Arif Kızılyalın

Bir Mehmet Özal Hikâyesi!

03 Ekim 2013 Perşembe

Mehmet Özal...

Şampiyon güreşçi, öğretim görevlisi...
Geçenlerde yanılmıyorsam yardımcı doçentlik unvanını da aldı...
Ve adı 2004’te 
“sözde” bir doping olayında geçiyor şu sıralar. Rivayete göre, o yıl hem Avrupa Şampiyonası’na gidip güreşen, onun ardından da Atina Olimpiyat Oyunları’nda madalya kazanan Mehmet, doping yapmış!
Nerede? Kamp çalışmaları sırasındaki bir idrar örneğinde 
“methollone” isimli maddeye rastlanmış. Bu olay o dönemin Gençlik Spor Genel MüdürüMehmet Atalay’ca örtbas edilmiş, sonra da bir sonraki Genel Müdür Yunus Akgül de “dopingçi” Mehmet Özal’ı Spor Genel Müdürlüğü kadrosuna dahil etmiş.
Vay vay vay... 
Andersen’den masallara konu olacak bir hikâye!
Önce; Atalay ve Akgül döneminde doping vakaları 
“yok” denecek kadar azdı bizim coğrafyada! Hatta öyle ki kontrolden kaçan Süreyya Ayhan’ın gözünün yaşına bile bakılmadı...
Yine 
“methollone” gibi ağır bir maddeyi kullanan sporcu, kamp sonrası katıldığı hedef turnuvalarda mutlaka Anti Doping Ajansı WADA’ya yakalanır. Kaçması olası değildir. Çünkü özellikle olimpiyatlarda kürsüye çıkan her sporcuyu, temiz mi değil mi diye araştırır Anti Doping Ajansı; hatta olimpiyatlarda köye girerken bile numune alınır... Bu kadar kesin ve net çizgiler varken Özal’ın 2004’te doping yaptığı ortaya atılıyorsa 2 seçenek ortaya çıkıyor.
1- Birileri şimdiki doping skandallarını örtmek için, 
“Eskiden de yapılıyordu ama gizleniyordu” havası estirmek istiyor.
2- Yrd.Doç.Dr. Mehmet Özal’la onu sporun yönetimine yönlendiren Mehmet Atalay ve Yunus Akgül karalanmak isteniyor. Kimse darılmasın üçüncü bir seçenek yok. Öncelikle doping kontrolleri isme göre değil, 
“kodlama”ya göre yapılır. Ne var ki gazetelerde yayımlanan Hacettepe’nin belgelerinde Mehmet Özal’ın adı var. Yine o dönemde Hacettepe eski yöntemlerle örnekleri inceleyen bir kurumdu; örnekler karışırdı ve yapılan laboratuvar çalışmaları birbirini tutmuyordu. Bunun farkına varan o dönemin spor yöneticileri, bugünün parasıyla 3-4 milyon dolar harcayıp yeni ölçüm cihazları getirdi... Ayrıca doping konusunda aşırı hassas olan ve görevi bırakırken Dünya Anti Doping Ajansı WADA’dan takdir mektubu alan Mehmet Atalay’ın hiçbir belgeyi “gizleme” huyu ve yetkisi yoktu. Çünkü onun döneminde yapılan kontrollerin birer örneği kendi makamına gelmeden ilgili federasyonlarla uluslararası federasyonlara gidiyor, böylelikle “şimdilerde unutulan” şeffaflık sergileniyordu...
Görüldüğü gibi Mehmet Özal’ın üzerine oyular oynanıyor ama niye?

3 Ekim 2013 - Cumhuriyet



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prag’da kasım ayı! 27 Kasım 2024
Trump, TFF, UEFA 22 Kasım 2024
Sorunları Atatürk’le! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları