Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Neden oynuyorla​r bu adamlar​?

28 Aralık 2021 Salı

Geçen gün TV’de gördüm. Önce bir anlam veremedim. İlkel pagan ayini gibi bir şeydi. Spikerin de yardımıyla çözdüm; insanlar davul zurnayla horon tepiyorlardı. Görüntüler Malatya ve Urfa’dandı. Bir şeyi kutluyorlardı ama neyi??

Kutlanacak, bayram yapılacak bir şey yoktu. Dolar almış başını gidiyordu; TL baş döndürücü hızla yere çakılırken fiyatlar da füze gibi yukarılara tırmanıyordu.

Türk Lirası’nın çakılışını izleyenlerin durumu, 84 katlı binadan düşmekte olan adamın otuzuncu katın hizasına geldiğinde “Neyse daha çakılmama otuz kat var” diyerek züğürt tesellisiyle avunmasına benziyordu.. Neyse horon tepen adamların durumunu 22 Aralık Çarşamba günü Zafer Temoçin çok güzel anlatıyordu. 

Zafer Temoçin, döviz bürosunun önünde kurlara bakarken bir elini yumruk yapmış, sevinçle haykıran bir adam çizmişti: “- Yaşasın! 15 gün önceki yoksulluğumu kazandım.”

Dolar birilerinin inadı yüzünden 8 liradan 18 liraya çıkmıştı. Şimdi tekrar 11.5’e indi diye garibanlar seviniyorlardı.

***

Damat Bey de kurlarla oynama makamında bulunduğu sırada kendisine doların durumunun ne olacağını soran bir gazeteciyi “Siz dolarla mı maaş alıyorsunuz?” diye yanıtlamış, ardından da pişkin pişkin gülmüştü. Karşısındaki zavallı, gazeteci değildi ki yanıtı yapıştırsın. Bilmiyorum, havuz medyasının ağzı var dili yok o mensubu, maaşını dolarla mı alıyordu?? Ama patronu ile onun da patronunu çabalarıyla hoşnut kılan kişi pek de âlâ dolarla maaş da alabilirdi.

Ama ne olursa olsun durum değişmiyordu. Türkiye’de vatandaşın dramı şöyle özetlenebilirdi:

- Burada ücretler TL, fiyatlar ise dolar iledir.

Ücretlerin TL, fiyatların dolar ile olduğu Türkiye’de sabit gelirli ya da yoksul (Türkiye’de bu iki kavram artık iç içe girmiş durumdadır) emeğinin üzerinden bir kere sömürülür. Sonra da ikide bir düşülen enflasyon çukurunda debelenirken para fiilen devalüe edilerek bir kez daha yoksuldan zengine kaynak aktarımı yapılır.

Enflasyonla para pul olduğundan, asgari ücret diye adlandırılan, aslında ise ortalama ücret olan ücretler alım gücü olarak bir yıl önceki düzeyinin altında kalırken, yoksul emekçiye büyük miktarda zam yapıldığı söylenir, garibim de bunu yer görünür.

İki kere makineden geçirilen, iliğine kadar sıkılıp suyu çıkarılan garibim de bu oyunu uysalca oynar, sonra da fırlayan dolar bir ara bir miktar düşerse bunu horon teperek kutlar. Her zaman şükretmek düzenin onsuz olmazıdır.

***

Geçen gün, doların kısmi ve geçici düşüşü üzerine devalüasyonla parasını son anda dövize yatıran garibanlar da doların yükselmesiyle zarara uğradıktan sonra, bir kez de doların düşüşüyle zarara uğradılar. Uzmanlar, bunların işi bilen, dolarla oynayan büyük sermaye olmayıp küçük tasarruf sahipleri olduğunu vurguluyorlar. Küçük tasarruf sahipleri, zararı bir yerde olsun durdurduk diye sevinerek dolar alırken, düzenden yararlananlar, kâr realizasyonu yapmak üzere piyasaya dolar sürerek, yeniden garibana kazık atmış oluyor.

Borsa dünyasının kulislerinde, bu operasyona “keriz silkelemek” deniyor.

Hoş bir deyim değil. Eskiden de kerizler silkelenirdi ama açıkça söylenmezdi. Şimdi adlı adınca söyleniyor: “Keriz.”

Artık keriz olan vatandaş, duruma itiraz etmiyor.

İyi de vatandaş keriz olunca milli irade de milli irade olmaktan çıkıyor, karizma da “kerizma” oluyor.

Kerizma ile de hiçbir toplum, hiçbir sağlıklı yere ulaşamıyor.

Düzeltme: Pazar günü çıkan yazım üzerine değerli arkadaşım Mehmet Ali Güller telefon etti. Kibarca “Aynı hataya ben de düşmüştüm” dedi. Sözünü ettiği, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda Frunze ile Voroşilov’un bulunmadığıydı. Bilinen tek kişinin Lenin’in Mustafa Kemal nezdindeki elçisi S.İ. Aralov olduğunu söyledi. 

Değerli arkadaşımın bütün dikkatine teşekkür eder, bu yanlışı düzeltirim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları