Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şenol Güneş’in sihirli değneği
Çok değil, 8-9 ay önce birileri çıkıp, “Türkiye 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine rekor puanla katılacak, bir kez de berabere kaldığı Fransa’ya grup liderliğini son haftada kaybettiği için de üzülecek” dese güler geçer hatta karşımızdakinin akıl sağlığını tartışırdık.
Öyle ya, geçen şubat ayı gibi Ulusal Futbol Takımımız, yokları oynuyordu Mircea Lucescu ile. Ne başı, ne sonu belli bir takımdık; savunma hattı çökmüş, orta alanda oyun kurucusu kalmamış, hücum hattı olmayan bir yapı!
Geçtim eleme maçlarını, hazırlık karşılaşmalarında bile en sıradan ekiplere yenilir hale gelmiştik. Arkadaşımız “Bu akşam milli maç var, seyredecek misin” dediğinde, “Ne milli maçı, halı sahaya gider, bizim mahallenin gençlerini seyrederim daha iyi” yanıtını verenlerin sayısı her geçen gün artar hale gelmiş, milli formaları sandığa kaldırmıştık..
İşte bu iklimde, üstelik de ligde kötü giden Beşiktaş’ın teknik direktörü Şenol Güneş’e bir teklif gitti. “Hocam gel, 2002 ruhunu canlandır..” Riskli bir işti, ama o bu teklifi bir “milli görev”, “kutsi bir emir” kabul etmiş olsa gerek, ne para, ne pul sormaksınız Riva’nın yolunu tuttu ve Beşiktaş formasının üzerine Ay-Yıldızlı eşofmanı giyiverdi.
İşte Türk futbolunun makus talihi orada dönüyordu.
Yeni bir sayfa açacaktı Şenol Hoca. Sorunlu futbolcuları bir yana bırakıp, ümit milli takımlarda kendini gösteren, Avrupa’nın yolunu tutan, isimlerle, 'güvendiği' bir iki deneyimli isimden farklı bir yapı oluşturdu. Orta alandaki oyun kurucu ve ağabeylik görevini Başakşehir’den Fenerbahçe’ye geçen Emre’ye verecek, gol noktalarında da kendisini hiçbir zaman yalnız bırakmayan Burak Yımaz’a emanet edecekti. Elbette, o güne kadar çokça tartışılan Hakan Çalhanoğlu’na da “Sen bu takımın 10 numarasısın” diyecekti. Ozan'dan Zeki'ye, Çağlar'dan Kaan'a, Umut'tan Kenan'a da zaten güveniyordu. Saha içini düzeltmişti en azından kağıt üzerinde.
Peki ya kamuoyu?
İşte orada da Güneş’in, son 5 yılda sınıf atlayan iletişim yeteneği ortaya çıktı.
İster hoşgörü deyin, ister tecrübe, Şenol Hoca, örgün medya başta olmak üzere tüm iletişim kaynakları ile kamuoyuna özenli mesajlar verdi. Milli Takım'a küsen toplumu Ay-Yıldızlı forma ile barıştırdı. “Tüm Türkiye’nin takımı…” sloganı tutmuştu, ama yine de bir şeyler eksikti. İşte, nokta atışı da Milli Takım'ın İstanbul’a döneceğini açıklayarak yaptı. Çünkü önceki dönemlerde 3 statta da “sabıkaları” vardı Millilerin. Kimi zaman futbolcu gazeteci dövmüş, kimi zaman kaleci seyirciyle atışmış, kimi zaman da araya soğukluk girmişti; oysa İstanbul seyircisinin milli takımı özlediği herkesçe biliniyordu; Şenol Güneş sadece cesurca karar verdi. Bu cesareti gösterirken de “Antalya’da da Trabzon’da da İzmir’de de oynayacağız..” diyerek Anadolu'nun gönlünü aldı.
Galiba işin sihri de buydu. .
Elbette her maça farklı taktikle çıkışı, grubun röntgenini daha maçlar başlamadan çekişi, savunmayı, toparlayışı kritik hamlelerdi. Ve işlerin iyi gitmediği dakikalarda oyuna müdahalesi sonucu gelen son dakika golleri de Şenol Hoca’nın satır aralarında kalmaması gereken 'mucize'leriydi.
Ne diyelim, teşekkürler Şenol Hoca, teşekkürler TFF
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
-
'Bilirkişi' skandalı kamuoyuna açıklanmıştı:
-
Uğur Mumcusuz 32 yıl: Öldürüldük ey halkım unutma bizi!
-
Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
-
76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
-
Özdağ’dan ilk mesaj: ‘Tek endişem Kozinoğlu gibi suikast
En Çok Okunan Haberler
-
Dekan yardımcısını vurup, intihara kalkıştı
-
Birleşik Metal-İş'te silahlı saldırı!
-
Ankara'da korkutan deprem!
-
İki belediyeye daha hazırlık yapılıyor!
-
Saray'dan 'ihanet' çıkışı
-
Gece dönercisine kurşun yağdırdı
-
İmamoğlu'na ikinci hapis ve siyasi yasak talebi!
-
Zengin susar kurtulur da olan yine bize olur
-
TÜSİAD konuşmuş, konuşacak...
-
İran’da Türkçe şiir krizi!