“Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar!” diyor Namık Kemal. Öyleyse gerçeğin güneşini doğurmaya devam edelim.

Bir süredir, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile yeni infaz yasasını tartışıyoruz. Yasanın mimarlarından olan Yıldız, eleştirilerime yanıt veriyor. Geçen perşembe, yasanın hikâyesini anlatmıştım. Ekonomistlerin teklif ettiği, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen yasa, Meclis’te beş dakika bile konuşulmamıştı. “Müsademe-i efkâr”, olması gereken yerde, Meclis’te bile yoktu. Haliyle ortaya kimsenin savunamadığı bir tablo çıkmıştı. İstismarcılar, cinayet işleyenler, uyuşturucu satıcıları yasadan faydalanıp çıkarken çekini ödeyemeyenler içeri giriyordu. Barış Pehlivan da içeri girenlerin arasındaydı.

“Söyleyin Feti Bey, ben konuşmayayım da kim konuşsun” demiştim. Feti Yıldız, bu yazımdan sonra, görüş ve ifade özgürlüğünü hatırlatırken bunun sınırının “devlet sırları” gibi meselelerle belirlendiğini söylüyordu.

Malum, Barış Pehlivan, MİT yasası nedeniyle üç yıl önce hapis cezası aldı. Bu haksız bir cezaydı. Şehit haberini bizzat cumhurbaşkanı haber vermiş, köyünün muhtarı duyurmuş, Meclis’te adıyla sanıyla basın açıklaması yapılmış, yaşadığı şehirde halk anonsla cenazeye davet edilmiş, MİT çelenk bile göndermişti. Barış Pehlivan, şehidin adını bile yazmadığı cenaze töreni haberini yayımladığı için ceza aldı.

Ama...

Barış Pehlivan’ın infaz yasasından yararlanamamasının nedeni bu ceza değil. Sonrasında Cumhuriyet’te yazdığı, bir hâkim hakkındaki şikâyeti anlattığı yazıya açılan dava nedeniyle bu haktan faydalandırılmıyor. Haliyle ceza bile almadığı bir yazı nedeniyle özgürlükten mahrum bırakılıyor.

Gelelim asıl çelişkiye...

ŞEYH AFTAN FAYDALANIYOR

Feti Yıldız’ın yanıtını okuduktan sonra oturup düşündüm. Sahi Barış Pehlivan, aynı internet sitesinde, yayın yönetmeni olduğu için bugüne kadar on binlerce haber yayımladı. Acaba o haberlerin aktörleri neler yapıyor?

Aklıma meşhur Uşşaki şeyhi geldi. Eminim hatırlıyorsunuz, Uşşaki Şeyhi Eyüp Fatih Şağban’ın, müridinin 12 yaşındaki kız çocuğunu istismar ettiğini, benim de aralarında olduğum gazeteci ekibi ortaya çıkarmıştı. Günler süren takibin içerisinde, şeyhin itiraflarını da yayımlamıştık. Her şeyin açığa çıkmasıyla şeyh tutuklanmıştı. Barış Pehlivan işte o haberlerin de yayıncısıydı.

Üç sene sonra merak ettim, acaba Barış Pehlivan’ın faydalanamadığı yasadan, o şeyh faydalanmış mıydı?

Şöyle hatırlatayım...

Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Şağban, “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf Mahkemesi’nin ardından, 24 Kasım 2022 tarihinde Yargıtay kararı onadı. Böylece Uşşaki şeyhi, çocuk istismarından hükümlü hale geldi.

Hesap yaptım. Eğer infaz yasası çıkmasaydı, şeyh 94 ay hapis yatarak cezasını çekecekti. Peki yasa onu kapsıyor mu?

Evet, mevcut yasası siyasi suçluları, çekini ödeyemeyenleri, Barış gibi tekrar yargılananları kapsamasa da çocuk istismarından hüküm giyenleri kapsıyor. Eyüp Fatih Şağban da yasadan faydalanıyor.

ŞUBATTA ÇIKACAK

Hemen yeni yasayı açıp, cezasının ne kadara düştüğünü buldum. Şeyhin 22.5 ay kapalı cezaevinde kalması yetiyordu. Birkaç ay da açık cezaevinde kalıp tahliye olacaktı. Kısacası çıkan örtülü af sayesinde, Şağban açık cezaevine geçirilmiş olmalıydı.

Yargı kulislerinde dolaşınca işin başka bir boyutu çıktı. Uşşaki şeyhinin şu anda açık cezaevine geçişi tam da infaz yasası konuşulurken kamuoyu tepkisi yaratacaktı. Bu nedenle buna cesaret edilemedi. Yeni yasadan faydalanan şeyhin, cezasını, cezaevi gözlem kurulu kararıyla, kapalı cezaevinde tamamlamasına karar verildi. Buna gerekçe olarak güvenlik gösterildi. Şeyhin avukatı ise bu duruma itiraz edip müvekkilinin hemen açık cezaevine geçirilmesini talep etti.

Konuştuğum şeyhin avukatı da bilgileri teyit etti. Anlattığına göre şeyh, şubat ayında kapalı cezaevinden tahliye olacak. İtirazı kabul edilirse son aylarını açık cezaevinde geçirip yine dışarı çıkacak.

TEPKİDEN KORKTULAR

Adaletsizliğin herkes farkında olacak ki adında adalet olan bakanlık, şeyhin erken tahliyesini, açık cezaevine geçirmeden hazırlıyor. Zira açık cezaevindeki herkese verilen izinle dışarı çıkacak şeyhin görüntüsünün, kamuoyunu ayağa kaldırmasından ürküyor. Her şey bu şekilde giderse, çocuk istismar eden şeyh şubatta; yazı yazan Barış martta dışarı çıkacak!

İşte böyle sayın Feti Yıldız...

Bu adaletsiz dünyada sizinle adil bir anlaşma yapalım. Barış çıktıktan sonra, onu bir köşeye çekip, kulağına “Acaba yazdıklarında bu kadar rahatsız edici ne var, bir otur düşün” diyeyim. Siz de partinizin grubunda, baş başa kaldığınızda, partililerinize, “Bir ülkünün arkasından koştuğunu söyleyen bizlerin yaptığı yasalardan neden hep uyuşturucu tüccarları, çocuk istismarcıları, katiller faydalanıyor, bir yerde yanlış mı yapıyoruz” diye sorun. Böylece barika-i hakikatın peşinden birlikte koşalım. 

Biz yapamasak da güneş doğuyor. Doğadaki her nesne karanlığın belirsizliğinden kurtuluyor. Geriye sadece gördüğümüzü anlatmak kalıyor...