Barış Terkoğlu

Hacda protokol bekleyen general

01 Temmuz 2024 Pazartesi

Her şey rüzgâr gibi geçti. O kadar hızlıydı ki rüzgârı bile düşünmedik.

Suriye’den Türkiye’ye bir generalin aracıyla yapılan insan kaçakçılığını ilk kez bu köşede okudunuz. Tuğgeneral B.Ç’nin emir subayı ve koruma çavuşu, generalin aracına bindirdikleri Suriyelileri, para karşılığı Türkiye’ye geçiriyordu. Sınırdaki askerler, yakaladıkları Suriyelileri sorguya almış, kendi silah arkadaşlarına ulaşmış ve savcılığa teslim etmişti. Üstelik terör bağlantılı isimlerin bu yolla sınırı geçtiği şüphesi vardı. Olay sonrasında emekliliğe sevk edilen generalin haberi var mıydı derken, geçen hafta generale de operasyon düzenlendi.

Suçu kanıtlanana kadar herkes masumdur ilkesine sadığız. Ancak kabul etmek zorundayız ki bir generalin makam aracıyla bu işin yapılması generalin liyakatına dair bize bir şey söylüyor. Üstelik Tuğgeneral B.Ç’nin 2022 YAŞ’ında birinci sıradan tuğgeneralliğe terfi ettiği hatırlanırsa bu durum, TSK’de son yıllarda tartışılan terfi düzenini sorgulamamıza neden oluyor.

İşte ben de bunu yaptım. Terfi sistemini yakından takip eden, bu sistemin mağduru da olmuş bir eski komutanla konuştum.

Söze üç yıl önceden başladı:

“2021 şûrasının özelliği siyasi veya tarikat referansı ile general yapılanların çoğunlukta olmasıydı. Bunlardan 20 gün, bir ay alay seviyesinde komutanlık yapanlar veya hiç yapmayanlar bile terfi ettirilmişti.”

Komutan, terfi eden bir generalin görev yaptığı yerlerin listesini okudu. Ardından yorumunu yaptı: “Bu kişi uzun yıllar Ankara’nın doğusuna geçmeyen ‘Ankara paşaları’ndandır. Tabur ve alay komutanlığı bile yapmamıştır.”

KATAR’DAN GENERALLİĞE

Ardından 2022’ye geçti:

“2022 şûrasında da aynı. Komutanlık yapmayan çok sayıda kişi terfi ettirilmiştir. Mesela birinci sırada terfi ettirilen B.Ç’ye alay seviyesindeki komutanlık görevi nispeten kolay ve rahat bir yerde Katar’da yaptırılmıştır. 2, 3, 4, 6 ve 7 numarada terfi ettirilenlerin alay seviyesinde komutanlıkları yoktur. Gerisini siz düşünün...”

Komutan, 2023 yılı için bir detaya daha dikkat çekiyor:

“2023 şûrasının özelliği hem siyasi veya tarikat referansı ile terfi ettirilenlerin yanında kriptoların da terfi ettirilmiş olmasıdır. Soruşturma geçirdiği halde terfi ettirilenler var. Bunların terfi ettirilmesi, personel başkanlıklarında/genel müdürlüğünde yeni bir örgütlenme olasılığını düşündürüyor.”

Komutan, tuğgenerallikten tümgeneralliğe, tümgenerallikten korgeneralliğe terfi ettirilen bildiği tarikatçı generallerden, halihazırda ordu komutanlığı yapanlardan bahsediyor.

EMEKLİ EDİLENLERİN DURUMU

Peki emekli edilenler?

Komutan, soruma yanıt verdi:

“2020 yılında yaklaşık 700 civarında albay emekli edilmişti. Bu listede soruşturma geçirenlere ilave olarak çok sayıda vatansever Atatürkçü albay da listeye dahil edilerek emekli edilmişti. 2021 yılında emekli edilenlerin listesini aynı 2020 yılında olduğu gibi sızdırdılar ve WhatsApp devre gruplarında yayılmasını sağladılar. Aslında bu bir suç, sanki bu insanlarda bir şey varmış algısı yarattılar. 2021 kadrosuzluk listesinde de soruşturma geçirenlerle birlikte çok sayıda vatansever Atatürkçü albay emekli edildi. 2022 ve sonrasında emekli edilenlerin listesi yayımlanmadı ve sadece kendi kişisel sayfalarından personele emekli edildiği tebliğ edildi. TSK’nin getirildiği içler acısı durum; yıllarını bu mesleğe ve vatanına adamış şerefli subaylarını doğru düzgün bir şekilde emekli bile edemiyor...”

HACI PAŞANIN İSTEĞİ

Komutan, yaşadığı ilginç bir olayı da ilk kez paylaştı:

“Bir gün Riyad askeri ataşemiz beni aradı: ‘Komutanım, burada hacda bir albayımız var, beni aradı ve kendisini Cidde’den uğurlamamı istedi ne emredersiniz?’ Yönerge gereği, sadece görev icabı yurtdışına giden general/Genelkurmay başkanı/MSB ve diğer devlet erkânı (bakan ve üstü) için askeri ataşeler karşılama ve uğurlama yapar. Bu karşılama ve uğurlama başka şehirde ise askeri ataşenin yol masrafı (uçak bileti vb.) ve günlük harcırahı ayrıca kendisine ödenir. Söz konusu albay, ağustos başındaki şûra kararlarına göre tuğgeneralliğe terfi etmişti. Ancak rütbesini 30 Ağustos’ta takacaktı. Tuğgeneral rütbesinde olsa bile kendi isteğiyle hacca gitmiş birisi olduğundan görevle yurtdışına giden bir personel değildi. Konu, sıralı amirlerimize iletilmiş ve ilgili albaya olumsuz yanıt verilmişti. Bu albay, halihazırda TSK’de tümgeneral olarak göreve devam ediyor. Bakalım korgeneral olacak mı? Kendisi sınıf subayı olduğundan korgeneral olabilmesi için kanun değişikliği gerekiyordu. Acaba yeni kanunda buna ilişkin bir madde var mı? Mevcut durumda TSK’de kendisine ‘hacı paşa’ diyenlerin sayısı artmış olabilir diye değerlendiriyorum.”

Yakın döneme kadar TSK’de kritik görevlerde bulunmuş komutanın anlattıkları böyle. Haliyle, sınırı kim geçmiş nasıl geçmiş diye tartışırken asıl meseleyi gözden kaçırıyoruz. TSK’deki terfi sistemindeki bozulmayı konuşmamız gerektiğini unutuyoruz. Sadece TSK değil, tüm kurumların geleneklerinden kopuşunun, liyakattan uzaklaşmasının, kurumsallaşmayı kaybedişinin felaketimiz olduğunu görmüyoruz.

Rüzgârın hızına kanmadığımızda, savrulan yaprakların ağaçtan nasıl ayrıldığını da göreceğiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları