TFF geçen hafta başkanını seçti. Tek adaylı bir genel kurul olduğu için, “seçim” dememek gerek aslında. Önceki dönemin başkanı Mehmet Büyükekşi, yeniden görev süresini uzattı yorumu daha rasyonel. Demek ki Büyükekşi, başarılı bir dönemi geride bırakmış ki koltuğunu korudu. Fenerbahçe başta olmak üzere 20’ye yakın takım memnunmuş ki Büyükekşi’nin yönetim tarzından, hiç birinin sesi çıkmadı. 

İşin şakası bir yana, kimse memnun değil de, gelecek olana güvenemiyorlar. “Bundan kötüsü olmaz” diyemiyorlar. Haksız da değiller. Tarihin en çok eleştirilen eski Maliye Bakanı Nureddin Nebati gittiğinde dolar 20 bandındaydı, şimdi özelleştirme şampiyonu Mehmet Şimşek’le 30’lara gidiyor. O yüzden kulüpler, naklen yayın paralarını garantiye alacak isim olarak gördükleri Büyükekşi’yi desteklediler.

Yine de 328 delegesi bulunan TFF’de sadece 191 kişinin sandığa gitmesi önemli bir uyarı gelecek sezon için. 191 kişiden 22’sinin boş oy atması da bir tür meşruiyet sorunu. Demokratik bir ortam yaşansa, TFF seçimleri uzatmalı Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir hafta sonrasına denk gelmese çok şeyler yaşanırmış kongre salonunda. Büyükekşi’nin yönetimine bir göz atarsak, daha güçlü bir ekip kurulabilirdi. Futbolla direkt bağlantılı 4-5 kişi var. Bir de TFF Denetleme Kurulu Başkanı İsmail Gerçek var. Kendisi Mülkiyeli, Büyükekşi tüm federasyonu bu isimle çekip çeviriyor. Hatta bazı profesyonellerin yükünü almış başkan talimatı ile. İyidir, kötüdür diyemem ama bir “gerçek” var ki eski Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yakını olan bu isim önümüzdeki günlerde çokça tartışılır. Kazara Katarlı beIN Sports, “Bu futbola bu para çok” diyerek indirim isterse, vay TFF’nin haline.

KENAN AĞABEYE VEDA!

Halter Federasyonu başkanıydı. 2004’te Türkiye kadınlar halterde ilk kez Olimpiyat şampiyonu çıkarmıştı. Akropol’deki bir restoranda beraber kutladık zaferi. Çiçeklerle döndüğü Ankara’da neredeyse tek aday olarak girdiği Halter Federasyonu seçimlerinden siyasetin golünü yiyerek çıktı. Bir dönemin Spor Genel Müdürlüğü yardımcısı Kenan Nuhut’tan söz ediyorum. Spor insanıydı, sonrasında siyasete geçti. Demokrat Parti’den CHP’ye gelmiş, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan başdanışmanı olmuş, Spor Kurulu Başkanlığı’nı üstlenmişti. Çubuk linç girişiminde Kılıçdaroğlu’nu sopalardan koruyan isimdi dev cüssesi ile. Milletvekilliği önerildi, istemedi. İktidar değişse Spor Bakanı olacaktı. Ancak 14 ve 28 Mayıs kayıpları, tedavisini görüp yenme aşamasına geldiği amansız hastalığı körüklemişti, çünkü moralini kaybetmişti, “Benden bu kadar” dedi. Huzur içinde uyu Kenan ağabey.