkindir. Ancak her şeyin yazgımızda olduğunu düşünürken olası olumsuz sonuçları ise düşünmek istemeyiz.
Çünkü insan yaşamının değeri ve buna bağlı olarak yaşam koşullarının iyileşmesi ve denetim mekanizmalarının gelişimi Batı’ya ilişkin özelliklerdir. Bizim yaşamımız ise kötü bir kazaya kurban gidemeyecek kadar değerli ancak olumsuzluklara olasılık bırakacak kadar da yazgıcıdır.
Ülke olarak bilinç altımızdaki Doğu – Batı çekişmesi bizi en can alıcı noktalarda çaresiz bırakabilir.
Denetim dediğimiz yalnzıca gündelik yaşamla ilgili değildir. Aynı zamanda bilincin de denetimidir. Elbette kişisel düşüncem, ben denetim aygıtlarının ülkemiz insanının büyük bölümünde bir çeşit baskı yarattığını düşünüyorum.
Kimi olasılıkları görmezden gelmemiz veya göklerde bir koruyucu, kurtarıcı aramamız da bu yüzden.
Ancak unutmayalım ki iyi ve değer gördüğümüz bir yaşam önce bilincimizde başlar. Neden değerli olduğumuzu anımsarsak belki de yazgı gibi görünen bu kötü döngüye bir son verebilriiz. Çünkü kendi öz değerimizi bilmek çevremiz ve sorumlu olduğumuz kişilerin de öz değerini onaylamayı getirir.
Belki bunu anlamak da bilinçaltımızdaki savaşlardan bir başkasıdır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- 'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
- Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
- 'Bilirkişi' skandalı kamuoyuna açıklanmıştı:
- Uğur Mumcusuz 32 yıl: Öldürüldük ey halkım unutma bizi!
- Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
- 76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
- Özdağ’dan ilk mesaj: ‘Tek endişem Kozinoğlu gibi suikast
- Kaldırıma seksek oyunu çizdi, renkli görüntüler oluştu
- Eşini dedektife takip ettiren kadına tazminat cezası!
- Türkiye Suriye'ye yönelik operasyona mı hazırlanıyor?
En Çok Okunan Haberler
- 9 anketin ortalamasında çarpıcı sonuç!
- 3 isim verdi, ‘sırtımızı döneceğiz’ dedi!
- Son anda butona basmış, gardiyanları çağırmış
- Naci Görür'den flaş 'Ege Denizi' uyarısı!
- 30 yıllık kuruyemiş devi 'iflas' ediyor
- Maliye 150 sanatçıya inceleme başlattı
- Erdoğan'dan üstü kapalı 'İmamoğlu' açıklaması
- Fenerbahçe'den müthiş geri dönüş!
- İmamoğlu'ndan flaş 'sandık' yanıtı
- TAG Otoyolu'nda feci kaza: TIR ve otomobil yandı