Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mustafa Aşkar – Donald Trump

16 Haziran 2016 Perşembe

IŞİD dur durak tanımıyor. Orlando’da 11 Eylül’den sonraki ABD tarihinin en büyük terör saldırısının ardından, örgütün eylemi, Avrupa Kupası finallerine ev sahipliği eden Fransa’da gerçekleşti. Bu kez Paris yakınındaki Magnanville’de polis memuru Jean Baptiste Salvin ve karısı, IŞİD’e bağlılık yemini eden, 25 yaşındak Larosi Abdalla tarafından öldürüldü.
ABD yetkilileri, Orlando’daki büyük katliamı gerçekleştiren ve IŞİD’e bağlılık yemini eden, Ömer Sıddık’ın, eylemini merkezden aldığı emirle değil de kendi inisiyatifiyle gerçekleştirmiş olması olasılığının güçlenmekte olduğunu belirtiyorlar. Larosi Abdalla’nın durumu hakkında ise şu ana değin herhangi bir açıklama yapılmış değil.
Ama bu iki eylem ister merkezden örgütlenmiş olsun, ister serseri mayınların kendi başlarına verdikleri kararların sonucu yaşama geçsin, arkalarındaki saik değişmiyor: Kin ve nefret.
Nitekim, ABD Başkanı Obama, Orlando katliamı sonrasında yaptığı açıklamada olayı bir kin ve nefret saldırısı olarak nitelemiştir.
Kin ve nefret şu anda dünyada en çok bulunan ve gittikçe de artan iki öge.
IŞİD namına ama kendilerine sorarsanız İslam adına cinayet işleyenlerin eylemlerinin kin ve nefretle beslendiği herkesin malumu. İşin en korkutucu yanı ise bu kin ve nefret ortamının gittikçe yoğunlaşması.
Artık şu gerçek açıkça bilinmelidir: Kin ve nefret ortamını keskinleştirecek veya bağnazlığı kışkırtacak söylemlerde bulunanlar, öyle bir amaçları olmasa bile, teröre suç ortağı olmaktadır.

***

Olaya bu gerçeğin ışığında baktığımızda, “Namaz kılmayanlar hayvandır” diyen Mustafa Aşkar da terörü kışkırtanlardan biridir. Üstelik bu zatın sokaktan geçen herhangi bir cahil kişi olmayıp Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ders veren, bir profesör olması olayın vahametini artırmaktadır.
Kim bilir, bu adam derslerinde neler anlatmaktadır?
Böylelerin yol gösterici olduğu toplumlarda, insanlar nerelere yönelirler?
Nitekim, Ramazan sohbetleri sırasında, bir konuşmacıya “namaz kılmayanın katlinin vacip olup olmadığının” sorulması insanın kanını donduruyor. Bugün namaz kılmayanın hayvan olduğunu söyleyen zihniyetin yarın bu soruya ne cevap vereceğinden nasıl emin olabilirsiniz ki?
Bizatihi sorunun akla gelip sorulabilmiş olması dahi çok büyük bir tehlikedir.
İçinde bulunulan ortamda, ağızlarını açanlar, çok ama çok dikkatli olmak zorundadırlar. Çünkü dikkatsizce edilmiş bir sözün, hiç umulmadık bir yerde çarpık bir biçimde algılanması ve durumdan vazife çıkaran bir şaşkını teröre itmesi kaçınılmazdır.

***

Hemen belirtmek gerekir ki, İslam adına konuştuğunu ileri sürenlere yönelik tek taraflı uyarı da yetersizdir.
Aynı zamanda, İslamofobinin etkisiyle, İslamı tezyif ve tahkir edenlerin de kin ve nefret ortamını keskinleştirmekte, teröristlerden daha az sorumlu olduklarını söyleyemeyiz.
Hangi taraftan olurlarsa olsunlar, nefret söylemini kullananlar, aynı yolun yolcusudurlar.
Olaya bu gerçeğin ışığında baktığımızda görürüz ki, Donald Trump ile Mustafa Aşkar aynı yolun yolcusudurlar. Birinin bağnazlık, öbürünün emperyalizm adına jargonlar kullanıyor görünmeleri bu gerçeği değiştirmez.
Bu durumda “Bunların hepsi son tahlilde IŞİD’ci” saptamasına kimsenin söyleyecek bir şeyi olamaz.
Evet, her yerde kin var ve masum değiliz, hiçbirimiz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları