Barış Pehlivan
Barış Pehlivan baris.pehlivan@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye’yi neler bekliyor?

09 Aralık 2021 Perşembe

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeni bir suikast girişiminin önlendiği iddiası ne anlama geliyordu? Mitingin yapılacağı şehrin dışındaki polisin şahsına ait bir aracın kolayca görünen yerine bombayı kim koydu? Gerçekten büyük bir tehlike mi atlatıldı, yoksa zamanında Fethullahçıların yaptığı gibi bir kurgu muydu bize sunulan? Aslında bu yazdıklarımın seçimle ilgisi var. Zira şu çok soruluyor: Seçime doğru giden Türkiye’de neler olabilir? 

Bu soruyu zamanında önemli görevlerde yer almış bir istihbaratçıya, bir Emniyet müdürüne, bir yargı mensubuna ve bir siyasetçiye sordum. AKP döneminde istihbaratçı olarak görev yapmış kritik isim şöyle dedi: “Mağdur edildiklerine ve hedef olduklarına dair kurgularla karşılaşacağız. Son bombalı suikast iddiası buna bir örnek. Emirle yapılan ve maalesef üst makamlarına yaranmaya hevesli insanların kullanıldığı operasyonlar görebiliriz. Buradaki ‘yaranma’ duygusu, yapılan kurgudaki özensizliği de beraberinde getirecektir. Böylece iddia edilenin gerçek olmadığı kolayca ortaya çıkacaktır.” Türkiye’nin en bilinen eski Emniyet müdürlerinden biri vardı telefonun ucunda. Şunlar döküldü ağzından: “HDP ve PKK konularının kaşınabileceğini düşünüyorum. HDP’yi daha da şeytanlaştırıp ona destek veren muhalefet partilerini sıkıştırmak isteyecekler. Yargı üzerinden ‘örgüt’, ‘casusluk’, ‘gizli bilgi’ tutuklamalarını bol miktarda kullanmalarını bekliyorum. Muhalefet partilerinin belediyelerine de ‘yolsuzluk’ operasyonları hazırlığı var, bana kalırsa. Bu yolla muhalefeti sarsmayı amaçlayacaklar. Ama hani hep dile getirilen ‘büyük bir suikastı’ beklemiyorum. Bunun toplumda karşılığının olmayacağını, kimsenin başarı hanesine yazılmayacağını biliyorlardır.”


AKP’DEN AYRILMAK İSTEYENLERE DOSYA İLE TEHDİT

İktidar çevrelerinden aldığı kulis bilgileriyle de tanınan bir eski yargı mensubu ile de konuştum. Beklemiyordum ama bana askerin mevcut yapısından bahsetti: “TSK’deki mevcut 25 bin 728 subayın yüzde 58’i, 64 bin 555 astsubayın yüzde 27’si, 112 bin 540 uzman er ve erbaşın yüzde 62’si 15 Temmuz sonrası iktidara yakın seçme komisyonlarınca (SADAT, ASDER, REDER vb.) temin edildi. 2021 yılı itibarıyla TSK’deki subayların yüzde 60’ı Harp Okulu mezunu değil ve beş yıllık tecrübeye sahip. Buna karşın TSK’nin savaş hafızası olan en tecrübeli 1817 albayı emekli edildi. Bakın, ülkedeki fiili olağanüstü hal uygulamasını daha da fırsata çevirmek isteyenlerin olabileceğini unutmayalım. Başarısız askeri darbenin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şekillendirilmesinde merkezi bir rol oynayan, personelinin çoğunluğunun destek ve sadakatini arkasına alan Hulusi Akar’ın etkinliğini daha da artırmak isteyenlerin varlığını düşünelim. Hatta Foreign Policy’deki Steven Cook’un tartışılan köşesinin Türkiye içerisindeki güç odakları tarafından yazdırılmış olma ihtimalini de göz ardı etmeyelim. O yazının başlığını hatırlatayım ki ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın: Erdoğan Türkiye’ye liderlik edemeyecek kadar hasta olabilir!”  

Son olarak, dokuz yıl boyunca AKP’nin kurmay kadrosunda görev alan bir isimle konuşuyordum. Erdoğan’ı çok yakından tanıyan o siyasetçi şöyle bitiriyordu sözlerini: “Dış politikadaki hamlelerini kendi kitlesine ‘Dünyaya nizamat veren ülkeyiz, düşmanlık olmaz’ diye sunacaklar. İçeride ise güvenlikçi baskı politikalarını artıracaklar. Bana kalırsa bazı muhalif parti yöneticilerine ‘FETÖ’ ve ‘ajanlık’ suçlamalarıyla operasyon yapmayı da düşünebilirler. Kendi kadrolarında olup ayrılmayı isteyenleri ise haklarındaki dosyalarla durdurmaya çalışacaklar. Bu fişleme yoluyla korkutarak içerideki çatlakların büyümesini engellemeyi planlıyorlar. Ve tüm bunlar yaşanırken, yani demokrasi ile hukuk rafa kaldırılırken çağdaş dünya ile de bağların zayıflamasını arzuluyorlar. Böylece AİHM gibi denetim mekanizmalarını devre dışı bırakacaklar.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları