Uzun bayramın kıssası

02 Temmuz 2023 Pazar

Kurban Bayramı bitti.

Bu bayram özel... “Kıssası” olur, kısası olmazdı zaten.

Hayırlısı oldu. Muhalif seçmen için de güzel bir “nekahet tatili” oldu.

Yüzde 48’imiz dinlendi, dertlendi hem de söylendi:

“Siyasetin kanunu yazsam yeniden

Bütün ümitleri yel alır gider.

Kimi oy verir candan gönülden.

Kimi malı götürür el olur gider.

Her yolun bir başı bir sonu vardır.

Hayatın bir yazı bir kışı vardır.

Bahar vaat etme sakın.

‘İklim değişikliği’ bakanlığı vardır.

Boş yere bekleme, gelecek seçimi;

Her seçimin sonunda gözyaşı vardır

Akar damla damla sel olur gider.

Ümitleri hep, yel alır gider.”

*

Ümit bu. Noktalısı da noktasızı da olur.

Beslenir büyür.

Yeşermezse söner, solar gider.

Bu böyledir hep...

Siz deyin kalubeladan, ben diyeyim Namık Kemal’den beri.

“Vatan Şairi”miz seçmen değildi.

Seçime falan girmemiş, aday maday olmamıştı.

Yine de Mağusa zindanından haykırmıştı. Demek ki sezgileri, gözlemleri vardı:

“Edepsizlikte tekleriz/

Kimi görsek etekleriz/

Hak’tan da yardım bekleriz/

Ne utanmaz köpekleriz/

Geldik vatan kavgasına/

Düştük rütbe yağmasına/

Daldık dünya salasına/ (...)

Vatanı sattık bir pula/

Ne utanmaz köpekleriz.”

*

Yüreği yine de soğumaz

Umutsuzca boynunu büker:

“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini/

yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini...”

Kederler içinde vasiyetini de yazar:

“Ölürsem görmeden millette ümit ettiğim feyzi/

Yazılsın sengi kabrime vatan mahzun ben mahzun…”

*

Sakız Adası’nda, sürgünde öldüğünde 48 yaşında idi. (1840-1888)

Mezarı Bolayır’da.

Kendisi belki mahzun. Ama şimdilik vatanımız mahzun değil. En azından vatadaşların şimdilik yüzde 52’si değil.

Biz yüzde 48 ise...

“Seçimi kaybettik!” diye karalar bağlayacak, mezar taşımıza beyit hazırlayacak değiliz ya.

Seçim sandığının makûs talihi de elbette değişecek, tarih de Mustafa Kemal Paşa’ya esin kaynağı olan Tevfik Fikret’in izinde tekerrür edecektir.

“Seçim sandıklarına iktidar dayasa da hançerini

Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini’”

Üstelik demokrasi ve hukuk var; analarımız da hedefte değil.

*

Madımak ah Madımak

Alnımızın kömür karası Madımak’ın bugün 30. yıldönümü.

O vahşeti, Bülent Ecevit dizeleriyle özetlemişti:

“Eylemleri sözdü

silahları sazdı

ozan olmaktı

kiminin de

ozanlar ilinde günahı

suçları Pir Sultan’ı anmak

cezaları yanmaktı

toplu mezar oldu onlara

alev alev Madımak.

orman gibi yanan

otuz yedi can

can verirken o gün

Pir Sultan uğruna.”

**

Katliamda ikisi otel çalışanı bir de Hollandalı 35 kişi alevler ve dumanlar arasında can vermişti.

Davanın takibinde baştan sona yer alan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Önder Sav, “Madımak’ı bir Alevi-Sünni çatışması gibi göstermek fevkalade yanlış” diyor ve ekliyor:

“Olay maalesef olay, önceden tasarlanmış, laik Cumhuriyete karşı bir ayaklanma ve vahşi bir toplu cinayettir. Yıllarca süren dava bitmiş fakat yüreklerdeki Madımak yangını sönmemiştir. Ülkemizde bir daha bun benzer vahşi ve acımasız bir katliamın yaşanmamasını diliyorum.”

***

Bu dileğe katılmayan ne vatandaştır ne de insan.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 Kasım ve Kehf Suresi 10 Kasım 2024
Ey ruhumun ruhu... 3 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları