Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ne koyun ne koç kurban biziz biz!
Hakkını teslim etmem lazım. Bu bayram hayati bilgiyi Yeni Şafak’ın ekonomi yazarı Yaşar Süngü’den öğrendim. Bir kasabın sözleri şaşırtmıştı: “Bu koyun derilerini kimse almıyor toprağa gömüyoruz. Bugün 65 adet toprağa gömdüm.”
Araştırmış, dericilerle konuşmuş, kasabın doğru söylediğini öğrenmişti. Özellikle Marmara Bölgesi’nde, koyun ve koç derileri çöpe gidiyordu.
Okuyup bitirdikten sonra söylendim: Bunca kavga boşuna mıydı?
Anlatayım...
Kurban derilerini toplama yetkisi Türk Hava Kurumu’na (THK) verilmişti. Kurban günü, mahallelerden THK’nin arabaları geçer, kurban derilerini makbuz karşılığı alır, tez elden fabrikaya yetiştirirdi. Gelgelelim, İslamcılar bundan hoşlanmıyordu. Zira, Atatürk’ün eseri olan THK ile bitip tükenmez mücadeleleri vardı. Derileri saklar, kendi cemaatlerine-teşkilatlarına gönderir, gömer ama yine de THK’ye vermezlerdi.
KURBAN DERİSİ VE YOBAZLAR
Oysa Cumhuriyetin ilanından sadece 16 ay sonra Atatürk’ün kararıyla kurulan Türk Hava Kurumu’nun tek bir amacı vardı: Türk havacılığını geliştirmek.
Savaştan çıkmış genç Cumhuriyetin bunu yapma nedeni de belliydi. Hep Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözünü duyuyoruz. Fakat devamı var: “Çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlardan asla emin olamazlar.”
Atatürk, Nutuk’un basımından elde edilen geliri THK’ye vermişti. Tayyare piyangosu, her sigara paketine isabet eden bir sigara farkı ücreti, sinema filmleri geliri ya da tayyare pulu... THK’ye çeşitli gelir kalemleri yaratıldı.
Kavga yeni değil...
Atatürk 1935’te anlatmıştı:
“Türk Hava Kurumu’nu kurduğumuz zaman bunun ana gelir kaynağını bir yandan devlete, bir yandan da ulusumuzun yardımsever duygularına yükledik. Fitre ve zekâtın yanı sıra kurban derilerinin kuruma verilmesi için Bakanlar Kurulu kararı çıkardık. Bu karara karşı çıkmak isteyen yobazlarla, siyaset gereği bu uygulamadan vazgeçmemizi isteyenler oldu.”
Nitekim Atatürk’ün ardından THK’nin gelirleri birer birer darbelendi. 1952’den itibaren üretim yetkisi de elinden alındı. 2004 yılına gelindiğinde THK’nin diğer gelirleri öyle azaldı ki, kalanın yüzde 54’ünü kurban derileri, yüzde 24’ünü fitre ve zekât oluşturuyordu.
SANKİ AKP VERMEMİŞ GİBİ
Ancak bu da tehlike altındaydı. Aynı menzile yürüyen FETÖ’sünden AKP’sine tüm İslamcılar, THK’nin kurban toplama yetkisine yıllarca saldırdılar.
Sonunda hayal gerçek oldu. AKP-FETÖ kavgasının resmen başlamasına sayılı günler kala, 26 Eylül 2013’te, yönetmelik değişikliğiyle, kurban derisi ve bağırsağı toplama, fitre ve zekât zarfı dağıtarak yardım toplama konusunda THK’ye tanınmış olan yetki kaldırıldı. Bu işe bir de ad bulunmuştu: Demokrasi Paketi!
Nazlı Ilıcak’ın Sabah’taki yazısı halen duruyor:
“Yıllarca sözde laiklik adına THK’nin imtiyazının sürmesi için büyük mücadele verildi. Şimdi Türkiye ayıbından kurtuluyor.”
Cemaat ve tarikatlar, kurban derilerini özgürce toplarken, THK, ana gelir kalemini kaybetmiş oldu. Ekonomik çöküş yaşayan kuruma bir de eski AKP milletvekili Cenap Aşçı kayyum atandı. Malvarlığı da har vurup harman savrulan kurumdan yangın söndürme ihalesi de alınınca, THK yaşayan ölüye döndü. Cuma günü gazetemizde okudunuz. SGK, prim borçları nedeniyle kurumun hesaplarını bloke etti.
Ya deriler?
Cemaat ve tarikatlar, Türkiye’ye barış getirmek bir yana, iktidardan pay istedikleri için, çatışmanın kaynağıydı. AKP-FETÖ kavgası başlayınca Erdoğan kürsüye çıktı. FETÖ’nün kurban derilerindeki yolsuzluklarıyla hesaplaşacaklarını açıkladı. 2015’te örgütün kurban derisi toplanması resmen yasaklandı. Sadece FETÖ değil. Sanki önünü açan AKP değilmiş gibi, Furkan Vakfı’na yapılan baskınların ardından, hükümet medyasında, “deri toplamışlar” haberlerini okuduk.
Nihayetinde İslamcıların Atatürk vizyonuyla kavgasında kaybeden Türkiye oldu. Hükümetin ABD’nin önünde uçak için eğildiği koşullarda, kendi uçağımızı yapmak için kurulan THK, hükümet eliyle batırıldı. THK el çektirilirken, İslamcılar, örgütlü ve hassas bir iş olan deri toplamayı beceremedi. Milyarlık kurban derilerinin önemli bölümü de Yeni Şafak yazarının yazdığı gibi çöpe gitti. Dahası, derilerin yardım kurumu THK’ye verilmesi dinen caizken, çöpe atılması değildi. “Enver gireceğine Bulgar girsin” diyenler, milletin dinini de bozmuştu.
Kurban; koç mu, koyun mu, yoksa biz miyiz? Bildiğim, kurbanların var da insan ruhunun derisi yok. Olsa, içinde ne varsa böyle açık görünür.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- Yatak odasında yakalandı: Kaçarken balkondan düşüp öldü
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- İstanbul'da AVM yangını: Çok sayıda itfaiye sevk edildi!
- AKP'li üst düzey isimden 'genel af' yanıtı
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi